Mustafa Kemal’in 1893 yılında Selanik Askerî Rüştiyesi’nde başlayan askerî eğitimi, 1905’te Harp Akademisi’nden kurmay yüzbaşı olarak mezun olmasıyla sona erdi.
Öğrenim hayatını tamamladıktan sonra 1905 yılında Şam’a atanmıştı. Bu görev süresince Suriye’nin çeşitli bölgelerini gezerek, burada yönetimdeki aksaklıkları ve sıkıntıları yakından gözlemledi. Ülkenin maruz kaldığı sorunlara çözüm üretmek amacıyla arkadaşlarıyla birlikte “Vatan ve Hürriyet” adında bir cemiyet kurdu. Mustafa Kemal, cemiyetin kuruluş amacını arkadaşlarına şu sözlerle açıkladı:
“Bu talihsiz memlekete karşı önemli görevlerimiz vardır. Onu kurtarmak tek hedefimizdir. Bugün Makedonya’yı ve bütün Rumeli topraklarını vatan bütünlüğünden ayırmak istiyorlar. Millet, baskıcı ve zorba yönetim altında yok oluyor. Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve yok olma vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir. Eskimiş çürük yönetimi yıkmak, milleti hâkim kılmak, özetle vatanı kurtarmak için sizi göreve çağırıyorum.” [Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, s.1 (Düzenlenmiştir.)]
Mustafa Kemal, 1907 yılında merkezi Manastır’da bulunan 3. Orduya atanmıştı. Selanik’teki görevinde hem askerlik işlerini yürütüyor, hem de Şam’daki arkadaşlarının Selanik Şubesi’nin İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılmaları için gerekli olan çalışmaları yapıyordu. 1908 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti, Padişah II. Abdülhamit’e baskı yaparak 1876 Anayasası’nı geri getirtip, kapatılan Meclisi’ni tekrar toplanmaya zorladı. Bu çabalar sonucunda padişah II. Abdülhamit, Meşrutiyet’i yeniden ilan etti.
İkinci Meşrutiyet’in ilan edildiği 1908 yılında Mustafa Kemal, Selanik’te askerlik hizmetini sürdürmekte ve aynı zamanda İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde çalışarak İstanbul’daki siyasi gelişmeleri dikkatle takip etmekteydi. Ancak Mustafa Kemal, Meşrutiyet’in ilanını ve sonrasındaki gelişmeleri yeterli bulmuyor ve ülke için daha kapsamlı değişimlerin gerekliliğine inanıyordu. Fakat bu görüşleri İttihat ve Terakki Cemiyeti ileri gelenlerinin fikirleriyle örtüşmüyordu. Yine de, fikirlerini ifade etmekten ve yetkilileri uyarmaktan kaçınmadı.
Farklı Bir Kaynaktan Mustafa Kemal’in Askerlik Hayatı
Mustafa Kemal, Harp Akademisi’ni tamamladıktan sonra staj yapmak üzere 5 Şubat 1905 tarihinde Şam’daki 5. Orduya atanmıştı. Bu dönemde Şam’da iç karışıklıklar yaşanıyordu. Devletin halk üzerindeki otoritesi zayıflamıştı ve eşkıya saldırıları da halkı zora sokuyordu. Mustafa Kemal, ilk görev yerinde karşılaştığı bu zorlu koşullar karşısında yılmamış ve gelecekte bir şeyler başarmaya kararlıydı.
O günlerde imparatorluğun dağılma sürecinde ulusal kimliğe sahip bir Türk Devleti kurulması gerektiğini öngörmüştü.
Şam’da iki arkadaşıyla birlikte “Vatan ve Hürriyet Cemiyeti”ni kuran Mustafa Kemal, cemiyetin adının neden “Vatan ve Hürriyet” olduğunu soranlara şu yanıtı vermişti:
“Ancak hür fikirli insanlardır ki vatanlarına sahip olabilirler. Onlardır ki vatanlarını kurtarıp korumak kudretine sahip olurlar.”
Daha sonra gizlice Selanik’e geçerek burada Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin bir şubesini kurdu. Selanik’te olduğu İstanbul Hükümeti tarafından fark edilince yeniden gizlice Şam’a döndü. Stajını tamamladıktan sonra 13 Ekim 1907’de merkezi Manastır’da bulunan 3. Ordu Karargahı’na atandı ve bu ordunun Selanik’teki biriminde görevlendirildi. Selanik’e gelmeden önce, Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin buradaki şubesinin kurucuları olan arkadaşları “İttihat ve Terakki Cemiyeti”ne üye olmaya karar vermişlerdi. Mustafa Kemal de İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı.