İslam ve Diğer Dinler Tarihi

Laikliğe Yönelik İç ve Dış Tehditler

Laiklik, devlet ile din işlerinin birbirinden
ayrı olması; devletin, din ve vicdan özgürlüğünün
gerçekleşmesi bakımından tarafsız olması
demektir. Bu yönüyle laiklik, din ve vicdan
özgürlüğünü koruyan bir ilkedir. Laiklik ilkesi
gereği Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı
olan herkesin din ve vicdan özgürlüğü teminat
altına alınmış ve korunmuştur. Böylece
her din mensubu kendi inancını yaşayabileceği
gibi başkalarının da inanç ve ibadetlerine
karışamaz. Herkes istediği gibi inanıp inanmama,
ibadet edip etmeme hakkına sahiptir.
Atatürk’ün “Laiklik sadece din ve devlet işlerinin
birbirinden ayrılması demek değildir. Laiklik,
tüm vatandaşların vicdan, ibadet ve din
hürriyetini tekeffül etmek demektir.” sözü
laikliğin bu özelliğine vurgu yapmaktadır.

Ülkemizde laiklik ilkesi zaman zaman iç
ve dış tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır.
Laikliği tehdit eden iç faktörlerden biri, aşırı dinî yorumları benimseyerek onları başkalarına empoze
etmeye çalışan gruplardır. Laikliği yok etmeye çalışan kimi düşünce sahipleri zaman zaman siyasi hedefler
gütmekte, toplumsal dengeleri ve iç huzuru bozmaya çalışmaktadırlar. Bununla birlikte laikliği
dinsizlik olarak algılayan, din ve vicdan özgürlüğünü kısıtlamayı amaçlayan düşünceler de laikliği
tehdit etmekte ve toplumsal huzuru bozmaktadır. Her iki tehdit de ülkemizin birlik ve beraberliğine,
devletin bütünlüğüne ve toplumsal barışa zarar verici fikir akımlarıdır.

Laikliği tehdit eden bir diğer faktör ise ülkemizde
yürütülen misyonerlik faaliyetleridir.
Farklı dinlere mensup misyonerlik faaliyetleri
kendi inançlarını ülkemizde yaymak adı altında
istismarcı bir metot takip etmektedir. Bu dinî görünümlü
etkinliklerinin arkasında ise siyasi gayeler
yatmaktadır. Bu gruplar, bölücü çalışmaları
kapsamında özellikle çocukları ve gençleri hedef
almaktadır. Düzenledikleri kurslar, kamplar, yaz
okulları ve çocuk köyleri gibi etkinliklerle misyonerlik
faaliyetlerinde bulunmaktadırlar.

Bu tür zararlı iç ve dış tehditlere karşı gerekli
tedbirleri almak, zararlı fikir akımlarına meydanı
boş bırakmamak, insanlarımızı millî ve manevi
değerlerle donatmak millî ve dinî görevlerimizdendir.  

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu