Türk Tarihi

Osmanlı Devlet Anlayışı

İlk Türk hakanları açık alanlarda halka büyük toy ve şölenler sunmayı kendilerine
vazife edinmişlerdi. Böyle toy vermeyen hakanların saygınlığı olmazdı.
Kutadgu Bilig’de hükümdara şu öğütler verilir: “Hazineni aç ve servetini dağıt.
Uyrukların çoğalınca gaza yapar hazineni doldurursun çünkü halkın aklı fikri hep
karnındadır… Yiyip içmeyi esirgeme onlardan.”
Derviş Sarı Saltuk, Osman Gazi’ye şu öğüdü verir: “Adil ol, yan tutma;
yoksulun ahını alma, tebana kötü davranma. Kadı ve valilerini denetle ki iktidarda
kalasın ve halk bağlılığını yitirmesin.”
Osmanlı kaynaklarına göre “Osmanlı sarayında ‘Halk gelsin, yesin.’ diye
yemekler hazırlanır, bunu duyurmak için de ikindi vakti nevbet çalınırdı.” Fatih
Sultan Mehmet’in veziriazamı, “Devlet hazinesini zenginleştirmeli ancak hükümdar
askerden parayı esirgememeli cömert hareket etmelidir.” demiştir.

Osmanlılar, devlet teşkilatlanmasında kendinden önceki Türk
devletlerinin tecrübelerinden yararlanmakla birlikte Türkiye Selçuklularını
ve İlhanlıları da örnek almıştır. Bir süre Selçuklular ve
İlhanlılara bağlı bir uc beyliği statüsünde bulunan Osmanlıların
devlet kurma aşamasında Türkiye Selçuklu Devleti’nde görev yapmış devlet
adamlarını idari alanlarda istihdam etmesi bunda etkili olmuştur.

Osmanlı klasik dönem kültür ve medeniyetinin oluşumunda Orta Asya Türk
gelenekleri, İslamiyet’in getirdiği kültürel değerler ve hâkim olduğu coğrafyadaki
kültür unsurları etkilidir. Bu üç unsur zamanla imparatorluk özelliklerine
göre şekillenmiştir. Ancak bu sentez kültürde, Türk karakteri her zaman hâkim
olmuş; devlet yönetimi, ordu, dil, musiki, mimari, edebiyat, folklor vb. alanlarda
kendini hissettirmiştir.

İlk Türk devletlerindeki adil yönetim, Türk cihan hâkimiyeti ülküsü ve kanun
üstünlüğü anlayışı ile Osmanlı Devleti’nde de devam ettirilmiştir. Bu anlayış
“devleti ebet müddet”, “nizamı âlem” ve “kanunu kadim” esasları ile süreklilik
kazanmıştır.

“Devleti ebet müddet” anlayışı ile devletin sonsuza kadar yaşatılması
hedeflenmiş, “nizamı âlem” de bu hedefin bir uzantısı olmuştur. Anlam itibarı ile
dünya düzeni olan bu anlayışta asıl amaç Osmanlı ülkesindeki kamu düzenini
sağlamaktır. Bunu her şeyin üstünde gören Osmanlı sultanları, nizamı âlemin
sürekliliğini sağlamak için halkın adaletli yönetilmesini ve
memuriyetlerin ehline verilmesini ön şart olarak görmüşlerdir.

İlk Türk devletlerinde olduğu gibi adaletin sağlanmasını devletin
kanunlara göre yönetilmesine bağlayan Osmanlılar, örfi kuralları
kanunlaştırmıştır. Fatih Kanunnamesi ile Osmanlı devlet hukuku
gerçek anlamda düzene konulmuş; devletin işleyişinde memurların
statü ve yerleri belirlenmiştir. Böylece devlet-toplum, devlet-fert
arasındaki ilişkileri düzenleyen kanunlar meydana getirilmiş ve
bütün tebaanın genel olarak kanun önünde eşitliği kabul edilmiştir.


Başlangıçta bir uc beyliği olan Osmanlılar, doğudan göç eden
Türk boyları ile beslenip kısa sürede güçlenmiş, İstanbul’un
fethinden sonra çeşitli unsurlara hâkim büyük bir cihan devleti
hâline gelmiştir. Devleti meydana getiren bütün unsurlar da Türk
ahlak ve kültür değerlerini benimsemiş ve zaman içinde kendilerini
“Osmanlı” olarak ifade etmişlerdir.

İlk Türk-İslam devletlerinde olduğu gibi Osmanlı Devleti de
bünyesinde her türlü inanç sistemine anlayış gösteren bir yapıya
sahiptir. Devlet içindeki gayrimüslimler din, mezhep, vicdan
özgürlüğü yanında kendi kültürlerini cemaat sistemleri içinde
yaşatma hakkına da sahip olmuşlardır. Fatih Sultan Mehmet, Rum, Yahudi ve
Ermenilerin devletin müdahalesi olmaksızın kendi dinî kuruluşlarını tesis
etmelerine müsaade etmiştir. Ancak sahip olunan hak ve ayrıcalıkların, devletin
genel yapısına ve işleyişine yansıtılmasına izin verilmemiştir.

Osmanlı Devleti’nde güçlü bir merkezî otorite tesis edilmiştir. Özel mülkiyet
sınırlandırılmış, kentler, zanaatlar ve ticaret yakından denetlenmiştir. Ayrıca
zaman zaman insan, mal ve servet sayımları yapılmış ve sonuçları “tahrir
defteri”ne (yazım defteri) kaydedilmiştir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu