Babil’in Anlamı
Babiller hakkında bilgi vermeden önce Babiller nedir sorusunun yanıtını bulmamız gerekiyor. Babillerin ne olduğunu anlamak için öncelikle Babil kelimesinin tanımını yapmak gereklidir. Babil kelimesi; Bab ve ilu kelimelerinden türetilmiştir. Bab kelimesi kapı anlamına gelirken, ilu kelimesi tanrı demektir. Bu iki kelimenin bir araya gelmesiyle oluşan Babil kelimesi “Tanrının Kapısı” anlamını taşımaktadır.
Babiller Tarihi Hakkında Bilgi
Babillerle ilgili ilk bilgilere, Akad Kralı Sargon’un hikayesini anlatan tabletlerde rastlanmaktadır. Samilerin bir kolu olarak Amurrular tarafından kurulmuştur. Kurucusu Sumu-Abum‘dur. Babillerin başkenti Babil şehridir. I. Babil Devleti, Hititler tarafından yok edildikten sonra MÖ 612’de II. Babil Devleti kurulmuştur. Bu devlet, MÖ 539’da Persler tarafından ortadan kaldırılmıştır. Babiller, tarih boyunca en etkili dönemlerini Hammurabi döneminde yaşamışlardır. Bazı kaynaklarda Babiller, Babil İmparatorluğu olarak da anılmaktadır.
I. Babil Devleti’nin en güçlü hükümdarı Hammurabi, dine dayalı yönetim anlayışını reddederek, gücünü ordudan alan bir mutlakiyet rejimi getirmiştir. Aynı zamanda Hammurabi, dönemin en gelişmiş kanunlarını, ceza, mülkiyet ve ticaret konularında oluşturmuştur.
Babil İmparatorluğu, Sümerlerden etkilenmiştir. Babil halkı, Ziggurat adını verdikleri tapınaklarda yaşam sürmüşlerdir.
Babiller, tıp ve astronomi alanında ileri düzeydedirler. Ana geçim kaynakları tarım ve ticarettir.
Mimari açıdan Mezopotamya’nın en gelişmiş medeniyeti Babillerdir. Babil’in Asma Bahçeleri, bu alandaki en güzel örneklerden biridir.
Babiller Devleti Özellikleri
Babil Devleti, Samilerin bir dalı olan Amurrular tarafından Orta Mezopotamya’da kurulmuştur. Amurrular MÖ 3000’lerde Akad topraklarına yerleşmiş ve burada Larasa ile İsin kentleri arasındaki savaşlardan faydalanarak devletlerini İsin bölgesinde kurmuşlardır. Babil Devleti’ne Hititler son vermiştir. Bu olaydan sonra Anadolu, Mezopotamya ile doğrudan ilişki kurmuş, Babil Devleti’nin çöküşünden uzun bir süre sonra II. Babil Devleti kurulmuştur.
II. Babil Devleti döneminin en önemli hükümdarı Nebukadnezar zamanında Babil kalesi ve Babil’in Asma Bahçeleri inşa edilmiştir. Yahudi Devleti ortadan kaldırılmış ve Tevrat bu durumu dünyanın sonu olarak tasvir etmiştir. II. Babil Devleti, Persler tarafından sona erdirilmiştir.
Babiller’de Ekonomi ve Orta Sınıf
Mezopotamya, M.Ö. XVII. yüzyılda ciddi bir iktisadi ve siyasi gelişim içerisindedir. Babiller, icat ve keşif konusunda da oldukça ilerlemiş bir toplumdur; medeniyete birçok buluş kazandırmışlardır.
Babillerin Buluşları:
- Sulama sistemini geliştirmişler ve suyu yükseltme makineleri kullanmışlardır,
- Sabanı daha verimli hale getirmişler ve at gibi evcil hayvanları tarımda kullanmaya başlamışlardır.
- Özellikle metal işçiliği, özellikle bronzculuk alanında ilerlemeler göstermiştir; orak ve diğer aletler artık bronzdandır ve bu aletler taş ve ağaç işçiliğini kolaylaştırmıştır.
Meta üretimi artmış ve Babil içerisinde ticaret geliştiği gibi, komşu ülkeler olan Elam, Suriye, Asur gibi yerlere de yayılmıştır. Meta üretimindeki artış, mülk sahibi olmayı güçlendirmiştir. Köle sayısında artış meydana gelmiştir. Kölelik, ataerkil bir yapı korumuştur.
Mezopotamya tarihinin başlangıcını temsil eden, kral, tapınaklar ve soyluların geniş toprakları belirgin bir şekilde azalmıştır veya tamamen kaybolmuştur. Ekonomik sistemde tipik mülkiyet biçimi, az sayıda köleye dayanan küçük veya orta mülkiyettir. Babiller, Mezopotamya’nın en gelişmiş medeniyetidir.
Babil Ülkesinde Yönetim ve Hukuk
Babil Uygarlığı, mutlak monarşi ile yönetilmiştir, sistemin başında en yüksek rahip görevi gören kral bulunmaktadır. Ülke eyaletlere ayrılmıştır, Hammurabi din devletini dünya devleti haline getirmiştir.
Hammurabi, tarihte ilk anayasa olarak kabul edilen kanunlar yapmıştır. Borç müessesesi, Sümer kanunlarına dahil edilmiştir. Kral, ordusunun gücü sayesinde muhalefetin oluşumunu engellediği zaman, otoritesinin sürmesini sağlayacak yasaları devreye sokar. Yasalar zamanla katı hale gelir. Sümerlerde mevcut olan fidye yöntemi kaldırılmış ve yerine kısas yöntemi getirilmiştir.
Babiller – Babil’in Asma Bahçeleri
Babil Kralı Nebukadnezar tarafından yaptırıldığı söylenen ancak tam yeri bilinmeyen Babil’in Asma Bahçeleri, dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilir. Rivayete göre; Babil kralı, Kraliçesi Amyitis’i mutlu etmek amacıyla ona asma bahçeleri inşa ettirmiştir. Bahçelerde aşağıdan yukarıya doğru azalan ve piramit şeklinde görünüm sunan taraçalar bulunmaktadır, Babil’in asma bahçeleri bu taraçalar üzerinde yükselmektedir. Taraçalar üzerinde birçok çiçek türü bulunmakta ve bu çiçekler taraçaları kapatarak, bahçelere havada asılıymış gibi bir görünüm kazandırmaktadır.
Babiller – Babil Kulesi
Sümerlilerin inancına göre kutsal bir ağaç, yeri göğe bağlardı. Bu inançlarından ötürü Babil’in Asma Bahçeleri içinde Tanrıdağı adında bir kule inşa edilmişlerdir. Tanrıdağı adlı Babil Kulesi, yaklaşık 5.000 yıl önce Tanrı Maduk’a adanmıştır. Babil Kulesi olarak bilinen Tanrıdağı kulesi, 90 metre genişliğinde ve yükseklikte, 7 kattan oluşmaktadır.
Babil Kulesi’nin 1. Katı: Taşları (33 m), 2. Katı: Ateşi (18 m), 3. Katı: Bitkileri (6 m), 4. Katı: Hayvanları (6 m), 5. Katı: İnsanları (6 m), 6. Katı: Gökyüzünü (6 m) ve 7. Katı da Melekleri (15 m) temsil etmektedir.
Babiller’in Özellikleri
Babil şehri, Babiller’in başkenti olmuştur. Bazı kaynaklar Babilleri tarihin en barbar kavmi olarak tanımlamaktadır. Babiller; Kralları Hammurabi ve onun yasaları, Babil’in Asma Bahçeleri, Tanrıdağı adı verilen Babil Kulesi ile tarihte sıkça anılmışlardır. Bazı tarih kaynaklarında ise Babil’de cinler ile insanların evlenebildiği, bu evlilikten doğan çocukların MAGİ adını taşıdığı bilgisi yer almaktadır. Ayrıca tek tanrılı dinlerin kaynağını Babiller’in inançlarının oluşturduğuna dair iddialara yer verilmektedir.
Babil Şehri Hakkında Kısa Bilgi
Babil şehrinin Irak’ın Bağdat şehrinden yaklaşık 100 km uzaklıkta olduğu ve M.Ö. 275 yılında terkedildiği düşünülmektedir. Babil, Mezopotamya’da yer aldığından, şehrin ortasından Fırat Nehri geçmektedir ve günümüzde Fırat Nehri’nin doğu tarafında Babiller’den kalıntılara rastlanmaktadır. Şehirde 6.000’den az insanın yaşadığı ve bu topluluğun bir arada bulunmasının sebebiyle Babil şehri dar bir yüz ölçümüne sahip olduğu değerlendirilmiştir. Kral Hammurabi dönemine kadar Babil şehri bir köy görünümünü korurken, Hammurabi döneminden sonra şehir hızla gelişim göstermiştir. Babil şehri, Hristiyanların kutsal kitabı İncil’de sıkça anılmaktadır.
Babil şehri ile ilgili bir rivayet şöyledir: Babil şehrinde Tanrıdağı kulesinde ikamet eden farklı kültürlerden insanlar, Babil uygarlığının yerli halkını çöle sürerek şehri boşaltmışlardır. Babil halkı bir daha şehirlerine dönememişlerdir. Daha sonra Babil tanrılarından Enki, Babil şehrini oğlu Marduk’a vermeye karar vermiştir ve ona “Şehri yeniden inşa etmelerine ölümlülere yardımcı ol ve şehri tekrar dünyanın en muhteşem şehri haline getir” demiştir.
Babil şehrinde yaşayanlara İncil’de Amorite denilirken, tarih kaynaklarına göre Babil uygarlığı halkı Amurrular olarak tanımlanmaktadır.
Babiller Türk mü?
Bu başlık gerçekten şaşırtıcı olabilir; günümüzde Babiller ve Sümerler hakkında yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bilgiler mevcuttur. Babiller, özellikle de Sümerler tarih sahnesinde önemli bir medeniyet olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle birçok uygarlık tarihini Sümerlere dayandırarak desteklenmeye çalışılmaktadır, ancak bu kolay bir şey değildir. Şimdi, en çok merak edilen konuya gelelim: “Babiller Türk mü?” sorusunun cevabı nedir?
Sümerce’nin Türkçe ile olan benzerliğine dair pek çok güçlü kanıt bulunmaktadır; bu bağlamda Babillerin Türklerin atası olduğunu söylemek yanlış olmaz; yani Babiller Türk’tür. Bu konu ile ilgili olarak Prof. Dr. Behice Hatipoğlu’nun açıklamalarını referans alıyoruz:
Sümer uygarlığı, çok eski bir medeniyet olmasına rağmen tek bir halka ait değildir.
Bu medeniyet daha sonra yine Mezopotamya’da, benzer soydan gelen insanlar tarafından iki defa, büyük halkalar halinde yüceltmiş ve ayakta tutulmuştur.
Güney Mezopotamya’daki Sümer uygarlığının halkasını, kuzey Mezopotamya’ya doğru yayılarak sürdüren, varlığını devam ettiren Gud’lar ve daha sonra Kaş’lardır.
Günümüzden itibaren Türk tarihinin başlangıcına uzanan karanlık yolda, en önemli ve en belirgin kilometre taşı, Kaş’lardan kalan çivi yazılı tabletlerdir. Memnuniyetle belirtmek gerekir ki, Gud’ların, özellikle Kaş’ların dillerinin Türkçe olduğu açıklığa kavuşmuştur; bu durum Sümerce problemine de netlik kazandırmıştır.
Son yapılan incelemeler göstermektedir ki, Sümerce’nin Türkçe olduğu kesin olarak doğru kabul edilebilir.
Prof. Dr. Behice HATİPOĞLU
Babilliler – Amurrular (MÖ.2000 – MÖ.539)
Arabistan’dan gelen Babiller, Babil’i başkent olarak belirlemek suretiyle bir devlet kurmuşlardır. Ünlü kralları Hammurabi döneminde büyük bir devlet haline gelmişlerdir. İlk Babil Devleti, Hititler tarafından yok olmuş (M.Ö. 1800), ama kısa bir süre sonra tekrar bağımsız bir devlet inşa etmişlerdir (M.Ö. 612). II. Babil Devleti, Persler tarafından sona erdirilmiştir (M.Ö. 539).
Babil kralı Hammurabi, Sümerlerden bu yana süregelen rahip-krallık düzenini aşarak, güç kaynağını ordusundan alan bir yönetim sistemi geliştirmiştir. Böylece mutlak monarşi anlayışının temelleri atılmıştır.
Kavram Bilgisi:
Mutlakiyet (Mutlak Monarşi): Kralların devlet yönetiminde tek başına hakim olduğu bir rejimdir. Siyasi gücü elinde bulunduran kişi, hiçbir kişiye karşı sorumlu değildir. Tüm yetkiler kralın elinde toplanmıştır. Bu yönetim modelinin merkezi otoritesi oldukça güçlüdür ve ilk kez Babil kralı Hammurabi tarafından oluşturulmuştur.
Hammurabi, Mezopotamya’daki Sümerlerden beri mevcut olan kanunları bir araya getirerek tarihteki ilk anayasa olarak kabul edilen Hammurabi Kanunlarını oluşturmuştur. Sümer kanunlarına göre daha katı olan bu kanunlar, kısas usulüne göre düzenlenmiştir.
Uyarı:
Sümer kanunları, bir şehir devleti içindeki sosyal yaşamı düzenlemeye yönelikken, Hammurabi kanunları imparatorluğun genelinde geçerlidir, bu yüzden daha kapsamlıdır.
Babilliler, sanata büyük bir önem vermiştir. Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Babil Asma Bahçeleri ile dünyanın en büyük zigguratı olan Babil Kulesi, bu medeniyetin en önemli eserlerindendir.