Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi

II. Dünya Savaşı Öncesinde İtanya’daki Gelişmeler

I. Dünya Savaşı’nda istediklerini elde edemeyen İtalya,
savaşın sonunda siyasi, sosyal ve ekonomik sıkıntılarla karşılaştı. Bu sorunlar da 30 Ekim 1922’de Benito Mussolini’yi
iktidara taşıdı ve İtalya’da aşırı milliyetçilik esasına dayalı bir
yönetim kuruldu. Mussolini’nin ilk işi kısa sürede muhalefeti ve
demokratik kurumları ortadan kaldırmak, ülkedeki farklı etnik
grupları zorla İtalyanlaştırmaya çalışmak oldu.

İtalya’nın uzun süreden beri gerçekleştirmek istediği
sömürgecilik emelleri, Mussolini ile birlikte “Roma Imparatorluğu’nun
yeniden kuruluşu” adı ile millî bir ideal hâline geldi.
İtalya’nın bu dış politikası rahatsızlık kaynağı oldu. Ilk problem
Yugoslavya ile yaşandı. “Serbest Şehir” olarak bağımsızlık
statüsüne kavuşturulan Fiume, Mussoli’ninin Yugoslavya’ya
baskısı sonucunda 1924’te İtalya’ya katıldı.

Milletlerarası bir komisyonda görevli İtalya temsilcisinin
Yunanistan’da öldürülmesi üzerine İtalya, Yunanistan’a ait Korfu
Adası’nı işgal etti.

1924 yılı sonunda İtalya, Arnavutluk’taki bir iç meseleyi fırsat
bilerek ekonomik ve siyasi desteği ile Arnavutluk’u nüfuzu altına aldı. Bu durum Yugoslavya ile
Yunanistan’ı korkuttu. Böylece
İtalya, Arnavutluk vasıtasıyla Balkanlara doğru ikinci hamlesini
de yapmış oldu.

İtalya, 1930’lu yıllarda taleplerini arttırarak saldırgan politikasını
sürdürdü. Bu sırada, Mussolini Doğu Akdeniz ve Anadolu’yu
da yayılma alanları arasında saymaktan çekinmedi.

İtalya’nın Akdeniz’de güçlenmesi Fransa ile ilişkileri olumsuz
etkiledi. Bu durum İtalya’nın Almanya’yı Fransa’ya karşı bir
denge unsuru olarak görmesini sağladı.İngiltere ise I. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da bir üstünlük sağlayan Fransa’ya
karşı İtalya’yı bir denge unsuru olarak gördü. Bu yüzden 1935’e kadar
İngiltere-İtalya ilişkileri iyi bir şekilde devam etti.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu