Uygarlığın Doğuşu

Mısır Uygarlığı

Mısır Uygarlığı ve Kadeş Antlaşması

Afrika’nın kuzeydoğusunda yer alan Mısır’da ilk yerleşmeler Nil Nehri kıyılarında olmuştur. Mısır da ilk siyasi teşkilatlanma “nom” adı verilen şehir devletleri şeklindedir. MÖ 3000 yılında Kral Menes, Mısır Medeniyetine tamamen hakim olarak ülkede ilk kez siyasi birliği sağlamıştır. Kral Menes ile beraber Mısır’da “firavun” adı verilen dini ve siyasi gücü olan tanrı-kralların yönetimi başlamıştır.

Firavunlar döneminin en önemli olayı, MÖ 1280’de Hititlerle yapılan Kadeş Antlaşması olmuştur. Bu antlaşma tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmadır.

MÖ VI. yüzyılda Pers işgaline uğrayan Mısır, MÖ IV. yüzyılda İskender’in bölgeye gelmesine kadar bu devletin egemenliğinde kalmıştır.

misir-uygarligi-2

Mısır Uygarlığı Toplum Yapısı

Mısır Medeniyetinde toplum yukarıdaki görselde görüldüğü gibi kâtipler, rahipler, askerler; tüccarlar, zanaatkârlar; çiftçiler ve köleler olmak üzere çeşitli sınıflara ayrılmıştır. Mısır ekonomisi tarım, ticaret ve madenciliğe dayanmıştır. Mısırlılar, Asya ve Afrika ülkeleri ile ticari ilişkilerde bulunmuşlardır.

misir-uygarligi

Mısır Uygarlığı Özellikleri

Mısırlılar, hiyeroglif adı verilen resim yazısı kullanmışlardır. Yazılarını papirüs bitkisinden yapılan kâğıtlara yazmışlardır. Çok tanrılı dine inanan Mısırlılar, ölümden sonraki yaşama inandıkları için ölülerini mumyalamışlardır. Mumyalama teknikleri sayesinde insan vücudunu tanıyan Mısırlılar, tıp alanında ve eczacılıkta gelişmişlerdir. Matematikte ondalık sayı sistemini bulmuşlar, ilk defa dört işlemi kullanmış, “pi sayısı”nı bugünkü değerine yakın hesaplamışlardır. Mısırlılar geometride de önemli ilerleme kaydetmişlerdir. Nil Nehri nin hareketlerini incelemeleri astronomide gelişmelerine katkıda bulunmuş, bu da takvimi icat etmelerini sağlamıştır. Mısır’da firavunlar için piramitler, halk için ise labirent adı verilen mezarlar yapılmış; bu mezarlara her türlü araç, gereç ve yiyecekler konulmuştur. Bu anlayış Mısırlıların ölümden sonraki yaşama inanmalarından kaynaklanmaktadır.

Aşağı ve Yukarı Mısır Uygarlıkları

Mısır Akdeniz’in güneydoğusunda yer almaktadır. Eski Mısır’da yön kavramı ters yorumlandığından Güneye “Yukarı”, Kuzeye “Aşağı” denilmiştir. Mısır’ın güney bölgesi “Yukarı Mısır“, kuzey bölgesi ise “Aşağı Mısır” olarak ifade edilmiştir. Aşağı Mısır delta, Yukarı Mısır ise ova olarak bilinmekteydi. Aşağı ve Yukarı Mısır doğal yapıları ile Mısır’ın kültür tarihi ve ekonomisi üzerinde oldukça etkili olmuşlardır. Aşağı Mısır bölgesi tarım alanları ve büyük limanları ile Mısır ekonomisinde önemli bir yere sahipti. Yukarı Mısır bölgesi genelde çöllerden oluştuğundan tarım alanları oldukça azdır.

Mısır Uygarlığı Krallar Vadisi

Eski Mısır’da ölen krallar Dehir El Bahri denilen yere gömülürlerdi. Firavunlar için mezarlar çok önemliydi bu nedenle Firavunlar tahta çıkınca ilk iş olarak kendilerine özel altın ve değerli taşlardan oluşan mezar inşa ettirirlerdi. Mısırlılarda ahiret inancı olarak bildiğimiz ölümden sonra yaşama inancı olduğundan, öldüklerinde kendileri ile birlikte yeni yaşamlarında ihtiyaç duyabilecekleri şeyleri de gömdürürlerdi. Altınlar vadisi de krallar vadisi olarak anılan yerdir.

Mısır Uygarlığı Atasözleri ve Nasihatler

“Eğer başkasının evine girersen, orada hatalı olan şeylere gözerini dikme. Eğer gözlerin onları görürse, susmasını bil. Dışarıda kimseye bahsetme, seni işitenler bir hata bir cinayet işleyebilirler.”

“Sırlarını açığa vurmaktan çekin. Üst derecedeki amirlerine öfke ile cevap verme. O, sana acı söylediği zaman, sen ona güzellikle cevap ver ve onu sakinleştir. Onun öfkesi geçince, sana yeniden dönecektir.”

Mısır Uygarlığı Piramitler

Eski Mısır ve Mezopotamya Uygarlıkları ile Indus Vadisi Uygarlığı olarak bilinen Harappa Uygarlığı M.Ö. 3.yüzyılda yıllarında zemini özellikle sel kontrolü, sulama, bina temeli ve bina malzemesi olarak kullanmışlardır.

Eski Mısır’da tarihi M.Ö. 2700’e kadar dayanan bir çok piramit inşa edilmiştir (2008 yılına kadar 138 piramit keşfedilmiştir). Piramit inşaatında temeller, şev stabilitesi ve tüneller (yeraltı odaları) gibi bir çok geoteknik mühendislik konuları ile karşılaşılmaktadır.

MISIR UYGARLIĞI

Kuzey Afrika’da Nil Nehri ve etrafında kurulmuş olan bir medeniyettir. Etrafının çöl ve denizlerle kaplı olması, diğer medeniyetlerle etkileşiminin daha az olmasına sebep olmuştur.  Bu yüzden mısır medeniyeti kendine özgü bir medeniyettir. Mısır, coğrafi konumu gereği istilalara fazla uğramadığı için Mısır’da tarihi gelişim sırasıyla yaşanmıştır.

Eskiçağ Mısır tarihi; eski, orta ve yeni krallık olmak üzere üçe ayrılır. İlk yazılı anlaşma olan Kadeş anlaşması (MÖ.1280) yeni krallık döneminde yapılmıştır. Mısır önce Perslerin(MÖ.525), daha sonra da Büyük İskender’in istilasına uğramıştır.

Mısır Uygarlığında Yönetim

Mısır’da ilk olarak nom adı verilen şehir devletleri bulunuyordu.  Mısır’da devletin başında firavun adı verilen krallar bulunuyordu. Firavunlar devletin mutlak hâkimiydi. Kendilerini tanrının oğlu olarak adlandırıyorlardı. Bu nedenle emirleri tanrı buyruğu gibi algılanarak yerine getirilirdi. Mısır’da kralın yanında asil ailelerden seçilen kalabalık bir bürokrat sınıfı bulunur ve devlet işlerinin yürütülmesinde krala yardımcı olurlardı.

Mısır Uygarlığında Ordu

Zengin bir ülke olan Mısır’da önceleri savunma amacıyla, sonraki dönemlerde ise sınırları genişletme amacıyla güçlü orduların kurulmasına önem verilmiştir. Mısır ordusunun büyük bölümü yayalardan oluşuyordu. Firavun’a bağlı askerlere maaş ödeniyor, eyaletlerdeki askerler ise kendilerine verilen toprak gelirleriyle geçiniyordu.

Mısır Uygarlığında Hukuk

Firavunlar, bütün insanların üstünde bir varlık olarak dini ve siyasi gücü kendilerinde toplamış, emirleri tanrı buyruğu olarak kabul edilmişti. Eski Mısır’da, kanunlar yapılmış, mahkemeler açılmışsa da Mısır hukuku, Anadolu ve Mezopotamya hukukları kadar gelişmemiştir. Mısır’da davalara bakan en yüksek mahkemeye “Altı Büyük Ev” denirdi.

Mısır’da hukukun gelişmemesinde firavunların sonsuz yetkilere sahip olmalarının etkili olduğu söylenebilir.

Mısır Uygarlığında Din ve İnanış

Mısır’da çok tanrılı (politeist) bir inanış sistemi vardı. En önemli tanrıları arasında; güneş tanrısı Amon-Ra ve Nil tanrısı Öziris sayılabilir. IV. Amenofis, tek tanrılı bir inanış yaymaya çalıştıysa da başarılı olamamıştır.

Mısırlılar öldükten sonra dirilmeye inanmışlar ve bu nedenle ölülerin bazı eşyalarını mezarlarına koymuşlardır. Bu mezarlardan en muhteşemleri firavunlar için yapılan piramitlerdir. Mısırlılar ölen kişilerin cesetlerinin çürümemesi için ölülerini mumyalamışlardır. Bu durum, mumyacılık ve insan vücudunun yakından tanınmasına paralel olarak tıp biliminin gelişmesini sağlamıştır.

Mısır Uygarlığında Sosyal ve Ekonomik Hayat

Mısır’da halk katipler, rahipler, askerler, şehirliler, zanaatkarlar, köylüler ve köleler olarak ayrılmıştır. Krallar, köleleri genellikle tarım veya tapınak yapımı işlerinde kullanırdı. Kölelerin hiç bir hakkı yoktu. Köylülerden üstte memurlar sınıfı bulunurdu. Memurlar, asil ailelerden seçilirdi. Bazı memuriyetler babadan oğla geçerdi. Rahiplik onurlu bir meslek kabul edilmişti.

Mısır’ın en önemli gelir kaynağını tarım ürünleri oluşturuyordu. Topraklar kral adına işleniyordu. Bununla beraber halkın, memurların ve asillerin toprakları da vardı. Bu durum özel mülkiyetin varlığını göstermektedir.

Ülkede zengin maden yatakları bulunduğundan maden işlemeciliği gelişmiştir. Kara ve deniz yolları ile çok geniş bir alanı kapsayan ticaret ilişkisi kurulmuştur.

Mısır Uygarlığında Yazı, Bilim ve Sanat

Mısırlılar, MÖ IV. binin sonlarında hiyeroglif yazısını kullanmaya başlamışlar ve bu yazı zamanla 24 harflik bir yazı sistemine dönüşmüştür. Yazı malzemesi olarak papirüsü kullanmışlardır. Mısır yazısı Fenike alfabesine öncülük etmiştir.

Mısırlılar, matematikte ilerlemişlerdir. Tarım ürünlerinden alınan verginin hesaplanması matematiğin, Nil nehrinin taşma zamanının hesaplanması ve Nil’in taşmasıyla arazi sınırlarının belirlenmesi astronomi ve geometrinin gelişmesinde etkili olmuştur. Mısırlılar Pi sayısını hesaplamışlar, yılı 365 gün olarak bulmuşlar ve on iki aya bölmüşlerdir.

Mısır’da; tıp ve astronomi bilimleri gelişmiştir. Astronomide gelişme gösteren Mısırlılar, Nil nehrinin taşma zamanını hesaplamak amacıyla Güneş yılı esasına dayanan ilk takvimi yapmışlardır. Bu takvim değişik medeniyetlerin katkıları sonucunda günümüzde kullandığımız Miladi Takvim haline gelmiştir.

Mısır’da sanat; bilim, edebiyat, sosyal hayat gibi dinin etkisi altında gelişmiştir. Mısırlılar mimari, heykel, resim ve kabartma sanatlarında çok ilerlemişlerdir. Özellikle krallar için mezar olarak inşa edilen piramitler oldukça sağlam yapılmıştır. Piramitler, Mısırlıların matematikte çok ilerlediklerinin bir kanıtıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu