Türk Tarihi

Tepük Sporu

Eski Türkler günümüzde futbol adı verilen oyunun bir benzeri olan “tepük”
oyununu oynuyorlardı. Tepük; tepmek, tekmelemek anlamında kullanılan bir sözcüktür.

Türkler, bu oyunu yalnız ayakla oynadıkları için bu adı vermişlerdir.
Türklerin bu oyunda kullandıkları toplar, oval kalıplara dökülen, “iğ ağırşağı”
biçiminde kurşun kitlesinin üzerine, keçi kılı ya da keçe sarılmak suretiyle yapılırdı.

Ağırşak, ip eğirmede kullanılan taştan ya da kemikten yapılmış, yassı,
yuvarlak ya da yarım küre biçiminde, ortası delik bir cisimdir. Yörelere göre top yapısı
değişiklik göstermektedir. Bazı bölgelerde sert cisimlere ayakla vurmak yerine daha yumuşak cisimlerle
top oynanması tercih edilirdi. İçi hava ile doldurulmuş, yuvarlakça küçük tulumların bu amaçla
kullanıldığı görülür. Aynı amaçla, bir derinin içine yün, keçi kılı ya da tüy konularak top biçimine getirilirdi.
Çin kaynaklarında, MÖ II. yüzyılda, İç Asya toplumlarının ayak topunu ustaca oynadıkları kaydedilmiştir.

Aynı zamanda, Kaşgarlı Mahmut Divânü Lügati’t-Türk adlı eserinde tepük oyunundan
bahsetmiştir.

Çinli gezgin Hiuan, “la Tartarie” adlı eserde Asya’da Tsang’ da kız ve erkeklerden kurulu karma takımların
ayak topu oynadıklarını belirtiyor. Birçok Türk kavimleri gibi Şato Türkleri de ayak topunu çok sevmişlerdir.

923 yılında ilk Şato hakanı kuzey Çin’i ele geçirdikten sonra, tahta geçme töreni için futbol
sahasına bir platform inşa ettirmiş, 2 yıl sonra bu değerli hatırayı futbola engel olmasın diye kaldırmıştır.

Tepük oyunu genellikle altışar oyuncudan oluşan, karşılıklı iki takım arasında oynanırdı. Takımlarda
bayan oyuncular da yer alırdı. Tepük oyunu, topu belli kurallar içerisinde, karşılıklı olarak dikilen kalelerden
geçirmek suretiyle sayı kazanmak esasına göre oynanırdı.

Üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen Hıtay Türklerinin oynadıkları ayak topu ile günümüzün
futbolu arasında, özdeki benzerlik çok büyüktür. Seyit Ali Ekber’in yazdığı Hıtay-ı Name adlı kitapta ayaktopundan
şöyle bahsedilir: “… Ve top oyunu Hıtay’da güzeller işidir. Ve dahi harabati (düzensiz kalabalık),
çok olan ve sığır kursağından top düzmüşler ve mahbub (erkek) ve mahbubeleri (kadınları) durdurmuşlar.

Ve topu ayakları ile vururlar, şöyle ki, elini ol topa değdirmeye, ol topu yere düşürmeye ve nazik ayak
uçlarıyla dürde, saklar (baldır) ve usülsüz urmak ve yere düşürmek ve daireden taşra (dışarıya) çıkarmak,
vaki olmaz.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu