Taşra ve Eyalet Yönetimi
İstanbul’un merkez kabul edildiği Osmanlı Devleti’nde, başkentin dışındaki tüm topraklar için taşra ifadesi kullanılmıştır.
Taşra teşkilatının temelini oluşturan ana yapı tımar sistemidir. Devletin tarım faaliyetleri, ekonomik yapısı, askerî teşkilatı ve vergi düzeni tımar sistemiyle iç içedir. Tımar sisteminin uygulanması yeni kazanılan topraklarda vergi gelirlerinin tespitiyle başlar.
Vergi gelirleri dirlik denen küçük birimlere bölünerek askerî hizmetler karşılığında devlet görevlilerine verilirdi. Osmanlı Devleti’nde XV. ve XVI. yüzyıllarda güçlü bir toprak yönetimi, buna bağlı olarak da ekonomik ve askerî gelişim sağlanmıştır.
Küçük bir beylikten XVI. yüzyılda büyük bir devlet hâline gelen Osmanlı Devleti, geniş toprakların yönetimini çeşitli bölümlere ayırdı. Osmanlı Devleti’nde taşra idaresi; köy, kaza, sancak, eyalet şeklinde teşkilatlanmıştır.
Kısaca Konu Başlıkları
Osmanlı Devleti Yönetim Birimleri
KÖY >> KAZA >> SANCAK >> EYALET
En küçük yönetim birimi olan köylerde yönetici köy kethüdası idi. Köylerde güvenlik işlerin yiğit başı sorumluydu. Kadıların kendi adlarına atadıkları naipler ise adaletin sağlanmasından sorumluydular.
Günümüz kasaba yapılanmasına benzeyen idari yapıyı oluşturan kazalarda ise en yüksek dereceli yönetici kadılardı. Kadı, askerlik dışındaki tüm işlerden sorumluydu. Belediye ve adliye işleri, kazanın ihtiyaç duyduğu para, devlet merkezinden istenen şeylerin temini ile görevli olan memurdu. Subaşılar ise kazaların güvenliğinden sorumluydu. Kazaların üst idari birimi olan sancaklar sancak beyi tarafından idare edilirdi.
Sancak Beyi
Sancak beyi, sancağındaki tımarlı sipahilerin ve zeamet sahiplerinin komutanıdır. Kendine bağlı askerler, sancak sınırları içinde bulunan diğer tımarlı sipahilerle birlikte emredilen seferlere katılmak zorundadır. Bu, onun asli görevidir.
İdari görevi ise halkın rahat ve huzur içinde yaşaması için sancağın düzenini, emniyetini sağlamak ve bununla ilgili gerekli tedbirleri almaktır. Ayrıca sancak merkezi olan şehrin asayişini temin etmek ve adaletin uygulanmasını gözetmek onun görevleri arasındadır. Sancak beyi düzenin teminatı olan şeri ve örfi hukuka aykırı durumları önlemek hususunda kadı ile birlikte hareket etmektedir.
Eyaletler
Taşra teşkilatının en büyük birimi, sancakların birleşmesiyle oluşan eyaletlerdir. Eyaletler, beylerbeyi tarafından yönetilirdi. Beylerbeyi kendi bölgesinde hükümdarın temsilcisidir.
Taşrada yüksek dereceli yöneticilerden başka alt kademede görev yapan memurlar vardır. Esnafın denetimini yapan üretimin kaliteli yapılıp yapılmadığını, belirlenen fiyatlara uyulup uyulmadığını denetleyen görevliye muhtesip denirdi.
Büyük şehirlerde bulunan ve bugünkü meyve hallerine benzeyen pazarlara gelen ürünlerin tartılması, adaletli dağıtımının yapılması işlerini Kapan Emini yürütürdü. Gümrük ve Bac Eminleri ise zanaat ve ticaret faaliyetlerinde bulunan kişilerden vergi toplamakla görevliydiler.
XVI. yüzyılda gayet iyi işleyen merkeze bağlı eyaletler, kendi içinde vergi düzeni esas alınarak üç gruba ayrılmıştır.
Salyaneli (Yıllıklı) Eyaletler: Tımar sisteminin uygulanmadığı eyaletlerdir. Bu eyaletlerden elde edilen gelirler doğrudan merkeze aktarılırdı. Toplanan gelirin bir bölümüyle eyaletteki görevlilerin maaşları ödenir, kalan bölüm hazineye gönderilirdi.
Salyanesiz (Yıllıksız) Eyaletler: Tımar sisteminin uygulandığı eyaletlerdir. Toprakları has, zeamet ve tımarlara ayrılmıştı.
Özel Yönetimi olan Eyaletler: İç işlerinde serbest, dış işlerinde Osmanlı Devleti’ne bağlı, yöneticilerinin padişah tarafından belirlendiği yerlerdi. Erdel, Eflâk ve Boğdan yıllık vergilerini ödemelerinin yanında ihtiyaç duyulduğunda Osmanlı Devleti’ne savaşlarda asker de yollarlardı. Hicaz bölgesi kutsal yerlerin olduğu özel yönetime sahip bir bölgeydi. Buradan vergi alınmaz, asker toplanmazdı.
Ayrıca bakınız:
Türklerde Taşra Teşkilatı Yapısı
Osmanlı Devletinde Taşra Teşkilatında Yapılan Islahatlar
Osmanlı Taşra İdaresinin Özellikleri
Tanzimat Dönemi Taşra Yönetimi