İlk Türk devletlerinin yaşam tarzları, eğitim yaklaşımlarını ve uygulamalarını etkilemiştir. Bu nedenle, erken Türk devletlerinde sunulan eğitimde töre büyük bir rol oynamış, aileler çocukların ve gençlerin sosyalleşmesi için özel çaba göstermiştir. İlk Türk devletlerinde aile içi eğitimin, dış çevreye yönelik olması da önemsenmiştir.
Bu dönemde halkın eğitimine öncelik verilmiş, toplumun bilgilenmesi amacıyla şiirler, destanlar ve atasözleri derlenmiştir. Bu eserler şairler aracılığıyla nesilden nesile aktarılmıştır. Oğuz Kağan Destanı’nda insanların yaşamı, mevsimler ve coğrafya hakkında bilgiler bulunmaktadır. Manas Destanı’nda insanların kullandığı araçlar ve silahlarla birlikte, hayvan hastalıkları ve insan anatomisi hakkında bilgiler verilmiştir. Ayrıca, Ergenekon Destanı’nda demirin eritilme süreci anlatılmaktadır.
Türk devletleri arasında yer alan Hunlar ve Kök Türkler’de örgün eğitim kurumları hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak uygarlık ve kültürel gelişim düzeyi, ilk Türklerde sağlam bir eğitim sisteminin varlığını göstermektedir. Devletin çeşitli kademelerinde görev yapan memurların varlığı, bu memurları eğiten eğitim kurumlarının olduğunu gösterir.
Türklerin yaşadığı bölgelerde yazılı belgelerin bulunması; tabak, çanak, yüzük, küpe, kemer tokası ve kemik gibi günlük eşyalar üzerinde yazının varlığını, Türklerin arasında okuma yazma bilmenin yaygın olduğunu kanıtlar.
Türklerin eğitim anlayışında ahlak, terbiye, yardımseverlik, cömertlik, sorumluluk ve bilgelik gibi değerler öne çıkmaktadır. Alp insanı olmanın büyük bir önem taşıdığı, bu niteliğin bir erdem olarak görüldüğü anlaşılmaktadır.
Göçebe hayat süren ilk Türk toplulukları, sürekli savaş tehdidiyle karşı karşıya oldukları için savaş sanatında yetkin olmuşlardır. Ata binme, ok atma ve kılıç-kalkan kullanma gibi eğitimler, çocuk yaşlardan itibaren disiplinli bir şekilde verilirdi. Silah kullanma yeteneğine sahip olan herkes, savaş araç ve gereçlerini kullanma eğitimi alırdı.
Erken Türk devletleri arasında yer alan Hunlar, özellikle askeri eğitime büyük önem vermiştir. Hun hükümdarı Mete Han’ın oluşturduğu askeri alandaki onlu sistem, birçok ülkeye örnek teşkil etmiştir.
Temel geçim kaynağı hayvancılık olan Türkler, hayvan ürünlerini (et, süt, yoğurt, deri, yün vb.) işleme konusunda ustaydılar. Ayrıca, hayvan hastalıkları hakkında da eğitim almışlardı. Türklerin dokumacılığı ve demir işçiliği de oldukça gelişmiştir.