İslam ve Diğer Dinler Tarihi

Türkiye İle Diğer İslam Devletleri Arasındaki İlişkiler

Türkiye, Osmanlı Devleti’nin mirası üzerinde kurulmuştur. Bundan dolayı Türkiye’nin Orta Asya’dan Balkan ülkelerine; Afrika’dan Güney Asya’ya kadar olan coğrafyada yaşayan Müslümanlarla geçmişten gelen bir kardeşlik bağı bulunmaktadır.

Nitekim Kırım, Bulgaristan, Yunanistan, Yugoslavya ve Arnavutluk’tan göç etmek zorunda kalan Müslümanlara Türkiye’nin kol kanat germesi bu kardeşlik bağının en güzel örneğidir.

Balkan ülkelerinde Türklerin soydaş toplulukları yaşamaktadır. Dolayısıyla Balkanlar’da çıkan bunalımlar Türkiye’yi de etkileyecek yapıdadır. Bu nedenle devlet olarak Balkanlar’ın barış ve istikrarına büyük önem verilmektedir. Türkiye, bu çerçevede Bosna Hersek ve Kosova krizleri sırasında kan dökülmesini önlemek için yürütülen uluslar arası faaliyetlerde hep ön planda yer almıştır. Bölge ekonomisinde etkili olan Türkiye, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Girişimi (SECI) içinde aktif siyaset izlemiştir.

Türkiye’nin Ortadoğu’yla köklü, tarihî, kültürel ve geleneksel bağları vardır. Türkiye bölgenin bütün halkları ve ülkeleriyle dostça ilişkiler geliştirmeyi amaçlamaktadır. 11 Eylül Saldırısı sonrasında bölgede güvenlik durumu büyük ölçüde bozulmuştur. Türkiye buradaki barış ortamının bozulmaması için büyük gayret göstermektedir. Filistin’in El-Halil kentindeki Geçici Uluslararası Mevcudiyet’teki (TIPH) varlığı ve Lübnan’daki BM Barış Gücü UNIFIL’e katılımı bunun somut göstergelerinden bir kaçıdır. Ayrıca, Paris’te Filistin Devleti için düzenlenen Uluslararası Bağışçılar Konferansı’nda da aktif bir rol oynamıştır.

Türkiye, Filistin ile İsrail arasındaki mevcut krizin aşılması için de aktif rol oynamaktadır. Bu amaçla yapılan bölgesel ve uluslar arası görüşmelerde sorunun çözümü için bir dizi temaslarda bulunmaktadır. Filistin sorununun çözümü için yapılan diplomatik faaliyetlerin yanında, Filistin halkına yönelik yardım faaliyetleri de arttırılmıştır. Bu amaçla 2003 yılında bir acil eylem planı kabul edilmiştir. Ayrıca 2005’te Ramallah’ta TİKA Ofisi açılmış, küçük ve orta ölçekli projelerle Filistin’in kalkınmasına destek sağlanmıştır.”

Türkiye, Ortadoğu’daki etkin politikasını Suriye krizinin çözülmesi için de sürdürmektedir. Krizin aşılması için taraflar arasında yapılan uluslararası toplantılara zaman zaman ev sahipliği yapmakta, ya da toplantılarda hazır bulunarak biran önce Suriye’de huzurun temini için alınacak önlemlerin hayata geçirilmesinde görevler üstlenmektedir. Türkiye komşuları içinde 877 Km. ile en uzun sınıra sahiptir. Sınırda bulunan birçok yerleşim birimlerinde her iki ülkeden akraba olan vatandaşlar yaşamaktadır. Zaman zaman Suriye topraklarında meydana gelen çatışmalar; Türkiye’nin sınırına yakın yerleşim birimlerinde yaralamalı ve ölümlü sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.

Şanlıurfa ve Hatay illerimizin birçok yerleşim birimlerinde bunlar yaşanmıştır. Suriye’deki çatışmalardan kaçarak Türkiye’ye sığınan yüzbinlerce insan vardır. Ülkemizde ne kadar Suriyeli sığınmacının bulunduğunun kesin rakamı bilinmemekle beraber, ancak Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa gibi illerimizde Türkiye’nin uluslararası kuruluşlarından olan TÜRK KIZILAYI ve AFAD tarafından oluşturulan çadır kentlerde yaşayan sığınmacıların sayıları kayıt altına alınmaktadır. Buralarda yaşayan sığınmacıların sağlıktan eğitime varıncaya kadar tüm ihtiyaçları giderilmektedir.

“Türkiye’nin Orta Doğu’da artan etkisi ve yapıcı katkıları bölge ülkeleri tarafından da takdirle karşılanmaktadır. İİT (İslam İşbirliği Teşkilatı) bir önceki genel sekreterliğine bir Türk’ün getirilmesinin yanı sıra, Arap Birliği zirve ve dışişleri bakanları toplantılarına ülkemizin davet edilmesi bu durumun göstergelerindendir.

Arap Birliği ile ülkemiz arasında 2004 yılında bir mutabakat muhtırası imzalanmıştır. 2006 yılında yapılan dışişleri bakanları toplantısında Türkiye ile işbirliğinin Türk Arap Forumu çatısı altında güçlendirilmesine karar verilmiştir. Ayrıca bu toplantıda Arap Birliği üyesi ülkelerin, Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi 2009-2010 Dönemi Geçici Üyeliği için oy birliğiyle destek vermeleri de ilişkilerin boyutunun ne derece ivme kazandığını göstermektedir.

Türkiye’nin Orta Asya ve Güney Kafkasya bölgesinde bulunan ülkelerle köklü tarihî ve kültürel bağları bulunmaktadır. Bu nedenle Türkiye SSCB’nin dağılmasının ardından bölge ülkelerinin bağımsızlıklarını hemen tanımıştır. Yukarı Karabağ, Güney Osetya, Abhazya gibi problemler bölgedeki barışın en büyük engellerindendir. Türkiye kronikleşmiş bu sorunların çözümü için bölgede aktif bir rol oynamaktadır.

Türkiye, Balkanlar başta olmak üzere Osmanlı devletinin bıraktığı tarihi mirasa sahip çıkmaktadır. Birçok coğrafyada yıkılan harap olmuş eserlerin yeniden inşasını ve restorasyonunu gerçekleştirmektedir. Öte yandan azınlık olarak yaşayan soydaşlarımızın ve bunun yanında diğer Müslümanların her tür maddî ve manevî ihtiyaçlarını da karşılamaktadır. Japonya’da bulunan Tokyo Camii ile Yunanistan’da Atina Camii bunlara birer örnektir. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) öncülüğünde onlarca camii inşa edilmiştir. Diğer taraftan aşağıda sıralanan diğer kuruluşların marifetiyle de okullar, hastaneler, aşevleri gibi doğrudan insan ihtiyacını karşılayan kurumların yapımı gerçekleştirilmiştir. Başta Afrika olmak üzere, İslam Dünyasının her bir coğrafyasında yaşayan insanların dinî, kültürel, sağlık ve tabiî felaketler sonu ortaya çıkan her tür ihtiyaçlarına el uzatılmaktadır. Bunları; TİKA, DİB, AFAD, TÜRK KIZILAYI, YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLARI BAŞKANLIĞI gibi ulusal ve uluslararası kuruluşlarımız eliyle gerçekleştirmektedir.

Orta Asya cumhuriyetleri, bağımsızlıklarını kazandıktan sonra dış dünyaya Türkiye üzerinden açılmışlardır. Türkiye, bir bakıma bu ülkeler için bir pencere olmuş, dünya ile bütünleşmeleri sürecinde de onların önemli bir ortağı hâline gelmiştir. Bu çerçevede, Orta Asya cumhuriyetlerinin BM ve AGİT gibi uluslar arası örgütlere üye olmalarında Türkiye her türlü yardımda bulunmuştur.

Bölge ülkeleriyle ilişkilerimiz kültür ve eğitim alanlarında da hızla gelişmiştir. Bu ülkelerden Türkiye’ye öğrenim için gelen öğrenciler için “Büyük Öğrenci Projesi” adı verilen kapsamlı bir burs programı başlatılmış ve yaklaşık 18 bin öğrenciye burs imkânı sağlanmıştır. Ülkemizin öncülüğünde kurulan TÜRKSOY (Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi) ortak kültürümüzün geliştirilmesi ve tanıtımı konusunda çeşitli kültürel faaliyetler gerçekleştirmektedir.

Türkiye’nin Afrika ülkeleri ile ilişkileri çok boyutlu olarak sürdürülmektedir. Bu amaçla 1998 yılında Afrika’ya açılım eylem planı oluşturulmuştur. 2005 yılı devlet tarafından “Afrika Yılı” ilan edilerek bu kıtada yer alan ülkelerle ilişkilere ivme kazandırılmıştır. Türkiye, Afrika’da yer alan iç çatışmaların önlenmesi için önemli katkılarda bulunmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu