Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi

Şark Meselesi Eğitim ve 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi

XIX. yüzyıldan itibaren Batılı güçler Şark Meselesi çerçevesinde Osmanlı Devleti’nin dağılma sürecini hızlandırmak için “eğitim” faktörünü kullanmaya başladı.

Bu amaç doğrultusunda Avrupalı devletler, Osmanlı ülkesinde, azınlık ve yabancı devlet okulları açtılar. Misyonerlik faaliyetleri kapsamında ilk olarak, devlette uyum içinde yaşayan Hristiyan ahali hedef seçildi. Hristiyan tebaadaki mezhep ayrılıklarını daha da derinleştirmek amacıyla mezhep okulları açıldı. İngiltere, Fransa, Rusya, Amerika, Almanya vd. devletler, Ortodoks, Katolik ve Protestan okullarını açıp azınlıkları denetime almaya çalıştı. Rum, Bulgar, Sırp, Ermeni vd. azınlıkların çocukları bu okullarda eğitim almaya başladılar. Bu okullardaki çocukların bazıları verilen eğitimler sonucunda geleceğin birer isyancısı olacaktı. Sonuçta Balkanlar ve Anadolu olmak üzere Osmanlı Devleti’nin birçok bölgesinde azınlık isyanları dış kaynaklı eğitim faaliyetleri sonucunda boy göstermeye başladı.

Batılı güçlerin, dışarıdan müdahale ederek ülkelerin siyasetine yön verme alışkanlığı başladı. Bunun için hedefledikleri ülkelere müdahale etmek için başka yöntemlere de başvurdular. Ülkelerin iç unsurlarını da birer maşa olarak kullanmaktan geri durmadılar. Tarihte, eğitimin istismar edilerek devletlerin siyasi bütünlüğüne karşı kullanılması örneğine sıkça rastlanılmaktadır. Bu örneklerden biri, FETÖ/PDY terör örgütünün dış aktörlerin planları dâhilinde eğitim kurumlarını kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birlik ve bütünlüğüne kast etme girişimidir. Batılı güçler orta ve uzun vadede eğitime yatırım yaparak başka devletleri kendi egemenlikleri altına alma planları yapmışlardır. Bu planlarının bir benzerini FETÖ/PDY terör örgütü üzerinden uygulamışlardır. FETÖ/PDY terör örgütü, ülkemizin birçok bölgesinde okullar ve eğitim kurumları açtı. Bu güçlerin denetimi ve teşvikiyle bu örgüt bünyesinde açılan eğitim kurumlarının sayısı hızla arttı. Bu okullardan mezun olanlar devletin önemli kademelerine yerleştirildi.

Örgüt üyeleri, devlet içerisine sızarak kendisine gelen talimatlarla hareket etmeye başladı. Sonuçta FETÖ/PDY terör örgütü 15 Temmuz 2016’da, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iradesini ele geçirme amaçlı bir kalkışma gerçekleştirdi. 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla Türk milleti canını ortaya koyarak darbe girişimine siper oldu.

15 Temmuz sonrasında Cumhurbaşkanı ve halkımız
15 Temmuz sonrasında Cumhurbaşkanı ve halkımız

Bu kalkışma saldırısında 251 vatandaşımız şehitlik mertebesine yükselirken 2 bin 193 vatandaşımız gazi oldu. Türk Milleti bu demokrasi destanıyla bir kez daha hiçbir gücün kendi iradesine kast edemeyeceğini dünyaya gösterdi. İşte bu durum Batılı güçlerin kendi emelleri için eğitim kurumları başta olmak üzere birçok iç unsuru kullandığının bir göstergesidir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu