Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi

Yumuşama Dönemi’nde Spor, Sanat ve Müziğin Topluma Etkileri

1960’lar siyasi ve sosyal açıdan önemli değişikliklerin yaşandığı yıllardı. Bu değişimin müziğe yansıma noktalarından biri “rock” diye tanımlanan müzik türü oldu. Bu müzik türü 1960’lar ve 1970’lerin ortalarına kadar topluma damgasını vurmayı başardı.

Daha özgür ve eşitlikçi isteklerin arttığı bir dönemde rockçılar, sosyal sorunlara eğilirken sisteme karşı gelmeye başladı. ABD’nin dinsel ve demokratik yapısına saldıran rockçılar, devrimci bir rol üstlendi. Bu yıllarda rock müzik, kitleler üzerinde diğer sanat türlerinden daha etkili oldu. Bob Dylan bu türün önde gelen isimlerinden biriydi. Bob Dylan “Blowin in the wind (Blovin in dı vind)” adlı şarkısında ırk ayrımını eleştirdi. “The times are a-changin (Dı tayms ar ceycing)”, “A hard rain’s gonna fall (E hard reyns gana fol)” gibi şarkıları politik ve sosyal içeriklidir. Bunun yanında dinsel konuları ele aldığı şarkıları da vardır. “Eve of destruction (İv of distrakşın)” şarkısında nükleer tehdidi konu alırken “Masters of War (Mestır of vor)” şarkısında savaş karşıtlığını ortaya koydu. Müziğin toplumu değiştirecek tek olgu olduğu görüşüne sahip kolej ve üniversite gençliği, bu tarzdan büyük oranda etkilenerek ülkelerinin resmî politikalarının karşısında yer aldılar.

1960’larda devreye giren Pop Art, yüksek sanata ve kurumlarına karşı bir saldırı olarak görüldü. Bu sanatın en önemli isimlerinden Andy Warhol’un (Endy Vorhol) reklam imgelerini barındırdığı pop işleri, sanatın tüketim kültürüne kaymasına bir protesto gibi karşılandı fakat benzer çalışmaların tekrarı, Warhol’un suretini çıkardığı görsel âlem estetik hâle getirdi. Warhol, tüketim toplumu için tüketilebilir sanat eserleri yaptı. Sanatın farklı alanlarında yaptığı çalışmalarda kendi tarzını yansıtmayı başardı. Andy Warhol, “Benim resmim, bugün Amerika’nın üzerine inşa edilmiş olduğu kişiliksiz, kaba ürünlerin ve sakınması olmayan maddi nesnelerin ifadesidir. Bizi ayakta tutan yararlı fakat dayanıksız simgelerin, alınıp satılan her şeyin yansıtılmasıdır.” ifadeleriyle kendi sanatını açıklamıştır. Warhol, sanat yaklaşımıyla bu yıllarda ve sonrasında kitleler üzerinde etkili oldu.

1960 ve 1970’lerde Muhammed Ali; ırkçılık, politika, din ve bokstaki duruşuyla milyonların kahramanı oldu. 1964’te dünya şampiyonu olan Muhammet Ali, kendini bir dünya vatandaşı ve tüm Müslümanların koruyucusu olarak kabul etti. Siyahi gençler, onun ırkıyla gurur duymasına, lafını esirgememesine ve bağımsız tavırlarına hayran oldu.

Sporun ötesinde savaş karşıtlığı ve insan hakları mücadelesi ile elde ettiği başarılarla tüm insanlığa hizmet etti. Yüzyılın sporcusu olarak seçilen Muhammed Ali, mücadelesi ve duruşuyla milyonlarca insana örnek oldu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu