Müslümanların Medine’de güçlenmesinden rahatsız olan Mekkeli müşrikler, düşmanlıklarını sürdürdüler. Çünkü İslam’ın Medine’deki yayılmasının, Mekke’deki sosyal, ekonomik ve dini yapıyı etkileyeceğini biliyorlardı. Müslümanlar ise artık müşriklerden korunabilecek bir konuma gelmişlerdi.
Mekke Dönemi boyunca, Müslümanlar müşriklerin zulmüne karşı sessiz kaldılar. Hz. Peygamber (s.a.v) ve sahabeleri, karşılaştıkları hakaret ve zorbalıklar karşısında sabır gösterdiler. Çünkü o dönem müşriklerle başa çıkacak güçleri yoktu. Ancak daha sonra Medine’de bir devlet kurarak siyasi ve askeri bir güç haline geldiler; bu da Allah’ın Medine Dönemi’nde cihat etme izni vermesine yol açtı.
Peygamberimiz (s.a.v) her zaman barıştan yanaydı, fakat müşriklerin Müslümanları yok etme kararlılığının farkındaydı. Bu sebeple, Medine’yi olası bir saldırıya karşı korumak amacıyla bazı stratejik yerlere seriyye ve gazveler düzenledi. Bedir Savaşı’ndan önce Abdullah bin Cahş komutasındaki Batnı Nahle Seriyyesi dışındaki dört seriyye çatışma olmaksızın gerçekleştirildi. Müslümanlarla müşrikler arasındaki ilk büyük sıcak temas ise Bedir Savaşı ile gerçekleşmiştir.