İhtilal sonrası Fransa, agresif bir dış politika izlemeye başladı. Fransa, İtalyan devletleri ve Avusturya ile gerçekleştirdiği çatışmaları kazanarak, Venedik topraklarının bir kısmını ve Arnavutluk’taki bazı limanları ele geçirdi. Böylece batıda Osmanlı Devleti ile sınır komşusu haline gelen Fransa, Osmanlı topraklarından pay almak ve Akdeniz’de etkinlik sağlamak için harekete geçti.
Fransa’nın amacı, Osmanlı topraklarından Mısır’ı fethetmek ve İngiliz sömürgelerine giden yolları kontrol altına almaktı. Böylece, ham madde akışını engelleyerek İngiliz ekonomisine zarar vermek ve bölgede kendi egemenliğini sağlamlaştırmak istiyordu.
Osmanlı – Fransız Savaşı, Napolyon Bonapart’ın komutasındaki Fransız donanmasının Mısır’a asker çıkararak Kahire’yi ele geçirmesiyle başladı (1798).
Bu durum, İngiltere ve Rusya’nın sert tepkisini çekti. Zira Fransa’nın Mısır’a yerleşimi, her iki ülkenin de çıkarlarına tehdit oluşturuyordu. Bu sebeple, Osmanlı Devleti’ni destekleme kararı aldılar. İlk kez bir Rus donanması, Boğazları geçerek Akdeniz’e indirme gerçekleştirdi. İngiltere de donanmasını bu bölgeye gönderdi.
İngiliz donanması, Fransız donanmasını Ebûkır açıklarında yok etti. Donanmasını kaybeden Napolyon, Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak için Suriye üzerine yürüyerek Akka Kalesi‘ni kuşattı. Cezzar Ahmet Paşa komutası altındaki Nizamıcedit askerlerine karşı ilk yenilgisini aldı. Fransa, 1801’de Elariş Antlaşması ile Mısır’dan çekilmek zorunda kaldı.
Osmanlı – Fransız Savaşı, 1802 yılında imzalanan Paris Antlaşması ile sona erdi. Bu antlaşma ile Mısır, Osmanlı Devleti’ne geri verildi ve İngiltere’ye Karadeniz’de ticaret yapma hakkı tanındı. Ancak, Rusların Ege Adaları’nda milliyetçilik propagandası başlatması ve İngilizlerin Mısır’a yerleşme arzusu, Osmanlı Devleti’nin Fransa ile dostluğa yeniden önem vermesine neden oldu.
İngiltere ve Rusya, 1804 yılında Napolyon’un kendini imparator ilan etmesini tehdit olarak görerek aralarında bir ittifak kurdular. Osmanlı Devleti’ni Fransa’ya karşı kışkırttılar. Fakat Osmanlı Devleti, onların isteklerine direnmeye devam etti ve bunun sonucunda 1806 yılında Rus – İngiliz ittifakının saldırısına uğradı.