Savcı Bey, Ertuğrul Gazi’nin büyük oğludur.
Eski kaynaklarda Saru Yatı, Saru Natı olarak adlandırılsa da, bunlar onun Savcı Bey adını da içerir. Bazı tarih kaynaklarında ise Saru Tay ismi geçmektedir.
Erkanlarının Anadolu’ya yerleşimi sırasında Selçuklu Sultanı’na kendi yurtlarını istemeleri nedeniyle ona Savcı Bey denilmiş olması muhtemeldir. Savcı Bey‘in Ertuğrul dönemindeki savaşlarda önemli rolleri olduğu bilinmekte, fakat bu konuda net bir bilgi bulunmamaktadır.
Babalarının vefatından sonra kardeşi Osman Bey’in ordusuna katıldı, Söğüt çevresinde yapılan savaşlara iştirak etti ve kardeşine karşı herhangi bir hak iddiasında bulunmadı.
Ertuğrul Gazi’nin üç oğlu bulunmaktaydı: Osman, Gündüz ve Saru Yatı, bu sonuncusuna “avcı” da denirdi. Üç kardeş birlikte Rum (Anadolu)’ya geldiler ve Hısnı Mansur (Adıyaman) bölgesine yerleştiler.
Savcı Bey’in Sultan Alaeddin’den Yer İstemesi
Ertuğrul, oğlu Saru Yatı’yı Sultan Alaeddin’e gönderdi. “Bize yurt göster, gaza edelim” diyerek dileklerini iletti. Saru Yatı, babasının haberini Sultan Alaeddin’e getirerek, Sultan bu duruma oldukça sevindi. Sultanönü ve Karacahisar’ın tekfuru Sultan’a haraç vermekteydi. Domaniç Dağı ve Ermeni beldeleri onlara yayla olarak tahsis edildi. Saru Yatı, bu bilgiyi babasına iletti ve Ertuğrul Gazi bunu kabul etti. Ardından Engürü (Ankara) tarafına doğru yola çıktılar. Ertuğrul döneminde savaş durumu olmadı; yayla ve kışlaklarında yerleşik hayat sürdürdüler.
Saru Yatı‘nın oğlu Bay Koca (Bay Hace), Osman Bey’in düşmana saldırdığı sırada Ermeni Derbendi’nde pusuya düştü ve burada savaşırken yiğitçe şehit oldu.
Savcı Bey’in Ölümü
1288 yılında Domaniç yakınlarındaki İkizce ya da Erice adındaki yerde meydana gelen çatışmada düşman geri çekilmesine rağmen Saru Yatı burada şehit oldu. Saru Yatı’nın naaşı Söğüt’e getirilerek Ertuğrul Gazi türbesine defnedildi. Bu olay, Aşıkpaşaoğlu tarihindeki gibi aktarılmaktadır:
Osman Gazi, Kolaca Hisarı’nı fethettikten sonra, İnegöl’ün kafirleri toplandılar ve Karacahisar tekfuruna haber yolladılar. “Neden bekliyorsun, seni ve neslini esir edenler bu milleti yok eder?” diye uyarıda bulundular. “Eğer şimdi bu düşmanları bu türden çıkarmazsak, sonrasında pişmanlık fayda sağlamaz” dediler.
Savcı Bey‘in Anadolu’ya gelirken Selçuklu Sultanı’na bir elçi olarak uygun bir yaşta bulunması, Ertuğrul Gazi’nin Söğüt’te elli yıl yaşaması ve Savcı Bey’in babası Ertuğrul Gazi’nin vefatından sonra da yedi yıl daha yaşaması göz önüne alındığında, Savcı Bey’in ölümü sırasında yetmiş yaşını geçtiği anlaşılmaktadır. Yetmiş yaş üzerinde savaş alanlarında bulunması, onun kahraman bir kişi olduğuna dair bir kanıttır.
Sultan II. Alaeddin, Saru Yatı’nın şehit olduğunu duyduğunda: “Karaca Hisar tekfuru artık düşmanımız olmuştur, Germiyanoğlu bu kişileri sevmezdi, bu yüzden kafirler gazileri incitmektedir” diyerek Eskişehir’i Osman Gazi’ye verdi. Osman Bey’e, Karaca Hisar’a karşı harekete geçilmesi gerektiğini bildirdi ve Karaca Hisar bu duruma göre fethedildi.
Savcı Bey (Saru Yatı)‘nin türbe haziresindeki mezarı, gerçek bir makam olmamakla birlikte esas kabridir. Tarihsel belgeler, İkizce’de şehit olduktan sonra söğüt’e getirilip babasının yanında defnedildiğini bildirmektedir.