Selçuklu Tarihi

Sultan Melikşah Sonrası Taht Mücadeleleri

Sultan Melikşâh’ın ölümü ile Büyük Selçuklu Devleti’nde bir duraklama devrinin başladığına tanık oluyoruz. Bunun başlıca sebebi, içinde birkaç taht iddiacısının yer aldığı saltanat mücadelesiydi.

Terken Hâtun eşinin ölümünden altı gün sonra (25 Kasım 1092) küçük yaştaki oğlu Mahmûd’u “Nâsırü’d–dünya ve’d–dîn” lakabıyla sultan ilan ettirdi. Kendine taraftar bulmak ve bu saltanatı garanti altına almak için, ordu mensuplarına milyonlarca altın dinar dağıttı. Sonra da Emîr Kürboğa’yı Isfahan’da bulunan Veliaht Berkyaruk’u yakalamak için gönderdi. Kürboğa veliahtı tutukladıysa da Nizâmü’l–Mülk taraftarları, bu sırada 14 yaşında olan Berkyaruk’u Rey şehrine kaçırarak ”sultan” ilân ettiler.

Selçuklu tahtını ele geçirmek isteyen iki taraf arasında 17 Ocak 1093 günü Bürûcird’de şiddetli bir savaş oldu. Terken Hâtun’un ordusundan bazı emîr ve askerlerin Berkyaruk’un tarafına geçmesi, Berkyaruk’un savaşı kazanmasını sağladı. Ayrıca ele geçirilen Vezîr Tâcü’l–Mülk’de intikam ateşi ile yanan Nizâmü’l–Mülk tarfatarlarınca öldürüldü.

Berkyaruk, Terken Hâtun’u Isfahan’da kuşattı. Terken Hâtûn Berkyaruk’a Sultan Melikşâh’ın hazinesinden 500.000 dinar vermek suretiyle anlaşmak zorunda kaldı. Buna göre Isfahan ve Fars Eyaletleri Terken Hâtûn ve oğlu Mahmûd’a diğer eyaletler de Berkyaruk’un idaresinde olacaktı.

Ancak ihtiraslarından vazgeçmek istemeyen Terken Hâtun evlenme vaadiyle ikna ettiği Berkyaruk’un dayısı ve Azerbaycan Vâlisi İsmâil b. Yâkutî’yi Berkyaruk aleyhine isyana teşvik etti. İsmail Şubat 1093’te Kerec’de yapılan savaşta Berkyaruk’a yenildi ve Isfahan’da bulunan Terken Hâtun’un yanına gitti. Buradaki emîrler ile anlaşamayan İsmail’in bu kez yeğeni Berkyaruk’a sığınmak zorunda kaldığını görüyoruz. Ancak o, Beryaruk’u öldürüp saltanatı ele geçirmek niyetindeydi. Bu düşüncesini emîrlerle paylaşınca hemen öldürüldü (Ağustos –Eylül 1093).

Terken Hâtun da bu arada kendine yeni müttefikler aramaya başladı. Nitekim o Büyük Selçuklu Devleti tahtının en güçlü adaylarından biri olan Suriye Meliki Tutuş ile işbirliği yapmak amacıyla Isfahan’dan yola çıktı. Fakat yolda hastalanarak geri dönmek zorunda kaldı.

Tutuş, Melikşâh’ın ölümünü haber aldığı zaman sultanlığını ilân etmiş (Şubat 1093), el–Cezire ve Diyarbekir taraflarını hâkimiyeti altına almıştı. Tutuş, Urfa valisi Bozan, Haleb valisi Aksungur ve Antakya valisi Yağısıyan ile anlaşarak Azerbaycan’a doğru ilerledi. Ancak Aksungur ve Bozan, Tutuş’dan ayrılarak, durumunun kuvvetlendiğini haber aldıkları Berkyaruk tarafına geçtiler. Zaten bu iki emîr başından beri Berkyaruk’un saltanatını istiyorlardı; ancak Melik Tutuş’tan çekindikleri için onun saflarına katılmak zorunda kalmışlardı. Tutuş, bu emîrlerin ayrılmasıyla, kuvvetinden çok şey kaybettiğinden Suriye’ye geri çekilmeğe mecbur oldu (Kasım/Aralık 1093). Berkyaruk ise, bu sırada Bağdat’a girmiş ve adına hutbe okutmuştu (Ocak–Şubat 1094).

Tutuş bir ordu toplayarak tekrar harekete geçti ve önce Berkyaruk tarafına geçen büyük emîrleri cezalandırmak istedi. Aksungur ve Bozan’a hücum ederek onları mağlup ederek ortadan kaldırdı (1094). Sonra Ahlat üzerinden Azerbaycan’a giderek bu bölgeyi hâkimiyeti altına aldı ve ardından Hemedan’a doğru yürüdü. Terken Hâtun’un onunla birleşme teşebbüsü hastalığı sebebiyle gerçekleşemedi ve Selçuklu Devleti’nin yönetimini ele geçirmeye çalışan bu ihtiraslı hâtun arzu ettiğine kavuşamadan Isfahan’da öldü (Eylül–Ekim 1094).

Nusaybin yöresinde bulunan Berkyaruk, Tutuş’un ilerlediğini duyunca süratle Isfahan’a yürüdü. Berkyaruk’un yanında bin kişilik bir kuvvet bulunuyordu ve Tutuş’un ordusuna çok yaklaşmıştı. Bu durumu öğrenen Tutuş’un gönderdiği bir miktar asker, Berkyaruk’u ve yanındaki kuvveti mağlup etti. Bu bozgun haberi Abbasî Halifesi Mustazhir Billâh’ın Bağdat’ta Tutuş adına hutbe okutmasına yol açtı. Berkyaruk ise Isfahan’a gitti ve bu şehirde kardeşi Mahmud’un emîrleri tarafından tutuklandı, sonra da gözlerine mil çekilmek istendi.

Ancak bu kez talihin Berkyaruk’a güldüğünü görüyoruz. Mahmud’un çiçek hastalığına yakalanarak ölmesi (Ekim/Kasım 1094) ve Isfahan’da gömülmesi, emîrlerin Berkyaruk’u sultan tanımasına sebep oldu. Berkyaruk da çiçek hastalığına yakalandı ise de iyileşti, sonra da Tutuş’a karşı harekete geçti. İki taraf arasında kesin savaş Rey’den 60–70 km. uzaklıktaki Daşilu (Taşlı) köyü yakınındaki bir düzlükte 26 Şubat 1095 günü oldu.

Berkyaruk’un emrinde 30.000, Tutuş’un ordusunda da 15.000 asker vardı. Savaş sırasında daha önceki kötü davranışları sebebiyle Tutuş’a kırgın olan emîrler ve askerlerden bir kısmı Berkyaruk tarafına geçtiler. Bunda Berkyaruk’un ordusunda bulunan Melikşâh’ın sancağının açılması da etkili olmuştu.

Tutuş cesurca çarpışmasına rağmen kendini kurtaramadı ve savaş sırasında öldürüldü. Onun sultanlığı kaybetmesinde en büyük etken beraberinde bulunan kumandanlara ve ele geçirdiği şehirlerde halka karşı zulme kadar varan sert hareket ve davranışlarda bulunması olmuştu. Tutuş’un ölümünden sonra Suriye Selçukluları bir süre daha varlıklarını sürdürdüler. Berkyaruk Selçuklu ailesinin bu kolunu tanımak zorunda kaldı. Ancak Suriye Selçukluları Tutuş’un oğullarından Rıdvan’ın Haleb’de, Dukak’ın da Dımaşk’da hükümranlıklarını ilân etmeleri ile iki melikliğe ayrılmış oldu.

Dımaşk Selçuklu Melikliği 1104 yılında sona erdi ve onların yerini Atabeg Tuğtegin’in kurduğu Dimaşk Atabegleri (veya Böriler ailesi) aldı. Suriye Haleb Melikliği ise, varlığını 1117 yılına kadar sürdürdü ve bu tarihte Haleb’in idaresi Artuklular’dan Necmeddîn İlgazi’nin eline geçti.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu