Türk Tarihi

İlk Türk Devletlerinde Hukuk Anlayışı

Hukuk, fertlerin bir arada barış ve güven ortamı içinde
yaşamasını sağlamak amacıyla oluşturulan hak ve
kanunların bütünüdür. Bir devletin uzun ömürlü olabilmesi
toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir hukuk
sisteminin olmasına bağlıdır. İlk Türk devletleri olan Hun,
Kök Türk ve Uygurlar ile diğer Türk devletlerinde bu anlayış
doğrultusunda belirli kurallara göre halkın adil olarak
yönetilmesi temel ilke olarak kabul edilmiştir. Tahta çıkan
hükümdarın ilk icraat olarak hukuk kurallarını düzenleyip
yürürlüğe koyması bu anlayışa güzel bir örnektir.
Türklerde “töre” olarak adlandırılan hukuk kuralları,
yazılı olmamasına rağmen nesilden nesile aktarılarak
toplum ve devlet içine yerleşip farklı Türk devletlerinde de
sürekliliğini devam ettirmiştir.

Orhun Kitabeleri’nde “töre” kelimesi on bir yerde geçmekte,
bunun altısında “il” ile birlikte kullanılmaktadır. Diğer beş yerde de yine “il” ile
alakası açıkça belirtilmektedir.

ILK YAZILI KANUN

Dünyanın ilk yazılı kanunu MÖ 2375
yılında Lagaş Kralı Urukagina tarafından
yapıldı. Bu kanunlar ile özel mülkiyet ve
aile hukuku düzenlenmiş, kimsesizler ve
güçsüzler korunmuştur. Sümer kanunlarından
esinlenen Babil Kralı
Hammurabi MÖ 1700’lerde daha sert
kanunlar hazırlamıştır. Günümüz Avrupa
Hukuku’nun temelini oluşturan Roma
Dönemine ait 12 Levha Kanunları on kişilik
bir komisyon tarafından MÖ 450’de
hazırlandı.

Türk devletinin temeli töreye dayanmakta, devlet ve
toplumun teşkilatlanması da töreye göre şekillendirilmekteydi.
Devletin uzun süre varlığını devam ettirmesi için töreye
uyulması gerektiği inancı hâkimdi.

Türklerdeki töre hükümleri yenilikçi bir yapıya sahipti.
Zamana ve çevre şartlarına göre devletin ve toplumun
ihtiyacı göz önünde bulundurularak gerekli düzenlemeler
yapılırdı. Bununla birlikte “adalet, iyilik, eşitlik ve insanlık”
törenin değişmez hükümleriydi. Bu hükümler dışında gerektiğinde kurultay tarafından törede değişiklikler yapılırdı. Kağanın töre
kurallarında değişiklik yapılmasını teklif etme yetkisi vardı. Ancak bu teklif
kurultay tarafından kabul edilirse yürürlüğe girerdi.

Kurultayı oluşturan üyeler arasında halkın da bulunması Türklerde yasama
yetkisinin halk, kurultay (toy) ve kağan arasında paylaşıldığını göstermektedir. Yasama yetkisinin kullanımında kurultayın da önemli bir yeri
vardır. Asya Hun Devleti’nde kurultayda yapılan görüşmelerde son kararın
Mete Han’a ait olması buna örnektir.

Türklerde kağan da dâhil olmak üzere herkes töre hükümlerine uymak
zorundadır; töreye uymamak en büyük suç olarak görülmektedir.  

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu