Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi

Kapitalizm ve Endüstriyel Üretimin Topluma Etkileri

“İnsani özelliklerini ve değerlerini kaybeden insan, demir bir kafese hapsolmuş hâle gelir.” Max Weber

Sanayi Devrimi dünyada endüstri alanında değişime neden olmuştur. Bu değişim, toplumsal yapılara ciddi ve geri dönüşü olmayan zararlar vermiştir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki otuz yılda uygulanan karma kapitalist model, 1990’larda değişime uğramıştır. Bu değişimle daha fazla kâr elde edilmesi, üretimin maksimum seviyede artırılması ve kapitalist üretimin küresel pazarının genişletilmesi hedeflenmiştir. SSCB’nin dağılması, dünyada demokrasi ve kapitalizmin zaferi olarak nitelendirilmiştir. 1990-2010 yılları arasında dünya genelinde en bariz büyüme göstergelerinin kaydedildiği alanlardan biri de endüstriyel üretimde yaşanan küreselleşmedir. Endüstriyel üretim yapan pek çok küresel şirketin yatırımı bazı ülkelerin gayrisafi millî hasılasından üç dört kat daha fazladır. Küresel düzeyde yatırım yapan firmaların yatırım ve işleyişleri yerel anlayışlardan uzak, küresel kurallara göre olmuştur. Bu firmalar, ulusal ve uluslararası istihdama ve yeni teknolojilerin gelişimine olumlu katkılar sağlamıştır. Fakat bu şirketlerin yerel olmaması, her an başka bir bölge veya devlete taşınma ihtimali ciddi bir risk olarak görülmüş ve tecrübe edilmiştir.

Küresel firmalar, yerellikten uzaklaşan tüketicileri sosyal medya ve diğer iletişim araçlarıyla yönlendirerek kendilerinin belirlediği taleplerin oluşmasını sağlamıştır. Bu talepler istenilen satışı beraberinde getirmiştir. Bu yoğun tüketimi karşılamak için gıda ve teknoloji gibi alanlarda üretim yapan şirketler, dünya geneline yayılarak küresel bir marka özelliği kazanmıştır. Kişisel mutluluk, etkinlik ve belirleyicilerin yok olduğu dünyada her şeyin tek tip olduğu monoton hayat ve hapsolmuş bir insan tipi oluşmuştur.

Sosyal medyanın sahip olduğu potansiyel, kapitalizmin bu alana yayılmasına neden olmuştur. Endüstriyel yapılar, Genel Ağ’ın icadını ve yayılmasını; Genel Ağ’ın varlığı da yeni endüstriyel yapıların gelişmesini sağlamıştır. Bu sarmal gelişim, kapitalizmin dijitalleşmesine neden olmuştur. Bu değişimlerin gerçekleştirilmesinde sosyal medyanın ileri seviyede katkısı olmuştur. Üretimdeki aşırı artışlar kapitalizme nasıl zemin hazırlıyorsa siber alandaki ilerlemeler de kapitalizmin gelişmesi ve yayılmasında etkili olmuştur. Genel Ağ üzerinden yapılan reklamlar dünyanın her yerine saniyeler içerisinde ulaşmaktadır. Bu hızlı etkileşim pazarlama sınırlarını ortadan kaldırmaktadır.

Gelişen teknolojilerle yıkıcı ve öldürücü etkisi artırılan silahlar fazlaca üretilmekte, çeşitlendirilmekte ve ihraç edilmektedir. Silahlanma yarışı beraberinde yeni sorunları getirdiği gibi bu sorunların çözümünün de savaşlarda aranmasına sebep olmuştur. Endüstriyel üretimde yaşanan gelişmelerde de askerî yatırımların öncelikli olduğu görülür. Sivil amaçlarla üretilen İHA’lar (İnsansız Hava Aracı), enerji üretimi için vazgeçilmez olan nükleer santraller, insan sağlığı için oluşturulan bakteriler ve daha birçok alanda yapılan keşifler ve üretimler askerî alanda kullanılmıştır. Bu durum endüstriyel üretimin askerî üretim ağırlıklı olarak yapıldığı bir dünyayı ortaya çıkarmıştır.

Endüstriyel üretimin, kitle imha silahlarının ve silah teknolojilerinin bu gelişmesi toplum ve çevre üzerinde çoğu zaman geri dönüşü olmayan zararlar bırakmaktadır. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının, Çernobil ve Fukushima nükleer santrallerinin, Suriye ve Filistinliler üzerine atılan fosfor bombalarının, doğaya hoyratça salınan sera gazlarının telafi edilemez sonuçları, dünyayı ve insanlığı adım adım felakete sürüklemektedir (Grafik 5.1).

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu