Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi

Asya’nın Kurtuluşu: Güney Asya’daki Gelişmeler

1763’ten beri İngiliz sömürgesi olan Hindistan’da
1917’de Mahatma Gandhi’nin faaliyetleri milliyetçilik
hareketlerine hız kazandırdı. Bunun üzerine İngilizler
1919’da bazı eyaletlerde bir kısım yetkileri halk tarafından
seçilen yerli liderlere bıraktıysa da bu gelişme,
Hindistan’daki bağımsızlık mücadelesini durdurmaya
yetmedi. Bağımsızlık hareketleri Batı’da okuyan Hintli
aydınlar tarafından örgütlendi. Halk tarafından
desteklenen bu aydınlar ilk olarak yerel yönetimlerde söz
sahibi olmaya başladı. İngilizler,1935’te Hindistan’da yeni
bir anayasa hazırladı. Eyaletlerde bütün yönetim yetkileri
Hintli yöneticilere bırakıldı. 30 milyon kadar Hintliye seçme
hakkı tanındı. Bu sırada Hindu egemenliğindeki Müslümanlar,
Hintlilerden ayrılarak ayrı bir devlet kurma isteklerini
dile getirdiler. 23 Mart 1940’ta Lahor’da toplanan
“Müslümanlar Birliği Cemiyeti Kongresi”, Hindulardan ayrı
bir Pakistan Devleti kurulmasını kararlaştırdı. Bu hareketin
liderliğini Muhammed Ali Cinnah yapmaktaydı.

1945 yılında İngilizler, yeni bir anayasa hazırlanmasına karar vererek kurucu meclis ve geçici bir
hükûmet kurulmasını kabul etti. 1946’da Hint Yarımadası’nda Hindistan ve Pakistan adlarında iki
bağımsız “dominyon” kurulması kararlaştırıldı. 14 Ağustos 1947’de İngiliz askerlerinin Hindistan’ın
kuzeyinden çekilmesi ile Müslümanların çoğunlukta olduğu bölgeler -İngiliz Uluslar Topluluğu
(Common-wealth) içinde ve dominyon statüsünde- Pakistan adı ile kuruldu. Ancak bu devlet, Kuzey
Hindistan’ın doğu ve batısında birbirinden çok uzakta iki bölümün birleşmesinden meydana geliyordu.
(Pakistan’ın bu durumu 1971’e kadar sürdü.) 15 Ağustos 1947’de
İngiltere’nin Hindistan’dan çekilmesi ile Hindistan, bağımsızlığını kazandı ve İngiliz Uluslar Topluluğunun bir üyesi oldu.

Hindistan ve Pakistan’daki bağımsızlık mücadelesi bölge
ülkeleri üzerinde etkisini göstermiş; Seylan, Birmanya ve Malezya
İngiltere’den; Endonezya Hollanda’dan; Vietnam, Laos ve
Kamboçya Fransa’dan bağımsızlıklarını kazanmışlardır.

Hindistan 1947’de bağımsızlığını kazandıktan
sonra iki bloka da dâhil olmayıp Bağlantısızlar
Hareketi’nin önde gelen devletlerinden
biri oldu. Keşmir meselesi sebebiyle 1965’te
çatışmalar yaşadığı Pakistan’ın Çin ile ittifak
yapması üzerine SSCB ile iyi ilişkiler kurdu.
Soğuk Savaşın sona ermesiyle ABD ile olan iyi
ilişkilerini daha da geliştirdi.

Bugün kalabalık nüfusu ve askerî gücüyle
önemli bir ülke hâline gelen Hindistan, buna
rağmen kişi başına düşen millî gelir açısından
hızlı bir büyüme gösterememiştir. Ülkede toplumsal,
dinî, bölgesel nitelikli çatışmalar hâlâ
devam etmektedir. Hindistan, yaşadığı sorunlara
rağmen günümüze kadar demokratik hükûmet şeklini koruyabilmiştir.

Kurulduğu günden itibaren uzun süre ordu
tarafından yönetilen Pakistan, Afganistan’ın
SSCB tarafından işgal edildiği dönem Afgan mültecilerinin akınına uğradı. SSCB-Hindistan ittifakına
karşı Afgan direnişçilerine destek verdi. Hindistan ile yaptığı savaşlarla beraber ülkedeki dinî, askerî ve
siyasi çekişmeler ülkenin sosyal ve ekonomik dengelerini sürekli bozmaktadır.

Güney Asya ülkelerinde II. Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar karışıklıklar hüküm sürdü.
Vietnam, Kamboçya gibi bazı ülkelerde bağımsızlık kazanıldıktan sonra iç savaşlar çıktı.
Iç çekişmelerin
yanında Malezya ve Endonezya gibi komşu ülkeler arasında sınır çatışmaları
yaşandı. Bölge
ülkelerinin bir çoğunda uzun yıllar diktatörlük yönetimleri hüküm sürdü. Bu durum demokrasinin
gelişmesini engelledi. Parlamenter sisteme geçişler yakın zamanda görülmeye
başladı.

Bölge ülkeleri Soğuk Savaş Dönemindeki siyasi şartlara bağlı olarak farklı bloklarla ilişki kurmuşsa
da kendi aralarındaki sorunların çözümünde büyük güçlerin müdahalesini dengelemek, siyasi,
ekonomik ve ticari alanda iş birliğini sağlamak amacıyla ASEAN (Güneydoğu Asya Milletleri Birliği)’ı
kurdu (8 Ağustos 1967). Filipinler, Malezya, Tayland, Endonezya ve Singapur’un kurduğu bu teşkilata
daha sonra Brunei, Vietnam, Laos, Birmanya ve Kamboçya dâhil olmuştur.

Bölge ülkeleri yer üstü ve yer altı zenginliklerine (demir, kömür, petrol, manganez, çinko vb.) sahip
olmasına rağmen uzun yıllar sömürge yönetiminde kaldıkları için ekonomik açıdan birkaç ülke dışında
(Malezya ,Endonezya gibi) yeterince gelişme gösterememişlerdir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu