Emeviler (Emevi) Devleti Özellikleri Nelerdir?

Emevi soyundan gelen Muaviye’nin halife olarak görev almasıyla İslam tarihindeki Emeviler Dönemi başlamıştır. Muaviye, halife olduktan sonra, ilk olarak Şam’ı İslam Devleti’nin merkezi haline getirmiş ve tüm Müslümanların ona biat etmelerini sağlamıştır.

Hz. Ali’nin şehit edilmesinin ardından, Kûfeliler Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hasan’ı halife seçtiler. Bunun üzerine Muaviye de Şam’da halifeliğini ilan etti. Müslümanlar arasında kan dökülmesini istemeyen Hz. Hasan, Muaviye ile barış yaparak halifelikten feragat etti. Yapılan anlaşma gereği Muaviye, yerine birini halife tayin etmeyecekti. Bu anlaşmanın ardından Hz. Hasan Medine’ye döndü ve kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.

Emeviler Devleti'nin Fetihlerden Sonraki Sınırları
Emeviler Devleti’nin Fetihlerden Sonraki Sınırları

Muaviye, Müslümanlar arasındaki karışıklıkları önleyip ülkede huzuru sağlamaya çalıştıktan sonra, kara ve deniz yoluyla Doğu Roma’ya, Kuzey Afrika sahillerine, doğuda Maveraünnehir’e, kuzeyde Kafkasya ve Anadolu içlerine ordular sevk ederek fetih harekâtlarına başladı.


Emeviler Dönemindeki Siyasi Gelişmeler

İstanbul kuşatması: Muaviye, İstanbul üzerine bir ordu göndererek 668 yılında şehri kuşattı fakat bu kuşatmadan bir sonuç alınamadı. Kuşatma sırasında daha önce Hz. Muhammed’in sancaktarlığını yapan Eyüp El Ensari şehit oldu. Bugün İstanbul’da bulunan Eyüp Sultan Türbesi, Eyüp El Ensari’ye aittir. İlk kuşatmanın başarısız olmasının ardından, 674’te İstanbul ikinci kez kuşatıldı. Denizden gerçekleştirilen bu kuşatma aralıklarla yedi yıl sürdü, ancak iklim koşulları, İstanbul’un merkeze uzaklığı ve Bizans’ın “grejuva” denilen deniz tabanlı savunma tedbirleri nedeniyle sonuç alınamadı.

Muaviye ve oğlu Yezid döneminde, doğuda Türklerin hâkimiyetindeki Maveraünnehir, Harzem, Türkistan ve Buhara toprakları ele geçirilerek Hindistan’a kadar uzanan fetihler yapıldı. Müslümanlar, Tunus’taki Kartaca’ya kadar olan bölgelere de egemen olunca Kuzey Afrika’daki Bizans hakimiyeti son bulmuş oldu. Muaviye, ölümünden önce oğlu Yezid’i halife tayin ederek halifeliği saltanat sistemine dönüştürdü. Böylece, Dört Halife Döneminde devam eden seçimle yönetime gelme anlayışı sona ermiş oldu.


Kerbela Olayı (680)

Muaviye’nin vefatının ardından, oğlu Yezid halifeliğini ilan etti. Yezid’in halifeliğini kabul etmeyen Kûfeliler, Hz. Ali’nin küçük oğlu Hz. Hüseyin’i halife olarak Kûfe’ye davet ettiler. Bu durumu öğrenen Yezid, Hz. Hüseyin’in Kûfe’ye gitmesini engellemek için üzerine kuvvet gönderdi. Hz. Hüseyin’in yolu Kerbela’da kesildi ve burada günlerce kuşatma altında tutularak teslim olmaları istendi. Teklifleri kabul edilmediği için Hz. Hüseyin ve yanındakiler şehit edildi. Bu olay tarihe Kerbela Olayı olarak geçmiştir.

Hz. Hüseyin’in şehit edilmesinin ardından, İslam dünyasındaki daha önce mevcut olan ayrılıklar, Hz. Ali taraftarları ve Muaviye taraftarları olarak kesinleşmiştir.


Kuzey Afrika ve İspanya’nın Fethi

Emevilerin en parlak dönemi, halife Abdülmelik ve Velid devrindeki dönemdir. Velid zamanında Kuzey Afrika valiliğine atanan Musa bin Nusayr, Atlas Okyanusu’na kadar olan tüm Kuzey Afrika’yı fethetti. Kuzey Afrika’da yaşayan Berberiler İslamiyeti kabul ederek Arap kültürünün etkisi altına girdi. Vizigot kralının İspanya’daki halkı baskı altında tutmasının ardından İspanya’nın yerel yöneticileri, Müslümanlardan yardım talep ettiler. Tarık bin Ziyad komutasındaki İslam ordusu bölgeye gönderildi.

İspanya’ya geçen İslam ordusu Kadiks Zaferi (711) ile büyük bir başarı gösterdi. Avrupa’daki ilerleyişleri, Fransa’da Franklarla yapılan Puvatya Savaşı’na kadar sürdü (732). Bu savaşın ardından Müslümanlar Avrupa’da toprak kaybetmeye başladılar.


Türk-Arap İlişkileri

Hz. Osman Döneminde Türklerin doğudaki sınırı Ceyhun Irmağı’na kadar uzanıyordu. Arap orduları, Muaviye’nin halifeliği döneminde Türklerle çatışmalara girmiş ve bu çatışmalarda Horasan bir üs olarak kullanılmıştır. Türkler, bölgede kalabalık olmalarına rağmen siyasi birlik oluşturamadıkları için, bu durum Arapların bölgeyi fethetmesini kolaylaştırmıştır. Horasan valisi Kuteybe, Ceyhun Irmağı’nı geçerek Taşkent, Buhara ve Semerkand’ı ele geçirmiştir. Türgeş Kağanı Sulu Han, Emevi valisini yenmiş ancak daha sonra geri çekilmek zorunda kalmıştır (720).


Emevi Devleti’nin Yıkılması (750)

Dünya tarihi açısından büyük bir imparatorluk olarak kabul edilen Emevi Devleti, uzun süre varlığını sürdürmemiştir. Bu devletin yıkılmasında etkili olan sebepler arasında;

  • İmparatorluğun çok geniş sınırlara ulaşarak merkezî otoritenin zayıflaması,
  • Emevi ailesinin Arap milliyetçiliği politikası izlemesi neticesinde Emevi egemenliğindeki mevâli olarak adlandırılan Arap olmayan Müslümanların hükümete karşı duruş sergilemesi,
  • Devlet makamlarına genelde Emevi ailesi dışından yöneticilerin atanmadığı görülmesi,
  • Şii topluluklarının halifelik mücadelesini sürdürmesi,
  • Hz. Muhammed soyundan gelenlerin Emevi yönetimine karşı doğrudan mücadelelere katılmaları etkili olmuştur.

Emevi yönetimine karşı ilk ayaklanma Horasan’da başladı. Burada Türk asıllı Ebu Müslim adlı bir komutan tarafından başlatılan bu isyan Irak ve İran’a sıçradı. Emevilere karşı direnişin öncülüğünü Hz. Muhammed’in amcası Abbas’ın soyundan gelenler üstlenmiştir. Bu ayaklanmalar, Ebu’l Abbas Abdullah’ın Kûfe’de Ebu Müslim tarafından halife ilan edilmesiyle sona ermiştir. Mısır’a kaçan son Emevi halifesi II. Mervan öldürülmüştür. Böylece Emevi Devleti 750 yılında sona ermiştir. Emeviler Dönemi’nde yönetici sınıfların uyguladığı Arap milliyetçiliği politikası nedeniyle halk dört kategoriye ayrılmıştır:


Müslüman Araplar:
Kendilerini Arap olmayan Müslümanlardan üstün gören bir gruptur.


Mevâlî:
Müslümanlığı kabul eden Arap kökenli olmayan Müslümanlara “azatlı köle” anlamını taşıyan bu terim verilmiştir. Bu topluluk, Müslüman Arapların üstün tutulmasından rahatsızlık duymaktadır.


Zımmî:
İslam Devleti içinde yaşayan Müslüman olmayan toplumlardır. İslam Devleti tarafından sağlanan koruma karşılığında devlete vergi ödemektedirler.


Köleler:
İslamiyetin doğuşundan çok daha önceleri var olan köleliğin ıslah edilmesi gerektiği üzerinde durulmuş ve kölelerin özgürlüğüne kavuşması teşvik edilmiştir. Emevi Dönemi’nde halifeler ihtişamlı bir yaşam sürmeye başlamış, bu dönemde halifeler yalnızca devlet başkanlığı yaparak ordu komutanlığını bırakmışlardır. Ancak Emevi hanedanından Ömer bin Abdulaziz, uyguladığı politikalarla diğer Emevi halifelerinden farklı bir profil çizmektedir.

Bu konudaki aramalar: emeviler ve abbasiler, emeviler dönemi özet, emeviler ve abbasiler arasındaki farklar, emeviler ve türkler

Ayrıca bakınız:

Emevi Halifeleri Kimlerdir?

Emeviler Öncesi Türk-Arap İlişkileri

Emeviler Dönemi Türk-Arap İlişkileri

Emeviler (Emevi) Devletinin Tarihi

Endülüs Emevi Devleti

Emeviler’in Kuruluş Dönemi

Emeviler Döneminde Diğer Önemli Olaylar

Emeviler Döneminde Yaşanan İç Sorunlar

Emeviler Döneminde Dış İlişkiler

Emevilerin Yıkılışı

Emevilerin İslam Tarihindeki Yeri ve Önemi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir