Osmanlı Devleti Tarihi

Osmanlı’da Devlet Anlayışı

Türkiye Selçuklu Devleti döneminde uç beyliği olarak Söğüt ve Domaniç yöresine yerleşen Osmanlılar, kısa süre içinde Anadolu’nun dışında, Avrupa’da da egemenlik kuran güçlü bir devlet konumuna geldi. Geniş alanlara hâkim olan Osmanlı Devleti, bünyesinde ırk, dil, din ayrımı gözetmeksizin barındırdığı milletleri yüzyıllarca başarıyla yönetti.

Bu başarıyı gösterebilen Osmanlı Devleti’nde hükümranlık anlayışı, İslam hukukuna ve eski Türk geleneklerine dayanıyordu. Bu unsurların karışımıyla Osmanlı devlet anlayışı ortaya çıkmıştır. İslam hukukuna göre hâkimiyet, Allah’a aittir. Hükümdar, Allah’ın vekili olarak halkı adaletle yönetmek, yönetilenler de hükümdarın emirlerine uymak zorundaydı.

Türk geleneklerine göre ise İslamiyet öncesi Türk devletlerinde hükümdarlara devleti idare etme yetkisinin Tanrı tarafından verildiğine inanılıyordu. Tanrı’nın verdiği siyasi iktidar kut kavramı ile açıklanıyordu. Ayrıca ülke, hanedanın ortak malı sayılır ve hükümdarın oğulları arasında paylaştırılırdı. Bu durum, eski Türk devletlerinin kısa sürede yıkılmalarına sebep oluyordu.

Osmanlı Devleti’nde ise hükümdarlığa hanedan ailesinden kimin geçeceği konusunda bir kural yoktu. I. Murat’tan itibaren “Ülke hanedanın ortak malıdır.” anlayışının yerini “Ülke padişah ve oğullarınındır.” anlayışı aldı. Bu uygulamayla taht kavgalarının sınırlandırılması ve merkezî otoritenin korunması hedeflenmiştir. Şehzadelerin devlet yönetiminde deneyim kazanmaları için sancaklarda vali olarak görevlendirilirlerdi. Sancağa çıkma uygulaması III. Mehmet tarafından kaldırılmıştır. 

Osmanlı Devleti’nde hükümdar, ülkenin mutlak hâkimidir. Ancak bu durum onun her istediğini yapabileceği anlamına gelmezdi. Devleti yönetirken şeri (dinî) ve geçmişten gelen geleneksel kurallara uymak zorundaydı. Padişahın görevleri ise halkı korumak ve onlara karşı adaletli olmak, kanunlara uygun olarak ülkeyi yönetmek, sınırları güvenlik altına almak, seferlere çıkarak ülkenin topraklarını genişletmek ve halkın ekonomik ve sosyal refahını sağlamaktı. Halkın görevi ise kanunlara ve padişahın emirlerine uymaktı. 

Osmanlı devlet yöneticileri, I. Murat dönemine kadar bey ve gazi unvanlarını kullandılar. I. Murat ile beraber hüdavendigâr unvanını da kullanılmaya başladılar. 

ŞEHZADELERİN SANCAĞA ÇIKMA UYGULAMASI

Şehzadeler belli bir yaşa gelince sancağa çıkardı. Sancaklara gönderilen şehzadelere bu görevlerinde, lala adı verilen bilgili ve deneyimli kişiler yardımcı olurlardı. Şehzadeler bu uygulama ile yönetimde deneyim kazanıyor ve devletin başına geçince bu deneyimlerinden yararlanıyorlardı. İlk zamanlarda İzmit, Bursa, Kütahya, Manisa ve Amasya önemli şehzade sancaklarıydı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu