Selçuklu Tarihi

Melikşah ile Nizamül–Mülk Arasındaki Gerginlik ve Vezirin Ölümü

Sultanın eşi Terken Hâtûn 4 ya da 5 yaşındaki oğlu Mahmud’u veliaht yapmak istiyor, Nizâmül–Mülk ise veliaht olan Berkyaruk’u destekliyordu.

Tabii bu Terken Hâtûn’un, onun aleyhine çalışmasına yol açıyordu. Ayrıca Nizâmül–Mülk’ün oğulları, torunları ve damatları devletin birçok kademelerinde görev almışlar, taşkınlıklar yaparak sultanın adamlarına tecâvüzlerde bulunmuşlardı. Nitekim, oğlu Cemâlül–Mülk, İbn Behmenyâr adlı bir devlet adamının gözüne mil çektirmiş ve sultanın Caferek adlı maskarasını öldürtmüştü.

Nizamül–Mülk‘ün yerine göz dikenlerin başında gelen, Terken Hâtun’un Vezîri Tâcül– Mülk Ebu’l–Ganâim de anlaşmazlığa yol açacak tahrikler yapmaktaydı. Batınîleri sürekli olarak izletmesi Hasan Sabbâh ve adamlarının da Nizâmüş-Mülk’e kin beslemelerine sebep olmuştu. Tüm bu gelişmeler, Sultan Melikşâh ile Vezîr Nizâmü’l–Mülk’ün zamanla aralarının açılmasına neden olmuştu. Sultan Melikşâh bu anlaşmazlığa rağmen onu görevinden azletmedi.

Melikşâh ikinci defa Bağdat’a giderken Nizâmül–Mülk de onu takip etti ve bu yolculuk sırasında Bağdâd ile Hemedan arasında ve Nihâvend yakınlarında bulunan Sehne adlı bir köyde konakladıkları sırada, arzuhal vermek bahanesiyle yanına yaklaşan Ebû Tâhir–i Arrânî adlı bir Batınî fedaîsi tarafından katledildi (14 Ekim 1092 /10 Ramazan 485).

Nizâmül-Mülk’ün katlini gösteren bir minyatür
Nizâmül-Mülk’ün katlini gösteren bir minyatür

Onun hançerlendiği haberi Sultan Melikşâh’a bildirildiği zaman sultan derhal yanına gelmiş, yaralı vezîr de sultana “Cihan hükümdarı! Babanın ve senin devletini idare ederek ihtiyarladım. Sen beni bertaraf ettin, halbuki ölümüme çok az zaman kalmıştı. Bana böyle yapılmasını emretmeseydin.” demişti. Sultan bu sözler üzerine yanında taşıdığı mushafı çıkarıp Allah’ın kitâbı üzerine yemin ederek ona: “Ben sana bunu nasıl yapabilirim, sen benim babam yerindesin ve devletimin uğurusun.”diyerek karşılık vermiş, bu olayla bir ilgisi bulunmadığını söylemişti.

Selçuklu Devleti’nde kudretli ve başarılı bir vezir olduğunu gösteren Nizâmül–Mülk, devlet idaresinde kendi görüşlerini belirten bir de Farsça eser kaleme almıştır. Siyâsetnâme adlı bu eser birçok kere neşredildiği gibi, Türkçe dâhil çeşitli dillere de tercüme edilmiştir.

Selçuklu Devleti’nde Nizâmül–Mülk’ün ölümü üzerine boş kalan vezirlik makamına Tâcül–Mülk Ebu’l–Ganâim getirildi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu