İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Montreux (Montrö) Boğazlar Sözleşmesi

Lozan Barış Antlaşması’ndaki Boğazların Tabi Olacağı Usule Dair Mukavele ye göre (24.07.1923)

– Boğazlardan savaş ve barış zamanlarında havadan ve denizden serbest geçiş esası kabul edilmekle birlikte savaş ve ticaret gemileri için ayrı rejimler uygulanması kararlaştırılmıştır.

Ticaret Gemileri: Barışta sancağı ve yükü ne olursa olsun boğazlardan serbest olarak geçeceklerdir. Savaşta ve Türkiye tarafsız olduğu takdirde, barış zamanındaki rejim uygulanacaktır. Savaşta ve Türkiye savaşa girdiği takdirde tarafsız gemi ve uçaklar düşmana gerekli savaş malzemesi, düşman askeri, düşmana yardımcı kuvvet taşımamak şartıyla geçişte serbesttirler. Türkiye bu gemileri kontrol hakkına sahiptir.

Savaş Gemileri: Barışta sancağı ne olursa olsun bütün savaş gemileri, Karadeniz’e kıyısı olan devletlerden deniz kuvvetleri en fazla olanın donanmasından fazla olmamak şartıyla Boğazlardan geçebilirler. Savaşta ve Türkiye tarafsız olduğu takdirde barış zamanındaki rejim uygulanacaktır. Savaşta ve Türkiye savaşa girdiği takdirde tarafsız gemiler barış zamanındaki muameleye tabi olacaklardır.

– Boğazlardan geçiş serbestliğini sağlamak üzere Çanakkale ve Karadeniz Boğazlarının sahilden itibaren 15 20 kilometrelik bir kısmı gayri askerî hâle getirilecektir.

– Boğazlardan geçecek yabancı gemilere nezaret etmek üzere, bir Türk temsilcisinin başkanlığında, antlaşmaya imza atan devletlerin temsilcilerinden oluşan bir Boğazlar Komisyonu kurulacaktır. Bu komisyon görevini Milletler Cemiyetinin himayesinde yapacak ve her yıl Cemiyete bir rapor verecektir.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne göre (20 Temmuz 1936)

Ticaret Gemileri: Barış zamanında ticaret gemileri Boğazlardan serbestçe geçebileceklerdir. Savaş zamanında Türkiye tarafsız ise, ticaret gemilerine barış zamanı şartları içinde serbest geçiş hakkı tanınacaktır. Türkiye savaşta ise, Türkiye ile savaşmayan bir ülkenin gemileri, düşmana hiçbir suretle yardım etmemek şartıyla, Boğazlar’dan serbestçe geçebileceklerdir.

Savaş Gemileri: Savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesi için, Türk hükûmetine diplomatik bir ön-bildirimde bulunulması gerekecektir.

– Savaş zamanında, Türkiye tarafsız ise, savaş gemileri, Boğazlarda tam bir geçiş özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bununla birlikte, savaşan herhangi bir devletin savaş gemilerinin (Milletler Cemiyetinin kararı doğrultusunda) Boğazlardan geçmesi yasak olacaktır.

– Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk hükûmeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.

– Türkiye kendini savaş tehlikesiyle karşı karşıya sayarsa, Türkiye’nin, sözleşmenin 20. maddesi hükümlerini uygulamaya hakkı olacaktır.

Lozan Barış Antlaşması’nda tespit edilen Boğazlar statüsünün yabancı gemilerin geçişiyle ilgili hükümleri Misakımillî esaslarına uygun olmakla birlikte, Boğazların her iki yakasında 20 km’lik askerden arındırılmış bölge oluşturulmuştu. Boğazları başkanı Türk olan bir uluslararası komisyon denetlemekteydi. Bu bölgenin güvenliği Milletler Cemiyetinin teminatı altındaydı. Görüldüğü gibi Türkiye’nin Boğazlar üzerinde tam bir hâkimiyeti ve kontrol hakkı yoktu. Ancak 1930’lu yıllarda ortaya çıkan çeşitli olaylar cemiyetin güvencesinin pek etkili olmadığını göstermişti. İtalya, Habeşistan’ı işgal etmiş, Almanya Ren Bölgesi’ni silahlandırmış, Avusturya ise zorunlu askerliği yeniden başlatmıştı.

Milletler Cemiyeti bu gelişmeler karşısında bir şey yapamamıştı. 1933’te Türkiye, Boğazların durumunun değişen dünya şartları altında yeniden görüşülmesini istedi. Ancak bu istek 1936’ya kadar büyük devletlerce olumlu karşılanmadı. Almanya’da Hitler’in iktidara gelmesi ve dünya dengelerinin değişmesi üzerine Türkiye, Nisan 1936’da Lozan Barış Antlaşması’na taraf olan devletlere birer nota göndererek Boğazlar Sözleşmesi’nin değiştirilmesini istedi. Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki tabii hakkını kuvvet yoluyla değil de hukuka başvurarak almak istemesi diğer devletlerce anlayışla karşılandı.

Boğazların durumunu görüşecek olan konferans, İsviçre’nin Montrö şehrinde toplandı. 20 Temmuz 1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. Sözleşmeye göre: Boğazlar Komisyonu’nun bütün görev ve yetkileri Türk Devleti’ne bırakıldı. Türkiye, Boğazlar bölgesini silahlandırarak askerî kuvvet bulundurabilecekti. Ticaret gemilerinin geçişi serbest olacaktı. Yabancı savaş gemilerinin geçişine bazı sınırlamalar getirildi. Türkiye savaşa girerse veya savaş tehlikesi ile karşı karşıya kalırsa Boğazları istediği gibi açıp kapayabilecekti.

Sözleşme 20 yıl süreli idi. Ancak taraflardan hiçbiri sözleşmenin feshedilmesi için talepte bulunmadığından günümüzde hâlâ yürürlüktedir. Bu sözleşmeyle Türkiye, diğer devletleri de yakından ilgilendiren uluslararası bir sözleşmeyi dönemin şartlarından çok iyi yararlanarak lehine değiştirmiş, Boğazlar üzerinde hâkimiyetini yeniden kurmuştur. Aynı zamanda güvenliği açısından önemli bir sorunu barışçı yollarla çözüme kavuşturmuştur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu