Tarih Bilimi

Türklerde Tarih Yazıcılığı – 2 Dönem

Türklerde tarih yazıcılığı konusunu; Osmanlılar Döneminde Tarih Yazıcılığı ve Cumhuriyet Döneminde Tarih Yazıcılığı olmak üzere iki başlıkta inceleyeceğiz.

Osmanlılar Döneminde Tarih Yazıcılığı

Osmanlı Devleti’nde tarih yazıcılığı, devlet politikası doğrultusunda yöneticilerin hayatları, başarıları, siyasi ve askerî olayların anlatılması şeklinde bir gelişme göstermiştir.

Osmanlı tarih yazıcılığındaki temel amaç, devletin başarılarının gelecek nesillere aktarılmasıdır. Bununla birlikte devletin uygulamalarına yönelik, sonradan ortaya çıkabilecek iddia ve taleplere karşı bir kanıt oluşturmaktır.

Osmanlı Devleti XVIII. yüzyılda, idari, siyasi ve toplumsal alanlarda olduğu gibi tarih felsefesi ve yazıcılığı konusunda da Avrupa’dan etkilenmiştir. Bunun sonucunda Osmanlı tarih yazıcılığının en önemli unsurlarından biri olan vakanüvislik, XVIII. yüzyılın başlarından itibaren ön plana çıkmıştır. Osmanlı merkez teşkilatında devlet tarihçisi olan vakanüvisler, kendilerinden önce yazılan olayları derlemişler ve görevli bulundukları dönemin olaylarını kaydetmişlerdir. Osmanlı Devleti’nde vakanüvislerden önce olayların kaydını “şehnameci” adı verilen görevliler tutmuştur.

İlk vakanüvis Halepli Mustafa Naima Efendi’dir. Naima Efendi, tarihin sadece olaylar dizisinden ibaret olmadığını belirterek belgelerin dışında sosyolojik yorumlara yer verilmesini savunan bir tarihçilik anlayışını benimsemiştir.

Vakanüvislerin eserleri dışında Hoca Sadeddin Efendi, Aşık Paşazade, Oruç Bey, Behişti, Peçevî, Selanikî ve önemli bir devlet adamı olan Ahmet Cevdet Paşa da tarih alanında eserler yazmıştır.

Türklerde Tarih Yazıcılığı: Ahmet Cevdet Paşa
Türklerde Tarih Yazıcılığı: Ahmet Cevdet Paşa

Cumhuriyet Döneminde Tarih Yazıcılığı

Cumhuriyet Döneminde yeni tarih anlayışının ortaya çıkmasında Atatürk’ün büyük rolü olmuştur. Atatürk’ün tarihe olan ilgisi okul yıllarına dayanır. Çanakkale Cephesinde üstlendiği görevleri içeren “Arıburnu Muharebeleri Raporu” adlı eserinin ilk kelimesi “tarih”tir. O, eserini gelecek kuşaklara doğru bilgi aktarmak için kaleme aldığını belirtmiştir.

Atatürk, yaptığı inkılapları halka ve Meclistekilere anlatmak için sık sık tarihin tanıklığına başvurmuş ve bu sayede muhaliflerini ikna etmiştir.

Atatürk, Anadolu ve Türk tarihi ile ilgili gerçeklerin gün ışığına çıkarılmasına yardımcı olmak amacıyla şu sorulara cevap verilmesini istemiştir:

  • Türkiye’nin en eski yerli halkları kimlerdir?
  • Anadolu uygarlıkları nasıl ve kimler tarafından oluşturulmuştur?
  • Türklerin dünya tarihindeki yeri nedir?
  • Türklerin İslam tarihinde rolü ne olmuştur?

I. Türk Tarih Kongresinde Türk tarihçileri Atatürk’ün çizdiği ana hatlar üzerinde çalışmalar yapmışlar ve kongrede yukarıdaki sorulara cevap aramışlardır. Bu çalışmalar sonucunda ortaya Türk tarih tezi çıkmıştır. Osmanlı tarih yazıcılığının mirası olan İslam merkezli tarih yorumlarına alternatif olarak 1930’larda ortaya çıkan bu tez, Türklerin dünya uygarlıklarının gelişiminde önemli bir yere sahip olduğunu kanıtlamayı amaçlamıştır.

Atatürk’ün 1931’de kurduğu Türk Tarihi Tetkik Cemiyetinin amacı Türk, İslam ve dünya tarihini incelemek ve elde edilen sonuçları her türlü yolla yaymaktır. Kurum bu amaçlarını gerçekleştirmek için anma törenleri, konferanslar, seminerler, kongreler düzenlemekte, kazılar yaptırmakta; Türk ve Türkiye tarihine ait kitaplar yayımlamaktadır.

Türklerde Tarih Yazıcılığı Konusunda Ayrıca Bakınız:

Tarih Yazıcılığının Gelişimi ve Tarih Yazıcılığının Türleri

Tarih Yazıcılığında Değişim

Tarih Yazıcılığı Nedir?

Yazılış Şekillerine Göre Tarih Anlayışı

Osmanlı Devleti Tarih Yazıcılığı ve Tarih Yazıcıları

İlgili Makaleler

2 Yorum

    1. Türk Tarih Tezi’nin halk nezdinde hiçbir karşılığı olmadığı için ulus-devlet olgusuna hiçbir katkısı olmamıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu