Uygarlığın Doğuşu

Maden Devirleri (Halosen)

Bakır Devri (M.Ö. 5.000 – M.Ö.3.000)

İnsanlar tarafından İlk defa İşlenen ve bulunan madenler altın, gümüş ve bakırdır, Daha kolay işlenmesi ve çokça bulunması nedeniyle eşya yapımında bakır tercih edilmiştir. Devir iki bin yıl sürdü, Gelişmelerde belirli bir hız sağlanamamıştır. Bu durumun nedeni halen yazının olmamasıdır. İnsanlar bilgi birikimini Tunç devrine kadar sağlamakta güçlük çekerler. Bilgi ustadan çırağa aktarılır, Şimdi bir ustanın bakırın İçine kalayı katması beklenmektedir.

Bakırın bulunması:

Bakırın bulunmasını sağlayan gelişme cilalı taş devrinde toprak kapların ateşte pişirilmesi oldu. Doğada toz halinde bulunan bakır bu kapların pişirilmesi esnasını da eridiğinden İnsanın dikkatini çekmiş olmalıdır. Bakırlı toprak ile zeki bir ustanın buluşması doğal olarak uzun bir zaman sürecinde gerçekleşti, Yazı olmadığı İçin toplumda bilgi birikimi az oldu. Bakırı İşleyen ustalar bilgilerini nesillere usta çırak ilişkisi içinde aktardılar. Bakır üretimi Tanrı evininde yapıldı, Bu nedenle aslında çok karlı olan işten ustalar kazanç elde edemediler.

Kentlerin oluşması

Köyler çevredeki insanları kendine çektiğinden nüfusları artmaya başladı. Her geçen gün biraz daha büyüyen köyler zamanla kent haline gelmeye başladılar. Kentlerin oluşmasına paralel olarak uzmanlardan, yöneticilerden ve din oluşan toplumsal sınıflar daha belirgin hale gelmeye başladı.

Savaşın doğması

Bakır üretimiyle birlikte Neolitik Dönemin kapalı ekonomik yapısı sona erdi. Artık başkaları İçin üretilen mallar olduğu gibi, bu malları almak İçin de artı ürüne ihtiyaç duyuldu.  Artı ürün elde etme düşüncesi ancak başka toplulukların ürünlerine ya da arazilerine el koyarak sağlana bilinirdi. Bunu yapmanın tek yolu ise savaşmaktı. Böylece insan savaşlarla tanıştı.

Taş Aletler Paleolitik Dönem
Taş Aletler Paleolitik Dönem

Kadın

Araziyi ekmek yükünü üzerine alan kadının toplumda etkinliği oldukça fazlaydı. Kadınlar için en güç iş arazinin sürülmesiydi. Bakır devrinde arazinin sürülmesinde öküz kullanılmaya başlanınca, kadın ağır bir yükten kurtulmuş oldu, ancak ekonomik etkinlikten çekilmesi ile birlikte toplumdaki saygınlığı azaldı.

Ticaret

İlk yelkenliler yapıldı. Yelkenli gemiler sayesinde insanlar daha uzak yerlere gidebildiler. Uygarlık da insan seyahati sayesinde daha geniş alanlara yayılmaya başladı. Örneğin, Tunç Devrinde görkemli bir uygarlık meydana getiren Girit, zenginliğini gemilerle getirilen tunç ticaretine borçluydu.

Tunç Devri

Devletin Doğuşu

Tunç Devrinde, yerleşim yerlerinin gelişmesi sonucunda İlk kent devletleri oluşmaya başladı. İnsan toplulukları arasında savaşın başlaması savunma için örgütlenmeyi kaçınılmaz kılarken, büyüyen kentte düzenin kurulması gerekiyordu. Tapınakların gölgesinde kalan su dağıtıcıları bu İş İçin her zaman hazır olarak bekliyorlardı. Su dağıtıcıları İktidara aday olduklarında kendilerine İshakku kiracı çiftçi dediler. Bunun nedeni kendilerini tanrısal otorite ile birleştireme çabası içinde olmalarıdır. Tarihi süreç incelendiğinde devlet yöneticilerinin, siyasi partilerin en büyük çabalarından birinin dinden aynı şekilde yararlanmaya çalışmak olduğu görülecektir. Kent yöneticileri zenginleşerek güçlendikleri zaman rahipler İle çatışmaya girdiler. Çatışmada rahipler güçlerini korumayı başardılar. Özellikle kentleri İşgale uğradığında krallar her şeylerini yitirirken, din adamları manevi etki eri nedeni ile bu duruma düşmediler. Krallara karşı acımasız davranan İşgalciler, rahiplere karşı daha saygılı davrandılar. Sargon merkezi devleti kurduğu zaman rahiplerin üstünlüklerine son verdi.

Halk İsyanının Doğması

Güçlerini her geçen gün biraz daha pekiştiren kral ve rahipler büyük miktarda arazi sahibi oldular. Acımasızca halkı sömürmeye başladılar. Tunç üretimi oldukça zordu, bu nedenle de pahalı bir üründü, pahalı olduğundan sömürülen halk bu silahları elde edemedi. Silaha sahip olamadığı için de direnemedi; ancak Sümerler devrine gelindiğinde; Urgakina, ezilen halka dayanarak, sömürü düzenine isyan edebildi.

Urgakina yasalarında kendinden önce yapılan kötülükleri de anlatır:

“Yüksek rahip fakirin bahçesine girdi, onu oradan kovdu”

“Eğer bir büyük adamın evi sıradan bir adamın evi İle bitişikse o büyük adam her hangi bir uygun karşılık ödemeden evi kendininkine katabilirdi. ”

Orta Sınıfın Gelişmesi Cennet-Cehennem Kavramları

Tunç Devrinde üretilen malların ihraç edilmesi uygarlığın çok daha geniş alanlara yayılmasına neden oldu. Ticaretin gelişmesiyle birlikte özel mülkiyet anlayışı daha da gelişti. Erken Tunç Çağının ekonomisi satın alma gücünün aşrı derecede belli ellerde toplanması ile sonuçlandı. Bu da ekonominin fosilleşmesine yol açtı. Bu yapının kırılmasında zorunlu tüketim malları ve lüks mallara duyulan talep etkili oldu. Uygulamada hammaddeyi sağlamak için üreticiyi örgütlemek ve kendi mallarını almaya razı etmek gerekiyordu. Kaniş bu amaçla kullanılan yerleşme yerlerinden biridir. Hammadde almanın bir yolu da silah kullanmaktı.

Orta sınıf ticaret vasıtasıyla büyüdü. Orta sınıfın büyümesi ideoloji alanında da kendini gösterdi. Yaşlılar ve soylular tarafından uygulanan yasalar yerini yazılı yasalara bıraktılar. Kral kendini  “Adaletin bekçisi” ilan etmek zorunda kaldı. Bütün diktatörler varlıklarını adalet kavramı üzerine oturtmaya gayret ettiler. Kendileri dışındaki herkesi adalet şemsiyesi altına alarak sömürülerini sürdürmeye ortam hazırladılar. Diktatörler kendilerine dinsel bir kutsallık vererek de kendi farklılıklarını, kanun dışı konumlarını saklamaya çalıştılar. Örneğin Osmanlı Devleti yöneticisi halifedir.

Ancak, orta sınıfın büyümesi uzun ömürlü olmaz, toplunda her geçen gün etkinlik kazanan din adamları cennet – cehennem kavramlarını yaratarak, orta sınıf elindeki zenginliklere el koyarlar.

Değerli Madenlerin Kullanılması

Savaşlar sonucunda veya kentleri işgale uğradığında zenginliklerin aniden yok olması büyük evlere ve toprak zenginliğine dayalı serveti daha dayanıklı mallara yöneltti. Dayanıklı ve değerli maden olarak altın ve gümüş ön plana çıktı.

Para ekonomisinden en çok zararı köylüler gördü. Köylünün el emeği önem kaybetmeye başladı. Akadlarda:  1 Gur arpa 1 şekelden, 3 şekele kadar yükselmiştir. Fiyatlardaki yükselme aslında enflasyonun sonucudur. Tunç Devrinde, servetlerin üretim yerine yağmadan sağlanması enflasyona neden olmuştur.

Mezopotamya’da Tunç Devrinde yazı bulunmasıyla tarihi çağlar başlar. Ancak Dünyanın geri kalanında yazı olmadığından, Tunç ve Demir devirleri tarih öncesi dönem içinde değerlendirilir.

Demir Devri

Tunç pahalıydı, pahalı olduğu içinde güçlü krallar dışındaki halk bu maddeyi elde edemiyordu.

Zengin olanlar Sümer kentlerinin yöneticileriydi. Tunçtan silahlar sayesinde çevrelerindeki aç insanlardan zenginliklerini uzun süre koruyabildiler.

Bir Anadolu uygarlığı olan Urartular ilk defa demir üretmeyi başardıkları zaman; hem ekonomik alanda hem de siyasal alanda devrime yol açtılar. Tunç kıt olduğu için çiftçiler onu saban olarak kullanamıyorlardı. Demir bol olduğundan çiftiler onu kolaylıkla üretim aracı durumuna getirebildiler. Mezopotamya’nın çevresinde yaşayan insanlar demirden silahlar yaparak, Sümerler üzerine saldırdılar ve bölgeyi ele geçirdiler. Demirden en iyi yaralanan uygarlık Pers medeniyeti oldu. Bu açıdan Pers Devletine bir demir uygarlığı denebilir.

Tarih öncesi devirlerin genel özellikleri:

  • Tarih öncesi dönemde; hangi dönemin hangi tarihte başladığını kesin sınırlar ile belirlemek mümkün değildir. Tarihi dönemde Fatih’in İstanbul’u alması bir ölçüt olabilir. Ancak kalıntıların daha az olduğu bir dönemde tunç ne zaman yapıldı? Sorusuna cevap vermek zordur.  Gelişmeler bir süreç işidir.  Onun İçin tarihçiler tarih öncesi dönemleri süreçler halinde birebirinden ayırmaya çalıştılar.
  • Tarih öncesi ve sonrasını dönemlere ayırırken her dönemin kendi içinde benzer öğeleri göstermesine dikkat edildi. Bu davranışın amacı; tarih okuyan ve inceleyen insanların işini kolaylaştırmak olmuştur.
  • Tarih öncesi devirler dünyanın her bölgesinde aynı zamanda başlamamıştır. Dünyadaki gelişmeler her zaman farklı bölgelerde farklı farklı zamanlarda olmuştur. Mezopotamya bölgesinde yaşayan insanlar bitkileri kolaylıkla fark edebildiler. Doğa onlar için oldukça cömert davranmıştı. Kısa bir süre İçinde gıdalarım temin ediyorlardı. Üstelik bu süre oldukça uzundu da. Gıdasını temin eden insan bitkileri ve hayvanları izlemek için yeterli zamana sahip olduğunda kolaylıkla doğaya hâkim olmaya çalıştı. Dünya Mezopotamya’nın katkılarıyla kendine yön vermeye başladı.

Aynı dönemlerde soğuk bölgelerde veya ürün elde etmenin zor olduğu alanlarda yaşayan insanlar günlerini bitki toplayarak hayvan avlayarak geçiriyorlardı. Dinlenecek gözleyecek zamanları yoktu. Yapacak tek şeyleri vardı, oda gelişmiş kültürlerin bir şekilde kendilerine ulaşmasını beklemekti.

  • Tarih öncesi devirlerin yaşanma süresi her bölgede farklıdır. Örneğin Cilalı Taş Devri Mezopotamya’da Avrupa’ya göre daha az bir süreyi kapsar. Bu durumun nedeni; koşulları elverişli olan Mezopotamya’da gelişmelerin daha hızlı olmasıdır.
  • Tarih öncesinin devirlere ayrılmasında kullanılan araç gereç ve madenler etkili olmuştur. Cilalı taş, bakır gibi.
  • Taş devirlerinin kendi içinde bölümlenmesinde taşın işleniş biçimi ölçüt olarak kullanılmıştır. Maden devirleri ise kullanılan madenin çeşidine göre bölülere ayrılmıştır.
  • İnsanlar bir alana yerleştikten sonra o alam sürekli olarak kullan mamaya çalışırlar. Yaşamaya uygun en iyi alan olarak, eskiden beri kullanılan yerleşim yerini görürler. Yangın deprem, savaş gibi nedenlerle bir yerleşim yeri tahrip olduğunda o alana tekrar yerleşmeler olur. Örneğin Alacahöyük’te dört kültür katı vardır.

Yerleşim yeri kalıntılarında en alta ilk yerleşme olduğundan Cilalı Taş Devri yerleşimi vardır. Bu katı sırasıyla bakır, tunç ve demir devirleri izler.

Toplumlar bazen tarih öncesi devirleri tarihsel gelişmeye göre takip etmemişlerdir. Edemediler çünkü komşuları bazen barışçı yolla, bazen silah zoru ile yaşadıkları süreci kesintiye uğrattılar. Cilalı Taş Devrini yaşayan bir uygarlık dışarıdan gelen bir yabancıdan demir aldığı zaman, Bakır ve Tunç Devirlerini atlamış oldu. Ya da Bakır Devrini yaşarken demir yapımını bilenlerin işgaline uğradılar.

  • Yontma Taş Devri İnsanlık tarihinin %98’ni oluşturur. İnsanın bilgi birikimi oluşturmaya başladıkları için gelişmelerde yavaştı. Diğer tarih öncesi dönmelerde gelişmeler bu döneme göre hızlı ancak tarihi dönmelere göre yavaştı.  Tarihi dönemler insan hayatında çok az yer tutmasına rağmen hızlı gelişmeler nedeni ile tarih öncesi dönemlere nazaran daha fazla bölümlere ayrılmıştır.
  • Tarih öncesi devirler, Mezopotamya’da yazının bulunması ile sona erdiler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu