Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi

Dünyada Uzay Çalışmaları ve Askerî Teknolojinin Gelişimi

Soğuk Savaş iki blok arasında giderek artan silah yarışına sahne oldu. ABD ve Sovyetler Birliği’nde hava kuvvetlerine yapılan harcamalarda büyük artışlar yaşandı. Silahlanma yarışının devrim yaratan yönü atom bombaları ve onları fırlatacak uzun menzilli füzelerde yaşandı. SSCB, 1949’da kendi atom bombasını üreterek ABD’nin nükleer alandaki tekelini kırdı. SSCB, ABD’nin hidrojen bombasını geliştirmesine dokuz ay sonra karşılık verdi. 1955’te orta menzilli balistik füzenin (SS-3) toplu üretimini yaptı.

1960’lı yıllarda denizaltılardan balistik füze fırlatma kapasiteleri geliştirildi. Rus ve ABD topraklarına hidrojen bombası atılması durumunda, her iki tarafın uğrayacağı zararlar ve yaşanacak can kayıpları görülmedik boyutlarda olabilirdi. Bu durumun muhatapları olan Moskova ile Washington savaş teknolojisine daha fazla kaynak ayırmaya başladı. 1960 ve 1970’li yıllarda her iki süper gücün 5 binin üzerinde muharebe uçağı vardı. Birleşik Devletler’in savaş gemilerinin toplam tonajı 1974’te 2,8 milyon ton, SSCB’ninki 2,1 milyon tondu. İki süper güç, roketlerine birden fazla savaş başlığı taktı. İki taraf da füze taşıyan denizaltılarla donanmalarını güçlendirdi. Pershing II (Perşing) ve SS-20’lere karşılık Cruise (Kruys) füzeleri geliştirildi.

Silahlanma yarışı ve silah denetimi ile ilgili gelişmeler Washington ile Moskova’nın dünya siyasetinin merkezinde kalmalarını sağladı. Ruslar 1957’de dünyanın insan yapımı ilk uydusu olan Sputnik’i  uzaya yollayınca ABD ile Rusya arasındaki soğuk savaş, uzay yarışına dönüştü. Uzaya gönderilen uydular; askerî, bilimsel, meteorolojik ve iletişim amaçlı kullanıldı. ABD, uzay çalışmalarının koordineli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla 1958 yılı Ekim ayında Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesini (NASA) kurdu. 1969’da Ruslara yetişme gayretindeki ABD, Ay’a insan gönderdi. Dünya çevresinde dönerek TV sinyallerini yansıtan, hava değişikliklerini kaydeden, casusluk yapan araçlar uzaya yerleştirildi. ABD’nin geliştirdiği uzay mekiği ile uzay çağı yeni bir döneme girdi.

Genel olarak ABD’nin millî uzay politikası; Amerika’nın güvenliğini güçlendirmek, ülkenin uzay alanında liderliğini sürdürmek, özel sektörü sivil uzay uygulamalarında teşvik etmek, uzak millî çıkarları araştırmak ve uzayın serbestçe kullanımında diğer ülkelerle iş birliğine gitmek gibi amaçlardan oluşmaktaydı.

Sovyetlerin uzay politikası, uzay sahasında varlık göstermeyi ve uzaya hâkim olmayı öngörmekteydi. Ruslar uzayda uzun süre yaşama yöntemlerini geliştirmek için 1971’de ilk uzay istasyonunu Dünya yörüngesine yerleştirdi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu