Şehir devletleri kuran Sümerler, zengin ve bağımsız yerleşimler inşa etmiş, şehirlerini güzelleştirmişlerdir. Her
yerleşimin bir yöneticisi ve koruyucu tanrısı bulunmaktadır. Tüm yetkiler, Lugal (Büyük Adam) olarak adlandırılan hükümdarın elindedir;
Lugal, aynı zamanda dini otoritedir.
Sümer mimarisinin en önemli yapıları arasında tapınaklar, saraylar, şehri çevreleyen yüksek surlar ve gösterişli,
büyük sur kapıları yer almaktadır. Sümerler, Uruk şehrini surlarla çevreleyip bu surları kulelerle güçlendirmiştir.
Ülkede taş bulunmadığından, binalar kerpiç tuğlalarla inşa edilmiştir. Dayanıklı olması için duvarların dış
kenarlarına payandalar (destek duvarı) eklenmiştir. Ayrıca, binaların duvar yüzeyleri boyanmış; pişmiş toprak, sırlı
tuğla ve metal levhalarla kaplanarak süslenmiştir. Tuğlalarla kemer ve kubbe yapma tekniğini Sümerler
geliştirmiştir.
Sümerlerde en önemli tapınak tipi, üst üste yerleştirilen kerpiç taraçalardan oluşan zigguratlardır. Taraçalar,
eğimli rampalar ve merdivenlerle birbirine bağlanmaktadır. En üstteki taraçada tanrının tapınağı ve bir
sunak bulunmaktadır. Zigguratın her katında odalar ve hücreler mevcuttur.
Sümer sarayları, dikdörtgen planlı bir avlu ve bu avlu etrafında dizilen pek çok oda ve koridordan
oluşmaktadır. Saraylardaki odalar, özel veya resmi işler için kullanılmaktaydı.
Sümer evlerinde kullanılan planlar, saraylar için uygulanan planların küçültülmüş örnekleridir.
Tüm yapıların duvarları oldukça kalındır. Çatılar ise tahta veya tuğla kubbe ve tonozlarla örtülmüştür. Binalarda
pencere bulunmamaktadır; bunun yerine kapı üstlerine mazgal delikleri açılmıştır.
Sümer mezarları, genellikle önemli ve gösterişli değildir. Ur şehrinde M.Ö. 3000 yıllarına ait olan kral mezarları,
tuğladan yapılmış, dikdörtgen planlı ve üzeri tuğla tonozla kaplı odalardan oluşmaktadır. Bu odaların önündeki geniş geçitlere
rampalardan inilmektedir.
Kaynak: Sanat Tarihi 12. Sınıf Ders Kitabı – Yazarlar: İsmail Şamil YAMAN, Serpil SUNGUR, Ceyhan ÖZER