Türk Tarihi

Türkiye Selçuklu Devleti’nde Ticari Hayat

Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle, transit ticaret yollarının önemini kavrayan
Türkiye Selçuklu sultanları kara ticaretini, deniz ticaretine bağlamak için Sinop ve Antalya gibi liman
şehirlerini ele geçirerek bu liman şehirlerine Türk tüccarlar yerleştirdiler.

Türkiye Selçukluları, Iran, Gürcistan, Bizans İmparatorluğu, Venedik, Floransa ve Arap ülkeleriyle
ticaret yaparlardı. Onlara canlı hayvanlar, hayvan ürünleri, yün, tiftik, ham ve işlenmiş deri, deriden
yapılmış eşyalar, dokuma sanayi ürünleri, ipek, demir, bakır, şap ve kereste
satarlardı.

Türkiye Selçuklu sultanları ticaretin gelişmesi için şehirler arasında yollar, köprüler, hanlar ve
kervansaraylar yaptırmıştır. Türkiye’de ilk kervansaray II. Kılıç Arslan zamanında Kayseri-Aksaray
yolunda yapılan Alay Han’dır. Diğer önemli hanlar Antalya-Isparta yolu üzerinde Evdir Han, Konya-
Aksaray yolu üzerinde Sultan Han, Antalya-Alanya yolu üzerinde Alara Han ve Sivas-Malatya
arasındaki Hekim Han’dır. Bütün bu faaliyetler sonucunda Türkiye Selçuklularında ticaret çok
gelişmiştir. Ticari canlılık, Moğol istilasına kadar sürmüştür. 

TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ’NDE TİCARİ HAYAT


XIII. yüzyılda Türkiye Selçuklu
sultanları tarafından Anadolu’da
birçok kervansaray yaptırılmıştır.
Çoğu, günümüzde harabe
hâlinde olan bu kervansaraylar,
barış zamanında kervanların konaklaması, savaş zamanında
ise askerî üs olarak kullanılmıştır.

Kervansaraylar, yolcuların,
tüccarların her türlü ihtiyacını karşılayacak şekilde düzenlenmiştir.
Buralarda insanların
statülerine, inançlarına ve milliyetlerine
bakılmadan herkese
eşit hizmet verilmiştir. Ücretsiz
barınma, yiyecek, ibadet, temizlik,
tamirat sağlık hizmetleri, hayvan
yemi ve veteriner temini, fakir yolculara bedava ayakkabı, hasta yolcular için ücretsiz tedavi ve
ilaç, eşyası kaybolan yolcunun eşyasının bedelinin ödenmesi, ölen fakir yolcunun defin masraflarının
karşılanması gibi..

Gıyaseddin Keyhüsrev’in Antalya’yı fethettiği sırada, orada Mısır’dan gelen ve Frenkler tarafından
soyularak malları ve kumaşları yağmalanan tüccarların zararını, alınan ganimetten ve
kısmen de hazineden ödeme yoluna gittiği anlaşılmaktadır. Yine Alâeddin Keykubad, yapılan
savaşların ardından yağmaya uğrayan kervanların sahiplerine, aldığı ganimetlerden ve devlet
hazinesinden ödeme yaparak onların bütün zararlarını tazmin etmiştir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu