Türk Tarihi

Osmanlı Döneminde Cirit

Cirit, kabuğu soyulmuş hurma ya da iyi cins sert ağaç dalından
yapılır. Boyları 1–1,5 metre arasında olurdu. Cirit ağacı, budaksız,
uçları ise ovaldi. Atıldığı zaman rüzgârın etkisiyle yön
değiştirmemesi için biraz ağır olurdu.

Cirit atlı ve yaya olmak üzere iki türlü oynanırdı. Atlı cirit,
Osmanlı sarayında en çok yapılan spordu. Padişahlar bu sporu yabancı
elçilere göstermekten gurur duyarlardı. Osmanlı şehirlerinin
hepsinde diğer spor tesisleriyle birlikte cirit alanları da bulunmaktaydı.

İlkbahar ciridi, düğün ciridi ve derici ciridi gibi adlarla yapılırdı.
Osmanlı sarayında oynanan ciride ise “harkari” denirdi.

Cirit oyunu hızla koşturulan at üzerinde rakibin attığı ciritlere
hedef olmaktan kaçınmak ya da gelen ciridi yakalamak, eldeki
çöğen denilen sopayla savunma şeklinde oynanırdı. Cirit oyunu at
ile binicinin tam bir uyum içinde olması, seri ve çabuk hareket etmeyi,
dengeli ve ata hâkim olmayı gerektiren bir spordu.

Enderundaki cirit ile halk arasında oynanan cirit arasında
küçük farklılıklar olmasına rağmen özde aynıydı.

Osmanlılarda cirit oyunu yapılacağı zaman çığırtkanlar
davul zurna eşliğinde dolaşarak halkı
cirit oynamaya ve seyretmeye davet ederdi. Oyunu
yöneten bir hakem kurulu bulunurdu. Bu kuruldan
iki görevli, ekiplerin sayılarını tespit ederdi. Ciritçilerin
sayısı, oyunun oynanacağı alanın genişliğine
göre belirlenirdi. Oyuncu sayısı 6’dan az 20’den
fazla olamazdı. Oyuncular, birbirinden 500 metre
uzağa dizilir ve her ciritçinin arkasında bir cirit kabı
bulunurdu. Bu kapta önceden belirlenen sayıda
cirit bulundurulurdu. Ayrıca atılan ciritleri yerden
almak ve savunmada kullanmak üzere “çöğen” denilen
bir sopa bulunurdu. Oyunda geleneksel olarak
davul ve zurna çalınırdı. Karşı karşıya geçen
ekiplerden birinin binicisi diğer rakip ekibe doğru
atını sürerek “not taşı”denilen noktaya kadar gelir.
Binici not taşına gelir gelmez atını yana kırarak rakip ekibin üzerine doğru yönelir. Ve ilk ciridi atar. Geriye
dönerek kaçması sırasında, cirit atılan ekipteki bir oyuncu ileriye doğru atılarak rakibini kovalar. Oyun alanının
ortasındaki not taşına gelene kadar rakibine yetişirse ciridini arkasından atıp vurmaya çalışır. Ciridini
rakibin sırtı, omuzu ya da atının sağrısına isabet ettirebilirse 1 sayı
alırdı. Not taşına kadar yetişip ciridini atamaz ise yavaş yavaş karşı
ekibe doğru sokulur ve içlerinden birine ciridini atar. Aynı biçimde dönerek
kaçar. Bu kez karşı rakipten biri onu kovalar. Oyun iki bölüm olarak
yaklaşık 1,5 saat sürer. En çok sayı yapan takım, oyunu kazanır.

Osmanlı Devleti’nde “menzil ciridi” adı verilen ve yaya olarak
yapılan cirit, Enderunda büyük ilgi görmekteydi. 1,5 metre uzunluğunda
özel olarak yapılan ciridi, bir çizgiden en uzağa atma şeklinde yapılırdı.
Özellikle sarayda yapılan bu tür yarışmalar Osmanlı Devleti’nin son 200
yılında görülür. Sultan II. Selim ve Sultan II. Mahmut zamanlarında bu
oyun, büyük bir ilgi görmüştür. Sultan II. Mahmut bu oyunu teşvik amacıyla
1814 yılında Gülhane’de cirit atma yarışmaları düzenletmiştir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu