İslam ve Diğer Dinler Tarihi

Anadolunun İslamlaşması

Türklerin Anadolu’ya gelişleri İslamiyet’ten önce 5 ve 6. yüzyıllarda başlamıştır. Ancak o dönemde Anadolu’ya gelenler millî kimliklerinden uzaklaştıklarından Hristiyan unsurlar arasında erimişlerdir.

İslamiyet’ten sonra Türklerin Anadolu’ya gelişleri 9. yüzyılda Abbasiler Dönemi’nde başlamıştır. Türk komutanların idare ettiği ve içinde çok sayıda Türk askerinin bulunduğu Abbasi orduları 9 ve 10. yüzyılda Bizans egemenliği altında bulunan Anadolu’ya birçok sefer düzenlediler. Bu ordular Sivas, Amasya, Niksar, Kayseri, Konya, Ereğli, Yalvaç, Ankara ve Eskişehir gibi Anadolu kentlerini kısa süreli de olsa ele geçirdiler. Bu seferler, buraları yurt edinmekten ziyade Bizans’a bir gözdağı vermeyi amaçladığından Müslümanlar ele geçirdikleri kentleri kısa süre sonra boşaltarak geri çekiliyorlardı.

Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması, İslam tarihinin en önemli gelişmelerinden biri olarak kabul edilir. Anadolu’nun asıl Türkleşmesi ve İslamlaşması Selçuklu Dönemi’ne rastlar. Büyük Selçuklu Devleti, Horasan ve Irak’ı egemenliği altına aldığında daha yeni Müslüman olan kalabalık Türkmen oymakları hayvanlarına daha iyi otlaklar bulmak amacıyla Selçuklu topraklarına doğru göç etmeye başladılar. Bu, çok düzensiz bir göç olduğu için gittikleri yerlere rahatsızlık veriyorlardı. Selçuklular bu oymakların Müslüman halkın bulundukları bölgelere göçerek onları sıkıştırmasını istemiyordu. Bu nedenle bir çözüm olarak Türkmen oymaklarını Bizans’ın elindeki Anadolu’ya doğru yönlendirdiler. Böylece 1050 ve 1060’lı yıllarda Türkmen oymakları yavaş yavaş Anadolu topraklarına gelerek yerleşmeye başladı.

Sultan Alparslan’ın 1071 yılında Bizans ordusunu yenerek Malazgirt Zaferi’ni kazanması, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması açısından bir dönüm noktası olmuştur. Bu zaferin ardından Alparslan tarafından görevlendirilen Kutalmışoğlu Süleyman Şah, birkaç yıl içinde Anadolu’nun büyük bir kısmını fethetti. Anadolu’nun bu kadar hızlı ve kolay fethinin bazı sebepleri vardı.

Süleyman Şah’ın Anadolu’yu fethi sırasında yüz binleri bulan Türkmen oymaklarının Anadolu’ya gelmesi ve Anadolu nüfusunun önemli bir kısmının Türklerden oluşması bu topraklarda 1075 yılında Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurulmasını sağladı. Bu arada Anadolu’ya Türkmen göçü devam etmiştir. Özellikle 13. yüzyılda Moğolların Orta Asya’yı işgale başlamaları Anadolu’ya doğru ikinci göç dalgasını başlattı. Bu göçle çok sayıda Türkmen oymağı Anadolu’ya geldi. Bu göçlerle Anadolu nüfusunun çoğunluğunu Türkler oluşturmuştu. Böylece Anadolu 13. yüzyılda Türkleşmiş oldu. Bu nüfusun bir kısmı büyük şehirlere (Konya, Erzurum, Erzincan, Sivas ve Kayseri) yerleşti. Türk adıyla anılanlar yerleşik hayata geçerken Türkmenler ise diğer ova ve yaylalarda, uç bölgelerde köy hayatı yaşıyorlardı. Bunların dışında kalan konargöçer bir hayat yaşayanlara ise Yörük denildi. Anadolu’ya göçen Türkmenlerin tamamı Müslümandı. Onlar Anadolu’ya Türklükleriyle beraber Müslümanlıklarını da getirmişlerdir. Gelenler arasında Türkmenler üzerinde çok etkili olan mutasavvıflar da vardı. Onlar çoğu zaman Türk ordularından daha önce Bizans topraklarına girerek gayrimüslim halkın gönüllerini fethediyorlardı. Mutasavvıflar, sergiledikleri hoşgörü, yardımseverlik ve dürüstlük sayesinde İslam’ın yayılmasında önemli rol oynuyorlardı. Bu sayede bazı Yahudi ve Hristiyanlar, Müslüman olmuşlardır.

Anadolu’ya gelen gezici mutasavvıfların çoğu Türkistanlı Hoca Ahmet Yesevi’nin öğrencileri idi. Ahmet Yesevi, Türkistan’da bir taraftan İslam’ı anlatırken bir taraftan da birçok talebe yetiştirmişti. Çok sayıda öğrencisini Türk dünyasının değişik bölgelerine İslam’ı tebliğ etmek üzere gönderdi. İşte onlardan bir kısmı da Anadolu’ya gelmiş ve Anadolu’nun değişik yerlerinde İslam’ın yayılması için çalışmıştır. Bu mutasavvıfların Anadolu’daki en önemli temsilcilerinden biri Hacı Bektaş Veli idi. O, 13. yüzyıl ortalarında Moğol saldırıları nedeniyle büyük sıkıntılar içine düşen Anadolu’nun müslüman halkını sevgi, hoşgörü, birlik ve kardeşlik duyguları etrafında toplamaya çalışmıştır.

Anadolu’nun Müslümanlaşmasında Türk beyliklerinin de rolü vardır. Beylikler Anadolu’nun muhtelif yerlerinde bayındırlık çalışmaları yaptılar. Bu çerçevede yapılan yüzlerce cami ve medrese sayesinde İslam dininin geniş kitleler tarafından öğrenilmesi ve yaşanması sağlanmıştır.

Ayrıca Anadolu’nun İslamlaşmasında ve Türkleşmesinde Ahilik (Kardeşlik) Teşkilatının da önemli katkısı olmuştur. Ahilik çeşitli meslek gruplarını bir araya getiren bir esnaflar teşkilatı idi. Bu teşkilat şehir, kasaba ve köylere kadar yayılmıştı. Burası aynı zamanda bir ahlak okulu gibi çalışıyordu. Gündüz işinde çalışan ahiler, akşam dinî ve ahlaki dersler alıyordu. Ahiler, akşam aldıkları dinî ve ahlaki derslerin gereğini gündüz işlerinde uyguluyorlardı.

İlgili Makaleler

4 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu