Kızıl Elma ve Türk Cihan Hâkimiyeti Anlayışı

Türk tarihine bakıldığında, Hunlardan itibaren bir cihan imparatorluğu olma isteği ve dünyaya düzen getirme hedefinin var olduğu görülmektedir. Türk hakanları; “Güneş bayrağımız, gökyüzü çadırımız.” diyerek bu hedefi dile getirmişlerdir.

Orhun Yazıtları’nda belirtildiği üzere, Türk Cihan Hâkimiyeti, Güneş’in doğduğu yerden battığı yere kadar olan bölgenin Türk hükümdarı tarafından yönetilmesi idealidir. Türk Cihan Hâkimiyeti anlayışındaki Nizam-ı Âlem Ülküsü, Tanrı adına dünya düzenini sağlama ve Türk adaletini tüm dünyaya yayma anlayışını taşımaktadır. Orhun Yazıtları’nda Bilge Kağan’ın; “İlliyi ilsizleştirdik, kağanlıyı kağansızlaştırdık. Dizliye diz çöktürdük, başlıya baş eğdirdik. Tanrı yardım ettiği için gözle görünmeyen, kulakla işitilmeyen yerleri milletime kazandırdım. Tanrı buyurduğu için dört taraftaki milleti düzene sokup tertipledim. Türk Milleti yerinde hiç durmasın… Gece uyuyacağım gelmedi, gündüz oturacağım gelmedi.” sözleri, Türklerin vatanseverlik ve dünyaya düzen getirme düşüncesini desteklemektedir. Dört taraftaki milletleri düzene koyma çabası da Kızıl Elma anlayışının bir göstergesidir.

Türklerin Kızıl Elma ülküsü, sabit ve belirli bir kavram ya da yer olmaktan çok, soyut bir ideal kavramıdır. Bu nedenle her dönemin kültürü, o dönemdeki Kızıl Elma ülküsünü şekillendirmiştir. Bu anlayışa göre somut bir hedef belirlenip o hedefe ulaşılmaya çalışılır; ancak bu noktaya ulaşıldığında Kızıl Elma, bir kez daha daha ileri bir noktaya taşınır ve hiçbir zaman tam anlamıyla erişilemez. Kızıl Elma düşüncesi, uzun vadeli stratejiler geliştirilmesinde ve yeni hedeflerin belirlenmesinde önemli bir yer tutmuştur. Çünkü Türkler, bu ideal sayesinde dinamik bir yapı kazanmış ve belirlenen yeni hedeflere odaklanmıştır.

Oğuz Kağan Destanı’ndan “Tanrı buyurmuş size yeryüzünü al diye! Başımla kut’umu da veriyorum al diye! Gökteki Güneş ise yurdun bayrağı olsun, İlimizin çadırı, yukarıdaki gök olsun. Dünya devletim olsun, Halkımız da çok olsun! O hâlde sayılırım ben bir dünya kağanı, Bana bağlıdır artık, dünyanın her dört yanı!” Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, s. 135-138 (Düzenlenmiştir.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir