Osmanlı Devleti Tarihi

XVIII. Yüzyılda Islahatlar ve Osmanlı Sanatı

XVIII. yüzyıldan itibaren Osmanlı sanatı ve mimarisi üzerinde Avrupa sanat ve mimarisinin etkisi görülmeye başlamıştır.

Paris’e elçi olarak giden Yirmi Sekiz Çelebi Mehmet Efendi, rokoko üslubuyla yapılmış saraylardan övgüyle bahsetmiş, Versay Sarayı’nın maketini III. Ahmet’e sunmuştur. Avrupa mimarisinin Sadabat Kasrı ile başlayan etkisi devam etmiştir. Giderek klasik mimari özelliklerinin yerini, Batı’daki barok ve rokoko tarzı mimari almaya başlamıştır. Nuru Osmaniye Külliyesi, Laleli Külliyesi, Beylerbeyi Camisi, Doğubayezit İshak Paşa Sarayı, Koca Ragıp Paşa ve Murat Molla Kütüphaneleri barok ve rokoko mimarisinin özelliklerini taşır.

XVIII. yüzyılda Avrupa mimarisi Türk mimarisini etkilerken aynı dönemde Türk müziği de Avrupa’yı etkilemeye başlamıştır. Yeniçeri askerlerinin Avrupa’daki savaşçılık etkisi kadar onları savaşa motive eden mehter de geniş yankı bırakmıştır. İtalyan ressam Agostino Tassi’nin Mehterbaşı ve Beş Türk Çalgıcısı adlı tabloları ünlüdür. İtalyan Türkologlardan Anna Masala’nın tespitine göre, Osmanlı Devleti 1725’te Rus çariçesinin sarayına, 1733’te Polonya krallığına, 1741’de Viyana’ya, 1750’de Berlin’e mehter takımı göndermişti.

Alla Turka müzik XVIII. yüzyılın ünlü bestecilerini de etkilemişti. Mozart’ın 5 numaralı konçertosu Türk konçertosu olarak tanınmaktadır. Beethoven (Betovın)’ın Atina Harebeleri adlı eserinde Türk Marşı yer almaktadır.

XVIII. Yüzyıl Başlarında Avrupa’nın Siyasi Durumu
XVIII. Yüzyıl Başlarında Avrupa’nın Siyasi Durumu

XVIII. yüzyıl Avrupa tarihinde devletler arası politika ve çıkar çatışmalarında diplomasi ve ittifaklar ön plana çıkmıştır. Avrupa devletleri Makyavelizm olarak bilinen “amaca ulaşmak için her türlü araca başvurulabileceği “ anlayışıyla hareket etmişler, siyasi ve ekonomik rekabet nedeniyle sık sık birbirleriyle savaşmışlardır. XVII. ve XVIII. yüzyıllarda Avrupa kralları kız alıp vererek birbirleriyle akrabalık kurmuşlardı. Herhangi bir sebeple boşalan bir krallık için bazen iki, hatta üç kral adayı ortaya çıkıyordu. Her devlet kendi adayının tahta geçmesini istiyor, bundan dolayı aralarında savaş çıkıyordu. XVIII. yüzyılda Avrupa’da meydana gelen savaşların büyük çoğunluğu krallar arasındaki akrabalık nedeniyle çıkmış bu savaşlara “veraset savaşları” denmiştir.

Avrupa devletleri çıkarları doğrultusunda bu savaşlara katılmışlar ve ittifaklar kurmuşlardır. Örneğin 1702-1714 yılları arasında meydana gelen İspanya veraset savaşlarında İspanya ve Fransa’ya karşı Avusturya, İngiltere, Hollanda ve Bavyera hükümetleri ortak bir cephe kurarken 1740-1748 yılları arasında meydana gelen Avusturya veraset savaşlarında Bavyera, İspanya, Fransa, Prusya bir cepheyi İngiltere, Rusya, Hollanda devletleri diğer cepheyi oluşturmuştu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu