Sanat Tarihi

Roman Sanatı (Romanesk)

9. yüzyılda başlayıp 12. yüzyıla kadar devam eden
Roman sanatı; Roma, Karolenj (Karolyn), Ottalar Dönemiyle
Bizans ve yerel Germen sanatlarının sentezi olarak ortaya
çıkmıştır. Haçlı seferleri değişik sınıfların kaynaşmasını sağlamış,
Orta Çağ Avrupası’nda sosyal yaşam canlanmıştır. Kilise,
sanatın koruyuculuğunu yapacak güce ulaşmıştır.

Roman sanatı deyince ilk akla gelen Orta Çağın büyük
manastır yapılarıdır. Diğer sanat dalları ise mimariye zenginlik
katmak ve yapıların anlamını güçlendirmek için kullanılan
yan ögelerdir.

Manastırlar, yalnız dinsel değil sosyal ve kültürel etkinlikleri
de içeren yapılardır. Roman sanatı, Antik Dönemden
sonraki ilk anıtsal yapı üslubu kabul edilebilir. Roman kiliselerinde
haç planlı bazilika modeli uygulanmıştır. Bu dönem kiliseleri
kalın kesme taştan duvarları, çapraz noktalardaki masif
kuleleriyle şato gibi heybetli görünür.

Roman sanatında yalnızca
kilise ve manastırlar taştan
yapılmıştır. Dinî yapılar,
savaş zamanlarında sığınak
olarak kullanılmıştır. Güvenliği
sağlamak için kilise ve manastır
duvarları kalın, uzun ve penceresiz
yapıldığı için Roman mimarisi,
“kaba” olarak nitelendirilmiştir.
Kilise tavanlarında tonoz
ve çapraz tonoz uygulanmasının
(200. görsel) nedeni de güvenlik
kaygısıdır. Sade ve süssüz taş
duvarlar dikkat çekicidir.

Roman kiliselerde içte ve dışta hâkim
olan yuvarlak kemerler, niş ve payelerle hareketlendirilmiştir.
Doğu-batı ekseninde uzanan bu
yapıların girişi batı yönündedir. Ön cephede kullanılan
kuleler, kiliseye Roman mimarisi karakteri
katmıştır.

Roman heykel sanatı, mimarinin parçası
olarak gelişmiştir. Heykel, yalnız cephelerde değil
iç mekânda da mimariye bağlı geniş yer tutar. İç
içe geçmiş çok sayıda figürden oluşan sütun ve
ayaklar, bunun en ilginç örnekleridir. Bazı sütun
başlıkları da neredeyse birer heykel niteliğindedir
(203. görsel). Orta Çağda yalnız yapı cephelerinde
değil; alınlıklar, silmeler, tunç ve ahşap kapı kanatlarında
da Tevrat veya İncil’de anlatılan olaylarla
kişiler betimlenmiştir.

Roman mimarlık üslubuna Avrupa’nın değişik bölgelerinde rastlanır. Ama en tipik ve anıtsal örnekler
Almanya, Fransa ve İngiltere’de görülür.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu