Türk Tarihi

Tanzimat Dönemi Taşra Yönetimi

Tanzimat Fermanı’nın getirdiği prensiplerin hayata geçirilmesi, eyalet yönetiminde
düzenlemeler yapılmasını zorunlu kıldı. Fermanın herkesten eşit
miktarda vergi alınması kararı uyarınca II. Mahmut Döneminde uygulanan
iltizam usulü kaldırıldı. Merkezden gönderilen memurlarla vergilerin toplanması
kararlaştırıldı. Ancak usulsüzlüklerin yaşanması üzerine iltizam usulüne geri
dönüldü ve taşra yönetimini yeniden şekillendirecek bir dizi mali ve idari
düzenlemeler yapıldı. Buralarda merkezî teşkilata benzeyen kademeli bir idare
ve meclis hiyerarşisinin yer aldığı yeni bir yapı oluşturuldu.
Taşra teşkilatını düzenlemek amacıyla 1840’ta bir nizamname çıkarıldı.

Bu nizamnameye göre en büyük birim eyaletti. Eyaletler sancaklara, sancaklar
da (sancağın bir birimi olarak ilk kez kurulan) kazalara, kazalar da köylere
ayrıldı. Eyalet yönetiminde eskiden olduğu gibi merkezden gönderilen vali
(müşir) etkili oldu. Sancaklara kaymakam atanırken kazalarda halkın tercihine
göre seçilen kaza müdürü, köylerde ise muhtar idareci oldu.
Eyalet sisteminde yeni bir yapılanmaya gidilerek valinin ve
taşradaki diğer görevlilerin (defterdar, zaptiye müdürü, kaymakam
ve kaza müdürü) görev ve yetkileri belirlendi. 1842’de devlet
görevlileri yanında halkın seçtiği Müslüman ve gayrimüslim tebaayı
temsilen üyelerin yer aldığı eyaletlerde “büyük meclis” (1849’dan
sonra adı eyalet meclisi)ler, sancaklarda ise “küçük meclis”
(1849’dan sonra adı, sancak meclisi)ler kuruldu. Bu meclisler,
mülki yöneticiye bölge sorunlarının çözülmesinde yardımcı olmak
ve merkezden gönderilen emirleri uygulamak, bölge yönetimiyle ilgili
her türlü icraatı yerine getirmek gibi görevleri üstlendi.

Taşra teşkilatında yöneticilerin yetki ve sorumlulukları, diğer görevli memur
ve meclislere paylaştırılarak geniş yetkileri sınırlandırılırken daha merkezî bir
idari yapı oluşturulmak istendi. Taşradaki meclislere gayrimüslimler de dâhil
olmak üzere halktan belirli bir kontenjan ayrılarak halkın yönetime katılması
sağlanmaya çalışıldı.

Islahat Fermanı’nın yayınlanmasından sonra ülke içinde ortaya çıkan bazı
tepkisel hareketleri önlemek ve daha merkezî bir yönetim kurmak için taşra
yönetiminde yeni düzenlemelere gidildi. Hazırlanan vilayet nizamnamesi
1864’te önce Tuna vilayetinde, 1867’de bütün ülkede uygulandı.

Eyaletler “vilayet” adını aldı. Her vilayet sancak (liva), kaza ve köylere ayrıldı.
Vilayetin başında vali, livada liva kaymakamı, kazada müdür, köylerde ise
seçimle gelen muhtarlar görevlendirildi. Bunlara yardımcı olmak üzere halktan
temsilcilerin de yer aldığı “vilayet idare meclisi”, “liva idare meclisi” ve köylerde
“ihtiyar heyeti” oluşturuldu. Ayrıca vilayetlerde her yıl belirli zamanlarda
toplanmak üzere “vilayet umum meclisleri” kuruldu. Livadan seçilen yerel
temsilciler bu mecliste halkın isteklerini merkeze iletme şansına sahip
oluyorlardı. Bu şekilde Osmanlı Devleti’nde halkın da yönetime katılımıyla
oluşturulan bir dizi danışma meclisi ile merkezden taşraya uzanan merkezî bir
idari yapı tesis ediliyordu.

1871’de yayımlanan Vilayet Nizamnamesi 1913’e kadar yürürlükte kaldı. Bu nizamname ile merkezin denetim ve kontrolü artırıldı. Taşradaki her idari birimin
yönetimi ayrıntılı bir biçimde düzenlendi. Mülki amirlerin görev ve
sorumlulukları belirlendi. Livada mutasarrıf, kazada kaymakam ve ilk kez
oluşturulan nahiyede nahiye müdürü, köylerde ise seçimle gelen muhtarlar
yönetici oldu. Liva, kaza, nahiye ve köylerde bölge halkını temsilen Müslüman
ve gayrimüslim üyelerin katılmasıyla teşekkül edilen meclisler köylerden
başlayarak kademeli bir şekilde vilayet umûmi meclislerini oluşturdu. Böylece
halk meselelerini yönetime ulaştırarak çözüme ortak oldu. 1871 nizamnamesi
ile vali ve mutasarrıfın bulunduğu her merkezde bir belediye örgütünün yer
alması kararlaştırıldı. Buna göre kurulan belediye idare meclislerinin memurlar
arasından seçilen bir meclis reisi vasıtasıyla kentin belediye işlerini yönetmesi
sağlandı.

I. Meşrutiyet Döneminde Osmanlı Meclis-i Mebusan’ının ilk işlerinden biri
Osmanlının yerel yönetim ve belediye hizmetlerini yeni baştan ele almak oldu.
1877’de çıkarılan belediye yasası 1 Eylül 1930 tarihine kadar yürürlükte kaldı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu