Büyük Taarruz, 26 Ağustos 1922 tarihinde Başkomutan Mustafa Kemal liderliğinde saat 05.30 sularında Türk artilleryasının ateşiyle başlamıştır. Dumlupınar’da Yunan ordusuyla büyük bir meydan savaşı gerçekleşmiştir.
Başkomutanlık Meydan Savaşı
Türk ordusu Sakarya’da zafer kazanmış olsa da, Yunan ordusunu savaşa zorlayarak tamamen imha edebilme durumunda değildi.
Başkomutan Mustafa Kemal, ordunun taarruz gücüne ulaşabilmesi için uzun bir hazırlık dönemi gerektiğini düşünmekteydi. Sakarya Zaferi’nden sonra büyük taarruz için hazırlıklara başlanmıştır.
Ülkenin her yerinde uygulanan Tekâlifi Milliye Emirleri ile ordunun ihtiyaçlarının karşılanması için çalışmalar sürdürülmüştür. Öncelikle, asker sayısı artırılmıştır. Büyük bir gizlilikle yapılan hazırlık aşamasında İstanbul’daki silah depolarından Anadolu’ya silah ve cephane kaçırılmıştır. Fransız ve İtalyanların çekilirken bıraktığı silahlarla ve Rusya’dan alınan silahlarla ordu güçlendirilmiştir.
Taarruz hazırlıklarının uzun sürmesi, TBMM’de Mustafa Kemal’e karşı muhalefet edenlerin sayısının artmasına neden olmuştur. Bu nedenle, 5 Ağustos 1921’den itibaren üç aylık dönemler halinde uzatılan Başkomutanlık yetkisi dördüncü kez uzatılmak istendiğinde, mecliste yeterli oyu alamamıştır. Bu durum, Mustafa Kemal tarafından Nutuk’ta şu şekilde dile getirilmiştir:
“Bu dakikada ordu komutansızdır. Eğer ben, orduya komuta etmeyi sürdürüyorsam yasaya aykırı olarak komuta ediyorum. Mecliste beliren oylara göre hemen komutadan el çekmek isterdim. Başkomutanlığımın sona erdiğini hükûmete bildirirdim. Ama önlenemeyecek bir kötülüğe yol açmamak zorunluluğu karşısında kaldım. Düşman karşısında bulunan ordumuz başsız bırakılamazdı. Bunun için bırakamadım, bırakamam ve bırakmayacağım.”
6 Mayıs 1922’de Mustafa Kemal’in mecliste yaptığı konuşmanın ardından yapılan oylama sonucunda, Mustafa Kemal’e verilen Başkomutanlık görevinin süresiz olarak uzatılması kabul edilmiştir.
Büyük Taarruz
Başlatılacak taarruzdan önce bir kez daha sorunun barışçı yollarla çözülmesi için Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşenk) Bey Avrupa’ya gönderilmiştir. Ancak herhangi bir sonuç alınamamıştır.
- 26 Ağustos sabahı Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşalar taarruz harekâtını yönetmek için Kocatepe’de bulunuyorlardı.
- Savaş saat 05:30’da Türk artilleryasının ateşiyle başlamıştır.
- 27 Ağustos’tan itibaren Türk kuvvetleri üstünlüğü ele geçirerek Yunan ordusuna büyük kayıplar vermiştir.
- 30 Ağustos sabahı Dumlupınar’da Yunan ordusuyla büyük bir meydan savaşı yapılmıştır.
Mustafa Kemal’in bizzat yönettiği bu savaşa “Başkomutanlık Meydan Savaşı” denir. Aynı zamanda meydana gelen yer dolayısıyla “Dumlupınar Meydan Savaşı” olarak da adlandırılmaktadır. Bu savaş sonucunda bozguna uğrayan Yunan kuvvetleri, İzmir, Yalova ve Bandırma yönüne doğru kaçmaya başlamıştır.
Yunan ordusu Başkomutanı General Trikopis ve birçok subay esir alınmıştır. Kaçan Yunan ordusunun yeni bir savunma hattı oluşturmasını engellemek amacıyla Mustafa Kemal “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emrini vermiştir. Bu emirle başlayan takip, 9 Eylül’de Türk ordusunun İzmir’e girmesiyle sonuçlanmıştır.
18 Eylül’de işgalciler Batı Anadolu’dan tamamen çıkarılmıştır. Bu büyük zaferin kazanılmasında 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa, 2. Ordu Komutanı Yakup Şevki (Subaşı) ve Kolordu komutanları Kazım (İnanç) Paşa ile Fahrettin Paşa’nın üstün hizmetleri olmuştur. Böylelikle Kurtuluş Savaşı’nın askerî safhası tamamlanmış ve diplomatik mücadele dönemi başlamıştır.
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Savaşı
(Farklı Kaynaktan)
Sakarya Meydan Savaşı sonrasında İtilaf Devletleri, İngiltere öncülüğünde Sevr Antlaşması’nda bazı değişiklikler yaparak TBMM’yi barışa ikna etmek için bazı girişimlerde bulunma gereği duymuşlardır, 1922 Mart’ında yeni bir Londra Konferansı düzenlenmiştir.
TBMM Hükûmeti ise Yunanları yurttan atmak için kesin bir saldırı hazırlığı içerisindeydi. Diğer yandan, vatan topraklarının barış yoluyla kurtarılması için Avrupa’ya temsilciler gönderilmiş ve barış girişimlerinde bulunulmuştur. Ancak bu girişimlerden olumlu sonuç alınamamıştır. Paris ve Londra’da bazı görüşmelerde bulunan Fethi Okyar, raporunda şu değerlendirmeyi yapmıştır:
“Ulusal amaçlarımızın elde edilmesi, ancak askerî hareketlerle mümkün olacaktır. Başka incelemeye, başka yoruma gerek yoktur.”
Afyon-Eskişehir hattına yerleşen Yunanlar, savunmalarını oldukça güçlendirmişti. Türk Genelkurmayı da ordunun güçlendirilmesi için gerekli çalışmaları yapmıştır.
Taarruz planını hazırlayan Türk Genelkurmayı, 1922’nin Haziran ayında saldırı kararı almıştır. Daha önce üçer aylık dönemler hâlinde uzatılan Mustafa Kemal’in Başkomutanlık yetkisi TBMM tarafından 20 Temmuz 1922’de süresiz olarak uzatılmıştır. Saldırı kararını gözden geçirmek ve gerekli düzenlemeleri yapabilmek için bir dizi gizli toplantı yapılmıştır. Yunanları kuşkulandırmamak adına futbol maçı izleme veya çeşitli törenlere katılma bahanesiyle cephede gerekli incelemelerde bulunulmuştur.
Aşağıdaki alıntı bu döneme ait konuşmalardan bir derlemedir:
“Çay’da toplanılmıştı. Fevzi Çakmak saldırı planını açıklamıştır. İsmet Paşa saldırıya karşıdır. Yakup Şevki Paşa, milletin varını yoğunu zar gibi ortaya koymanın tarihte bir cinayet sayılacağını söyler. Mustafa Kemal:
– Milletin varı yoğu bundan mı ibarettir Paşam?
– Evet!
– O hâlde kesin sonucu bununla almak zorundayız.
Kolordu Komutanı Kemalettin Sami Paşa, geri teşkilatın düşmanı yirmi kilometreden fazla kovalayamayacağını söyler. Mustafa Kemal:
– Bizim geri teşkilatımız düşmanı yirmi kilometreden fazla kovalayamaz mı?
– Hayır Paşam!
– Demek düşmanı yirmi kilometre içinde yok etmek zorundayız.”
25 Ağustos günü yabancı ülkelerle olan tüm haberleşmeler kesilmiştir. 26 Ağustos 1922 sabahı 5.30’da, Afyon Kocatepe’den Türk topçusunun ateşiyle ani bir baskın şeklinde başlayan Büyük Taarruz, 30 Ağustos 1922’de Yunan ordusunun Dumlupınar’da kuşatılarak imha edilmesiyle zaferle sonuçlanmıştır. Türk ordusu, asker sayısı ve silah gücü bakımından kendisinden üstün olan Yunan ordusuna karşı büyük bir başarı kazanmıştır.
Mustafa Kemal, Büyük Taarruzu Anlatıyor
Bu kesin zaferin ardından Mustafa Kemal Paşa, saldırı emrini verişini şöyle anlatmaktadır:
“Birkaç gün sonra yola çıktım. Gidişimi belirli birkaç kişiden başka bütün Ankara’dan gizledim. Benim Ankara’dan ayrılacağımı bilenler, burada imişim gibi davranacaklardı. Dahası, benim Çankaya’da çay şöleni verdiğimi de gazetelerle yayımlayacaklardı. Bunu elbette o zamanlar işitmişsinizdir. Trenle gitmedim. Bir gece otomobille Tuz Gölü üzerinden Konya’ya gittim. Konya’ya gidişimi, orada hiç kimseye telle bildirmediğim gibi, Konya’ya varır varmaz telgrafhaneyi gözaltına aldırarak, orada bulunduğumun da hiçbir yere bildirilmemesini sağladım.
20 Ağustos 1922 günü öğleden sonra saat dörtte Batı Cephesi Karargâhı’nda, yani Akşehir’de bulunuyordum. Kısa bir görüşmeden sonra, 26 Ağustos 1922 sabahı düşmana saldırmak için Cephe Komutanına buyruk verdim.”
Aşağıdaki alıntıda, 1 Eylül’de Mustafa Kemal Paşa tarafından Denizli’nin Çal ilçesinde “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emri verildiği belirtilmektedir. 2 Eylül’de Uşak geri alınmış ve Yunan ordusu Başkomutanı Trikopis esir alınmıştır.
“Mustafa Kemal 24 Ağustos sabahı Ankara’dan hareket etti. Afyon’un güneyindeki Şuhut kasabasında geceyi geçirdi. 25-26 Ağustos gecesi Kocatepe’nin hemen güneyindeki dere içine Başkomutanlık Karargâhına geldi. Şafakla beraber saldırı emrini verdi.
Ankara’dan hareket edeceği günün akşamını Keçiören’de yakın adamları ile geçirmişti. Ayrıldığı zaman bir hayli yorgundu. Yanındakilere:
– Taarruz haberini alınca hesap ediniz. On beşinci günü İzmir’deyiz, demişti.
Arkasından hafifçe gülüştüler bile… İzmir’den dönüşünde karşılayıcılardan bir ikisini görünce:
– Bir gün yanılmışım, dedi, ama kusur bende değil, düşmanda!
İzmir’e taarruzun on dördüncü günü girmişti.”
Türk Devriminin Zaferi
Türk ordusu, 9 Eylül 1922’de İzmir’e girerek, şehri Yunan işgalinden kurtarmıştır. 11 Eylül’de Bursa’nın kurtarılması ve 18 Eylül’de Mudanya’dan Yunan kuvvetlerinin çekilmesi ile Batı Anadolu’nun tamamı düşman işgalinden kurtarılmıştır. Kurtuluş Savaşı boyunca yapılan bu tek saldırı ile kesin bir zafer kazanılmıştır. Böylelikle Türk devriminin askerî aşaması zaferle sona ermiştir. Artık diplomatik başarı için ortam hazır hale gelmiştir.
26 Ağustos’ta başlayıp 9 Eylül’de sonuçlanan Büyük Taarruz, sömürgeci devletlerin Anadolu’ya yönelik beklentilerini boşa çıkarmıştır.
26 Ağustos 1922 tarihinde Başkomutan Mustafa Kemal Paşa liderliğinde Kurtuluş Savaşı’nın en önemli mücadelelerinden biri gerçekleştirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırdığı, 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanan bu taarruz, Türk tarihine altın harflerle kazınmıştır. Mustafa Kemal’in Kocatepe’den yönettiği Büyük Taarruz sonucunda Türk ordusu, Yunan ordusuna karşı büyük bir zafer elde etmiştir.