İstanbul’un Resmen İşgali ve Mebusan Meclisinin Kapatılması

İtilaf Devletleri, Mebusan Meclisi’nin toplanmasından sonra Millî Mücadele’nin zayıflayacağı ve hükümetle padişah otoritesinin yeniden güçleneceğini düşünüyorlardı. Ancak, bu beklentilerin gerçekleşmediği gibi meclisin Misakımillî’yi kabul etmesi de hoş karşılanmadı. Osmanlı Hükûmeti üzerindeki baskılar artırıldı. İtilaf Devletleri, bazı bakanların görevden alınmasını talep ederken, meclis başkanını tutuklamaya da teşebbüs ettiler. Millî Mücadele destekçisi milletvekillerinin tutuklanacağına dair dedikodular yayıldı ve bu baskılara daha fazla dayanamayarak Ali Rıza Paşa Hükûmeti 3 Mart 1920’de istifa etti.

Padişah, yeni hükümeti kurma görevini Salih Paşa’ya verirken, hükümet üyelerinin meclis dışından seçilmesini talep etti. İtilaf Devletleri, bu yeni hükümetin de Millî Mücadele’ye destek vereceğini iddia etti ve 9 Mart 1920’de Türk Ocağı’na baskın düzenledi. 15 Mart 1920’de yaklaşık yüz elli Türk aydını tutuklandı. 13 Kasım 1918’den beri işgal altında bulunan İstanbul, 16 Mart 1920’de resmi olarak işgal edildi. Resmî daireler ele geçirildi, telgraf merkezi kontrol altına alındı ve Mebusan Meclisi basıldı. Önde gelen milletvekilleri tutuklanıp hapsedildi; bazıları ise Malta Adası’na sürgün edildi. Mebusan Meclisi, 18 Mart’ta son toplantısını yaparak fiilen kapanmış oldu.

İşgal sonrasında İstanbul’dan kaçabilen vatansever aydınlar, askerler ve milletvekilleri, mücadeleye Mustafa Kemal’in yanında devam etmek üzere Ankara’ya geldiler. İtilaf Devletleri’nin padişah ve hükümet üzerindeki baskıları daha da arttı. Salih Paşa’dan Anadolu’daki Millî Mücadele’ye karşı çıkmasını istediler ve Salih Paşa bunun üzerine sadrazamlıktan istifa etti (2 Nisan 1920).

Damat Ferit Paşa tekrar sadrazam oldu ve Millî Mücadele’ye katılanları asi ilan etti. Padişah da 11 Nisan 1920’de Mebusan Meclisi’nin hukuki varlığına son verdi. İstanbul’un işgal edildiğini Telgrafçı Manastırlı Hamdi Efendi’den öğrenen Mustafa Kemal, hemen vali, komutan ve Müdafaaihukuk cemiyetlerini durumu bildirdi. İşgali, İtilaf Devletleri ve yabancı ülke temsilciliklerine gönderdiği telgraflarla protesto etti. Ancak sadece bu protestonun yeterli olmayacağına inandığı için bazı önlemler aldı.

İstanbul’un resmen işgali, Mustafa Kemal’in ileri görüşlülüğünü ve haklılığını bir kez daha kanıtlamıştır. Meclisin kapatılması, Mustafa Kemal ve Temsil Heyeti için yeni bir fırsat sunmuştur. Bu, milletin gerçek temsilcilerinin bulunduğu bir meclisi Ankara’da kurma imkânı sağlamıştır.

İstanbul’un Resmen İşgali Üzerine Alınan Tedbirler

  • İstanbul ile bütün haberleşmelerin kesilmesi,
  • İstanbul’da yapılan tutuklamalara karşılık Anadolu’daki İtilaf Devletleri subaylarının tutuklanması,
  • İtilaf Devletleri’nin İstanbul ve Adana’dan asker sevkiyatını engellemek için Geyve ve Ulukışla civarındaki demir yollarının tahrip edilmesi,
  • Anadolu’daki resmi kuruluşların her türlü para ve kıymetli eşyalarını İstanbul’a göndermemeleri.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir