Selçuklu Tarihi

Diyarbekr’in Fethi ve Mervani Devleti’nin Ortadan Kaldırılışı

Mervânî Devleti başta Âmid (Diyarbekir) olmak üzere Meyyâfârikîn (Silvan), Mardin, Hısn Keyfâ (Hasankeyf) ve Cezîretü İbn Ömer’i (Cizre) içine alan Diyarbekir bölgesinde hüküm sürmekteydi. Bu devletin Musul Emîri Şerefü’d-devle Müslim b. Kureyş ile sıkı ilişkilerde bulunması ve tâbilik şartlarını yerine getirmemesi, devrin ileri gelen devlet adamlarından Fahrü’d–devle Muhammed b. Cüheyr’in (Oğlu Amîdü’d–devle Mansûr da Nizâmü’l–Mülk’ün kızı Zühre ile evliydi) Mervânî Devleti’nin zenginliğini ileri sürmesi üzerine, sultan bu bölgeye bir sefer düzenlemeye karar verdi.

Sultan Melikşâh, Diyarbekir emîrliğini Fahrü’d–devle’ye verdi ve onu beraberinde Artuk, Çubuk, Çökürmüş, Dilmaçoğlu Muhammed gibi Türk beyleri, Bağdat şahnesi Gevherâyin ve Arap Emîri Seyfü’d–devle olduğu halde büyük bir ordu ile Diyarbekir bölgesine gönderdi (1084 baharı).

Mervânî Emîri Mansûr bu Selçuklu ordusuna karşı Musul Emîri Şerefü’d–devle Müslim b. Kureyş’i yardıma çağırıyordu. Ancak bu büyük Selçuklu ordusuna mukavemet edemeyeceklerini anlayan Şerefü’d–Devle, Fahrüd–devle’nin akrabalık hislerine sığınmaktan başka çare bulamadı. Bu durum Selçuklu ordusundaki Türk beylerinin sinirlenmesine ve Artuk Bey’in Şerefüd–devle Müslim’in ordusuna hücumuna sebep oldu (19 Temmuz 1084).

Diyarbakır Surlarından Bir Bölüm
Diyarbakır Surlarından Bir Bölüm

Şerefüd–devle sığınmış olduğu Âmid’den Artuk Bey ile anlaşarak kurtulabildi ve Rakka’ya gitti (Ağustos 1084). Fahrüd-devle ise, oğlu Zaîmüd-devle Ebu’l-Kasım’ı Âmid muhasarasında bırakarak, beraberindeki bazı Türk beyleri ile Silvan’ı kuşattı. Bu sırada Selçuklu ordusu Siirt, Erzen ve Hısn Keyfa (Hasankeyf) şehir ve kasabalarını birer birer zaptediyordu. Diğer taraftan Mervânî emîri Mansûr ülkesini kurtarmak için Isfahan’da bulunan Sultan Melikşâh’ın huzuruna gidiyor, fakat bir netice elde edemiyordu.

Zaimüd–devle Ebu’l–Kasım 1085 yılı Mayıs ayının ilk haftasında Amid’e hâkim oldu. Türkmenler de Bitlis ve Ahlat’ı zabt ettiler. Meyyâfârikîn (Silvan) muhasarası da uzun sürdü. Gevherâyin de büyük bir kuvvetle gelerek kuşatmayı şiddetlendirdi. Selçuklu ordusuna devamlı takviye geldiğini gören halk, mukavemetin faydasızlığını anlamış ve şehri teslimden başka bir yol bulamamıştı (30 Ağustos 1085). Bundan sonra Emîr Moncuk Böri Mardin’i, Emîr Çökürmüş de Cezîretü İbn Ömer’i zaptettiler. Böylece Diyarbekir bölgesi tamamen Selçuklu Devleti’nin idaresi altına giriyor, Mervânî Devleti de tarih sahnesini terkediyordu. Bu sırada Mervânoğulları’nın Meyyâfârikîn’deki hazinesi ele geçirilmiş ve başkent Isfahan’a götürülerek sultana takdim edilmişti.

Şerefüd–Devle Müslim’e gelince, Sultan Melikşâh onun Mervânî emîri ile birleşerek Selçuklu Devleti’ne karşı koymasına kızmış ve ülkesini Fahrüd–Devle’nin oğlu Amidüd– Devle’ye iktâ etmişti (1084). Ayrıca Amidüd–Devle’nin yanına Türkmen Beyleri vererek Musul üzerine gönderdi. Daha sonra da kendisi ordusuyla harekete geçti. Sultanın Musul önüne gelmesi ile halk kapıları açarak şehri teslim etti. Ancak belki kardeşi Tekiş’in isyanı veya Şerefüd–Devle’nin hanımı olan halası Safiye Hâtûn’un ricası Sultan Melikşâh’ın Şerefüd–Devle Müslim’i yerinde bırakmasına yol açtı (Kasım 1084).

Şerefüd–Devle Müslim daha sonra Antakya hâkimiyeti için Süleymanşâh ile mücadeleye girişecek ve bu uğurda hayatını kaybedecektir (20 Haziran 1085).

Kaynak: Selçuklular Tarihi – PROF. DR. MUHARREM KESİK

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu