Fenikeliler, M.Ö. XII. yüzyılda siyasi bir güç olarak ortaya çıkmış ve M.Ö. II. yüzyıla kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir.
Doğu Akdeniz sahilinde genel olarak denizciliğe ve deniz ticaretine odaklanmışlardır. Bu denizci kavim, gemi inşası için gerekli olan keresteleri temin etmek amacıyla gelişmiş ormancılık faaliyetleri yürütmüştür.
Doğu Akdeniz’de güçlü bir ticaret filosu kuran Fenikeliler, Batı Akdeniz’de de ticaret kolonileri oluşturmayı başarmıştır. Zamanla Mısır, Kıbrıs, Girit ve Rodos dışında Sicilya, Sardunya ve İspanya gibi birçok yere ticaret kolonileri kurarak dünya deniz ticaretini kontrol etmeyi başarmışlardır.
P siyasi varlıkları M.Ö. 2000 yılına kadar uzanan Fenikeliler, Lübnan dağları ile Akdeniz sahilleri arasında uzanan kıyı şeridine yerleşmişlerdir. Fenikeliler şehir devletleri halinde yaşamış ve krallık ile yönetilmişlerdir. Fenike ülkesinin tepeleri sedir, selvi ve çınar ağaçlarıyla kaplıdır.
Toprak altında bazı madenler bulunmakta olup, kıyısında oldukça iyi limanlar yer almaktadır. Bu limanlar, Nil deltası ile sadece bir haftalık uzaklıkta bulunmaktadır ve Mısır’dan Küçük Asya ve Mezopotamya’ya giden büyük yol ülkenin içinden geçmektedir.
Fenike ülkesinde tarıma uygun toprak çok az olduğu için Fenikelilerin yeni toprakları kolonileştirmek ve korsanlık yapmak gibi sebepleri olmuştur. Ege ticaretini, tekne üstünlükleri sayesinde ele geçirmişlerdir.
Batıda daha uzaklara doğru Malta, Sicilya ve Kartaca’da koloniler kurmuşlardır. Fenikelilerin kıyıdaki başlıca limanları Tir ve Sidon’dur.
Fenikeliler, Yunanlılar kendi tekne, sanayi ve ticaret yeteneklerini geliştirmeye başladıklarında, ticari üstünlüklerinin bir kısmını kaybetmişlerdir.
Persler batıya doğru ilerlediğinde, birçok Fenikeli Kartaca’ya göç etmiştir. Fenike şehir devletlerine Persler son vermiştir.
Kartaca (Fenikeliler Medeniyeti)
Fenike’nin ileri karakollarından biri olarak M.Ö. 800 yıllarında Tunus’un kuzeydoğu ucunda Kartaca kolonisi kurulmuştur. Kartaca, Sicilya’nın batı kısmını ele geçirerek Akdeniz’i ikiye bölen suları kontrol altına almıştır.
Kartacalılar, Batı Akdeniz’i stratejik noktalarda ticaret karakolları kurarak, yerel şeflerle anlaşmalar yaparak ve savaş gemisi imalatıyla paralı askerlerini kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak bir Kartaca gölü haline dönüştürmüşlerdir. Bu durum, denizin iki kıyısından da yarar sağlamaktadır.
Avrupa, hammadde ve maden sağlarken, Afrika altın, fildişi, devekuşu tüyü, değerli taşlar ve köle kaynağı olmuştur. Bu ürünler, Sahradan kervanlarla veya Batı Afrika kıyılarına ulaştıktan sonra Kartaca’ya taşınmaktadır.
Kartaca’nın çevresindeki topraklarda buğday, şarap ve zeytinyağı üretilmektedir. Böylece bu ülke batıda olduğu kadar anavatan veya Nil’e ulaşan yollar boyunca ticaret yapılabilecek malzemelere de sahip olmuştur.
Kartaca’da siyasi iktidar, ticaret ve para aristokrasisinin elindeydi. Fenike ülkesinde zengin bir sınıfın oluşması doğal olarak kralın güçlerinin azalmasına yol açmıştır. Gelir düzeyi artan ülkelerde demokrasiye doğru bir yönelim gözlemlenmektedir.
Kartacalılar Pön Savaşları’nda başarısız olmuşlardır (264–164). Pön Savaşları’ndan sonra Kartaca ve Akdeniz hâkimiyeti Roma’nın eline geçmiştir.
Fenikeliler Medeniyetinde Endüstri
Fenikeliler ticaretin yanı sıra endüstriyi de eklemişlerdir.
Mezopotamya ve Mısır’ın yöntem ve kalıplarını taklit etmiş, bunları kendilerine göre uyarlamışlar ve halkın fakir kesimlerinin de alabileceği kadar ucuz bazı mallar üretmeyi başarmışlardır. Özellikle kumaş dokumada uzmanlaşmışlardır.
Ağaçlardan toplanan bazı böcekler boya yapımında kullanılmış ve ünlü Tir erguvanı deniz kabuklarından elde edilmiştir. Bu boyama tekniği, çok az usta tarafından bilinen bir yöntem olarak kalmış, çünkü bunun sırrı kıskançlıkla korunmuştur.
Erguvan kumaş imalatı nadir ve pahalıdır; bu nedenle de üretimi krallıkla birlikte düşünülen bir ayrıcalık haline gelmiştir.
Fenike Medeniyetinin Özellikleri
İlk sömürgeci deniz imparatorluğunu kurmuşlardır. Fenikeliler, kurdukları koloniler ile doğu kültürünü batıya taşımışlardır.
Akdeniz dünyasının büyüklüğü içerisinde siyasi ve ticari faaliyetlerini sürdürmeye çalışan Fenike, iletişimdeki zorlukları alfabeyi bularak aşmıştır. Bulunan alfabe 22 harfliydi.
Alfabenin keşfi, günlük işlerde yazının değerini büyük ölçüde artırmış; toplumda okuryazar oranı artmıştır. İon, Latin ve Yunanlılar bu alfabeyi geliştirerek kullanmışlardır.
Fenikeliler Medeniyetinde Din
Dini inanışları, Ön Asya’nın etkisi altında şekillenmiştir. Temel olarak iki tanrıları bulunmaktadır: İştar (kadın) ve Atargatis (erkek) ruhunun temsilcisi olarak görülmüştür.
Ayrıca bakınız: Tarih Biliminin Faydalandığı Coğrafya