İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat-4 Mart 1923)

Osmanlı Devleti, Avrupa’da yaşanan bilimsel ve ekonomik gelişmelere ayak uyduramamış, Sanayi Devrimi’ni gerçekleştirememişti. Az sayıdaki sanayi girişiminin önemli bölümü de toprak kayıpları nedeniyle ülke sınırları dışında kalmıştı. İlkel yöntemlerle sürdürülen tarımsal üretim giderek gerilerken kapitülasyonların etkisiyle Avrupa ülkelerine ham madde sağlayan ve onların pazarı hâline gelen bir ülke durumuna düşmüştü.

1854’ten itibaren aldığı dış borçları da gerektiği gibi kullanamayan Osmanlı Devleti, zamanla bu borçların faizini dahi ödeyemez hâle geldi. 1881’de kurulan Düyunuumumiye (Genel Borçlar) İdaresi’nin aracılığı ile de Osmanlı vergi gelirlerinin toplanması ve maliyesi yabancıların denetimine girdi.

İzmir İktisat Kongresi’nin kapanışında konuşan Kazım Karabekir Paşa, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu şu çarpıcı sözlerle özetliyordu:

“… Ekonomideki cehaletimiz, siyasetteki başıboşluğumuzla el birliği etmiş ve milletimizi kemirmiş, kemirmiştir… Çocuklarımızın doğduğu günden itibaren boğazına yabancı sütü dökersek, yabancı bez ve pamuklarına sarıp yine yabancı beşiğine yatırırsak, ayağındaki patiğinden, başındaki mavi nazar boncuğuna ve elindeki teneke parçasına kadar yabancı malından yaparsak, Avrupa’da çakılmış dört tahtadan ibaret olan sandalyeler en ücra yerlere kadar girerse ve üstüne bir de kulaklarına benim oğlum paşa olacak gibi ninni söyleyerek uyutturucu telkin yaparsak, büyüdükten sonra doğaldır ki üzerinde ve çevresinde artarak yabancı mallar bulunacak ve paralarımız akıp gidecektir…”

Kurtuluş Savaşı sonunda Misakımillî büyük ölçüde gerçekleşmiş, tam bağımsızlık ve millî egemenlik sağlanmış, sıra ekonomik kalkınmayı ve ekonomik bağımsızlığı gerçekleştirmeye gelmişti.

Atatürk, ekonomik bağımsızlığın önemini aşağıdaki sözleriyle vurgulamıştır:

“Millî egemenlik, millî ekonomi ile güçlendirilmelidir. Siyasal, askerî başarılar ne denli büyük olurlarsa olsunlar ekonomik başarılarla taçlandırılmazlarsa sürekli olamaz, az zamanda sönerler. Bu nedenle en güçlü ve parlak zaferimizin de sağladığı ve daha sağlayabileceği yararlı sonuçları alabilmemiz için ekonomik egemenliğimizin sağlanması, güçlendirilip genişletilmesi gerekir.”

Mustafa Kemal İzmir İktisat Kongresi Açılış Töreninde - 1923
Mustafa Kemal İzmir İktisat Kongresi Açılış Töreninde – 1923

Lozan Barış Görüşmeleri’nin kesintiye uğradığı bir dönemde İktisat Vekili (Ekonomi Bakanı) Mahmut Esat Bey, bir iktisat kongresi yapmayı önerdi. Bu öneri üzerine, Gazi Mustafa Kemal tarafından İzmir’de Türkiye’nin ilk iktisat kongresi toplandı.  17 Şubat ile 4 Mart 1923 arasında toplanan ilk Türkiye İktisat Kongresi’ne ülkenin her yerinden işçi, çiftçi, tüccar ve sanayici 1135 temsilci katıldı.

Kongre; Çiftçi Grubu, Tüccar Grubu, Sanayi Grubu ve İşçi Grubu adlarıyla gruplara ayrılarak çalıştı. Kongrede kabul edilen grup raporlarında yer alan önemli konular ve öneriler şu şekilde oldu:

İzmir İktisat Kongresinin Önemli Konu ve Önerileri

  • Çiftçinin eğitimi ve ziraat okullarının açılması
  • Makineli tarıma geçilmesi ve tarım makinelerinin ülkemizde üretilmesi
  • Çiftçiden alınan aşar vergisinin kaldırılması, yerine Türkiye’de yaşayan herkesi kapsayacak ve yüksek olmayan yeni bir verginin konması
  • Ziraat Bankası sermayesinin tarım dışı alanlarda kullanılmaması
  • Seferberlikten itibaren çiftçiden alınan hayvan ve tarım ürünlerinin bedellerinin ödenmesi
  • Ormanların korunması ve çoğaltılması
  • Hayvancılığın geliştirilmesi ve hayvan hastalıklarına karşı önlem alınması
  • Memleketin her tarafını örümcek ağı gibi örecek yolların yapılması ve modern nakliye araçları ile donatılması
  • Bir ticaret bankasının kurulması
  • Kendi limanlarımızda kendi bayrağımızdan başkasının ticaret yapamaması ve kabotaj hakkı konusunda bağımsızlığımızın tamamen sağlanması
  • En önemli servet kaynağı olan madenlerimizin belirlenmesi, maden haritasının çıkarılması, madenlerin millî yararımız doğrultusunda işletilmesi
  • Gümrük vergilerinin millî sanayinin gelişimini sağlayacak şekilde düzenlenmesi ve bu doğrultuda koruyucu önlemlerin alınması; ülkemizde üretilen ürünlerin dış alım vergilerinin ağırlaştırılması, bu yolla yabancılarla rekabet gücünün artırılması
  • Yabancı sermayeye tekel oluşturma yetkisinin verilmemesi, verilen yetkilerin kaldırılması
  • Sanayi üretimini geliştirmek için yasal düzenlemeler yapılması, fabrika üretimini yaygınlaştırmak için gerekli kolaylıkların sağlanması
  • Yerli malı kullanımını sağlamak için bazı zorunluluklar getirilmesi
  • Çalışanların, çalışma koşullarını iyileştiren düzenlemeler yapılması: Tarım dışı işçilerin günlük çalışma süresinin sekiz saat, maden işçilerinin altı saat olması

İzmir İktisat Kongresi‘nde ayrıca “Misak-ı İktisadi Esasları (İktisat Andı)” adı altında birtakım esaslar kabul edildi. Daha çok Türk milletinin vatanseverlik duygularını ve ahlak anlayışını yansıtan ve on iki maddeden oluşan bu esaslar özetle şu şekildedir:

Misak-ı İktisadi Esasları (İktisat Andı)

  • Türkiye halkı millî hâkimiyetini, kanı ve canı pahasına elde ettiğinden hiçbir şeye feda etmez ve millî hâkimiyete dayanan meclis ve hükumetine daima destektir.
  • Türkiye halkı, tahribat yapmaz; imar eder. Bütün çalışma, ekonomik alanda memleketi yükseltmek gayesine yöneltilmiştir.
  • Türkiye halkı kullandığı eşyayı mümkün mertebe kendi üretir. Çok çalışır. Vakitte, servette ve ithalatta israftan kaçar. Millî üretimi temin için icabında geceli gündüzlü çalışmak ülküsüdür.
  • Türkiye halkı, servet itibariyle bir altın hazinesi üzerinde oturduğunun farkındadır. Ormanlarını evladı gibi sever, bunun için ağaç bayramları yapar; yeniden orman yetiştirir. Madenleri kendi millî üretimi için işletir ve servetlerini herkesten fazla tanımaya çalışır.
  • Türk kadını ve kocası, çocukları iktisadı misaka göre yetiştirir.

İzmir İktisat Kongresi’nde ağırlıklı olarak liberal ekonomi modeli benimsendi. Buna göre, devletin düzenlemeleri doğrultusunda ekonomik atılımlar daha çok özel girişimci tarafından gerçekleştirilecekti. Zamanla özel girişimcinin yetersiz kalması devletçi bir ekonomik modeli zorunlu kılmıştır.

Mustafa Kemal Yerli Malı Sergisini Gezerken
Mustafa Kemal Yerli Malı Sergisini Gezerken

Cumhuriyet yönetimi makineli ve kendi ihtiyacını karşılayacak üretimi yapmayı hedef aldı. Yerli malı kullanmayı ve tasarrufu teşvik ederek dış ticarette denge kurmak istedi. Bu politikalar çerçevesinde aşağıda verilen birtakım düzenlemeler yapıldı ve sanayi kuruluşları kuruldu:

1924 Türkiye İş Bankası kuruldu.
1924 Türkiye Taş Kömürü Kurumu kuruldu.
1925 Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası kuruldu.
1925 Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu kabul edildi.
1925 Türk Tayyare Cemiyeti kuruldu.
1925 Aşar vergisi kaldırıldı.
1926 Emlak ve Eytam Bankası kuruldu.
1926 Alpullu ve Uşak Şeker Fabrikaları kuruldu.
1926 Kayseri Uçak Fabrikası kuruldu.
1927 Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarıldı.
1928 Kırıkkale Mermi Fabrikası kuruldu.
1930 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kuruldu.
1933 Sümerbank kuruldu.
1935 Maden Tetkik Arama Enstitüsü kuruldu.
1935 Etibank kuruldu.
1936 Türkiye’de ilk tank üretimi gerçekleşti.
1939 Kırıkkale Barut Fabrikası açıldı.
1939 Karabük Demir ve Çelik Fabrikası açıldı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu