Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi

Türk Demokrasi Tarihinde 1946-1950 Seçimleri

II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru başlatılan çok partili döneme geçiş çabaları, 1946 seçimlerinden sonra aralıksız sürdürüldü. 1950 seçimleriyle sonuçlandırılan bu süreç, demokrasinin yerleşmesi ve seçim güvenliğinin sağlanması için yapılan tartışma ve çözüm önerileriyle geçti.

21 Temmuz 1946’da seçim tek dereceli olarak yapıldı fakat yargı denetimi yoktu. Oylar açıkta veriliyor, gizli sayılıyordu (açık oy-gizli tasnif) ve çoğunluk sistemi uygulanıyordu. Bu sistemle oluşan VIII. Dönem TBMM, 1946’da yapılan milletvekili genel seçimleriyle başladı, 1950 seçimleriyle sona erdi. Tek dereceli seçimlerle oluşması ve seçimle gelmiş bir muhalefet partisinin ilk kez mecliste yer alması bakımından ilklerin yaşandığı bir meclis oldu. 1946 seçimleri her 40 bin kişi için bir milletvekili seçilmesi şeklinde yapıldı. Bu esasa göre 1946’da yapılan milletvekili genel seçiminde seçilecek olan milletvekili sayısı 465 olarak belirlendi.

1946 seçimleri sonucunda iki siyasi parti (CHP ve DP) meclise girdi. 1946-1950 yılları arasında iki parti arasında gerginlikler yaşansa da TBMM, çok partili hayatın gerektirdiği yasal değişimleri yaptı.

Seçimlerde Çoğunluk Sistemi

Ülkemizde tek dereceli seçim sitemine geçişle birlikte çoğunluk sistemi kabul edildi. Çoğunluk sistemi 1946, 1950, 1954 ve 1957 seçimlerinde uygulandı. Bu uygulamada bir seçim çevresinde birden çok milletvekili seçiliyor ve siyasi partiler seçilecek milletvekili sayısı kadar aday belirleyerek listelerini oluşturuyorlardı. Bir seçim çevresindeki milletvekillerinin tümü en fazla oy alan parti tarafından kazanılıyor diğer partiler milletvekili çıkaramıyorlardı.

1948’de Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikler:

• Seçim kurullarının yapısı değiştirilerek katılım genişletildi. Siyasi parti temsilcilerinin seçim kurullarında yer alması kabul edildi.
• Belediye başkanı ve meclis üyeleri seçim komisyonlarında görev almayacak, komisyon üyeleri seçim kurullarınca yalnızca seçmenler arasından seçilecekti.
• Partilerin ve bağımsız adayların temsilcileri, seçim komisyonlarında seçim işlemlerini izleyebilecekti.
• Oyların kapalı oy verme yerinde verilmesi zorunlu tutuldu, böylece gizli oy ilkesi güvence altına alındı.
• Seçime katılan siyasi partilerin birer temsilcisi, oyların sandığa atılması ve sandığın açılıp oyların sayılması sırasında seçim kurul ve komisyonlarında hazır bulunmaya yetkiliydi.

Demokrat Parti bu yenilikleri yeterli bulmadı. Çünkü Kanun, DP’nin isteklerinden bir kısmını karşılasa da ısrarla istediği yargı güvencesini içermiyordu, üstelik eski kanundaki diğer sakıncalı sayılan hükümler de değişmemişti. 16 Şubat 1950’de Milletvekilleri Seçim Kanunu tamamen yenilendi. Yenilenen bu Kanun, demokratik koşullarda ve yargı denetiminde serbest seçim yapılmasına olanak sağlayan ilk milletvekili seçim kanunudur. Birinci maddesinde milletvekili seçiminin gizli oyla yapılacağı, oyların sayılmasının ve ayrılmasının açık olacağı belirtilirken yargı denetimi başta olmak üzere önemli yenilikler getirildi. TBMM, 24 Mart 1950 günlü oturumunda milletvekilleri seçimlerinin yenilenmesine karar verdi. 14 Mayıs 1950 seçimleri büyük bir olgunluk ve sükûnet içinde geçti. Beyaz İhtilal olarak adlandırılan bu seçimle seçmenler, 27 yıllık tek parti iktidarına son vererek DP’yi iktidara taşımışlardır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu