İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Atatürk’ün Ölümü

Mustafa Kemal, 1881 yılında
Selanik’te doğdu. Küçük yaşta
babasını kaybetti. Yaşadığı sıkıntılar
onu hiçbir zaman inandığı hedeften
vazgeçiremedi. Çocuk denecek yaşta
kendi verdiği kararla askerlik mesleğini
seçti. Askerî eğitimini başarıyla
tamamladı. Manastır Askerî İdadisinde
genç bir öğrenci iken memleketin
içinde bulunduğu sıkıntılara kayıtsız
kalmadı. Harp Okulu ve Harp
Akademisinde kendi gibi düşünen
arkadaşlarını etrafında topladı.
Askerlik mesleğine başladığı ilk
günden ölümüne kadar olan süreçte
millet için çalışmaktan vazgeçmedi. En
umutsuz günlerde milletine olan
inancını kaybetmedi. Çanakkale’de
dünyanın en güçlü devletlerini yendi.

Hakkında çıkan idam fermanları onu
inandığı yoldan döndüremedi. Kurtuluş mücadelesinin değişmez lideri oldu. Sakarya Meydan
Muharebesini, Büyük Taarruzu, Başkomutanlık Meydan Muharebesini kazanarak Türk milletine
güvenmekteki haklılığını bir kez daha ispatlamış oldu. Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Siyasi, sosyal ve
ekonomik alanlarda birçok yenilik yaptı. Anadolu’yu karış karış gezerek halkın dert ve sıkıntılarını
dinledi. Gittiği her yerde yaptığı yenilikleri bizzat kendisi anlattı.

Devlet işlerinde son derece titiz olan, hiçbir mazeret kabul etmeyen Atatürk kendi sağlığına
gerektiği kadar özen gösteremiyordu. Devleti ilgilendiren meselelerde aralıksız çalışma alışkanlığı
vardı. Bu yoğun tempo 1937’de sağlığını iyice bozmuştu. Yorgunluk belirtileri ortaya çıkmıştı.
Hastalığının ilk belirtileri görülmeye başladı. Atatürk’ün rahatsızlığına ilk teşhisi Yalova gezisinde Dr.
Nihat Reşat Belger koymuştur. Kesin tanı için özel doktoru Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp çağrılır. Onun
da teşhisi aynıdır. Hastalık sirozdur. Ciddi bir perhiz ve istirahat gereklidir. Fakat Atatürk yurt gezilerine
devam eder. Gemlik Suni İpek ve Merinos Fabrikalarını açmak için Bursa’ya gider. Bu gezide çok
yorgun düşmüştür. Dolmabahçe Sarayı’nda bir süre dinlenir.

Mustafa Kemal, 25 Şubat 1938’de Balkan
Antantı toplantısına katılmak üzere Ankara’ya
döner. Ankara’da Balkan devlet adamları ile
uzun görüşmeler yapar. Hastalığının artması
üzerine Fransa’dan doktor Fiessinger (Fisinger)
davet edilir. Fransız profesör Türk doktorlarının
teşhisini doğrular ve Atatürk’e “Büyük
kumandan büyük harpler yaptınız. Muzaffer
oldunuz. Ama bu işin kumandanı da benim.
Siz bana tabi olacaksınız, bana yardım
edeceksiniz.” der. Doktorların kesin dinlenme
tavsiyesinde bulunmasına rağmen gündemde
olan Hatay sorununu çözmek için yoğun bir
şekilde çalışmaya başlar. 20 Mayısta Mersin’de
askerî birliklerin geçit törenini izler ve 24 Mayısta
Adana’da askerî birlikleri denetler. Ankara’ya
döndüğünde hastalık onu yorgun düşürmüştür.
Ankara’da sadece bir gün kalır. 26 Mayısta
İstanbul’a hareket eder. Savarona yatına
yerleşir. 8 Temmuzda Prof. Fiessinger ikinci defa
gelir. Atatürk’e mutlaka dinlenmesi gerektiğini
söylemesine rağmen Atatürk, 9 Temmuzda
Savarona’da Bakanlar Kuruluna saatlerce
başkanlık eder. Tekrar rahatsızlanınca
Dolmabahçe Sarayı’na nakledilir. Fakat burada
da bakanlar ve yabancı elçilerle görüşmelerine
devam eder.

Sağlık durumu her geçen gün kötüye
gitmektedir. Rahatsızlığından dolayı 29 Ekimde
Ankara’ya gidişi iptal edilir. Atatürk, sonraki
günlerde sivil ve askerî bürokratlarla görüşmelere
devam etmiştir.16 Ekim akşamı komaya
girer ve dört gün komada kalır. 1 Kasım 1938’de
TBMM toplantısının açış konuşmasını bizzat
kendi yapmak ister fakat hastalığı ilerlediği için
onun yerine konuşma metnini Başbakan Celal Bayar okur. Mustafa Kemal Atatürk, son günlerinde
yazdığı bu açılış konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti’nin yaptığı eğitim ve kültürel alandaki atılımları
anlatır. Türk dış politikası hakkında bilgiler verir.

8 Kasımda Atatürk rahatsızlandı. 10 Kasım Perşembe günü büyük önder Atatürk, saat 09.05’te
hayata veda etti.

Atatürk’ün Türk bayrağına sarılı tabutu Dolmabahçe Sarayı’nda Türk halkının ziyaretine açıldı.
Atatürk’ün naaşı 20 Kasımda Türkiye Büyük Millet Meclisine getirildi. 21 Kasımda Etnografya
Müzesi’ne götürülerek katafalka konuldu. 1953’e kadar kaldığı Etnografya Müzesi’nden 10 Kasım
1953’te Anıtkabir’e nakledildi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından bir gün sonra 11 Kasım 1938 Cuma günü Türkiye Büyük Millet Meclisi toplandı. Meclis başkanı M. Abdülhalik Renda anayasa gereğince cumhurbaşkanı seçimi
yapılacağını duyurdu. Gizli oyla yapılan seçimde 348 oyla Malatya Milletvekili İsmet İnönü, Türkiye
Cumhuriyeti’nin ikinci cumhurbaşkanı oldu.  

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu