Sevr Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin fiilen sonunu getiriyordu. İstanbul’da büyük bir tepkiyle karşılanan bu antlaşma nedeniyle Damat Ferit Paşa görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Onun yerine gelen Tevfik Paşa Hükûmeti de antlaşmayı onaylamamış olmasına rağmen, İstanbul Hükûmeti’nin Sevr’i kabul ettiği gerçeği değişmemektedir. Sevr Antlaşması, imzalanmış olmasına rağmen hiçbir zaman uygulamaya konulmamıştır.
Büyük Millet Meclisi ve Mustafa Kemal, antlaşma imzalanmadan önce Türk topraklarını bölmeyi amaçlayan ve milli birlik ile beraberliği tehdit eden bir antlaşmanın asla kabullenilmeyeceğini tüm dünyaya ilan etmişti. Büyük Millet Meclisi’nin antlaşmaya tepkisi oldukça sert oldu. 19 Ağustos 1920 tarihinde alınan bir kararla antlaşmayı destekleyen ve imzalayanlar vatan haini olarak ilan edildi.
Sevr Antlaşması, Türk milletini asla umutsuzluğa düşürmedi. Aksine, mücadele ruhunu ve kararlılığını daha da güçlendirdi. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının başlattığı Millî Mücadele’nin haklılığını bir kez daha kanıtladı. Bu antlaşma ile Türk milleti, hak ve bağımsızlığının ancak düşmana karşı mücadele ile elde edilebileceğini net bir şekilde görmüş ve Sevr’i bir kenara atmıştır.