İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Cumhuriyetin İlanını Hazırlayan Etkenler

Cumhuriyet, monarşiye karşı verilen özgürlük mücadelesi sonucunda ortaya çıktı.
XIII. yüzyılda
Magna Carta’nın ilanıyla İngiltere’de demokrasi alanında gelişmeler oldu. XVI. yüzyılda ise aydınlanma
ve insan hak ve özgürlükleri alanlarında gelişmeler yaşandı. Amerika Birleşik Devletleri’nin
kuruluşu ve Fransız İhtilaliyle, demokrasi ve cumhuriyete dayalı yönetim biçimleri yaygınlaştı.

Avrupa’da halkın yönetime katılma istekleri, monarşiye dayalı yönetimlerde değişim yaşanmasına
neden oldu. Bazı ülkelerde monarşi, yerini cumhuriyet yönetimine terk ederken bazı ülkelerde ise
kralın yetkilerinin sınırlandığı parlamenter meşruti yönetimler şekline dönüştü. Türk toplumu ise
I. Meşrutiyet’in ilanı ve anayasal sisteme geçiş sürecinin etkisiyle cumhuriyet ve demokrasi
kavramlarına yabancı değildi.

Atatürk, halkın yönetime katıldığı ve kendi yöneticilerini belirlediği cumhuriyeti benimsiyordu.
Atatürk, Ankara’da Büyük Millet Meclisini açarak millî iradeyi yani milletin isteklerini sürekli ön planda
tutmuştu. Millî Mücadele’de Türk milletinin lideri olan Atatürk toplumu ve yöneticileri cumhuriyet
yönetimine hazırladı.

Atatürk, Erzurum Kongresi sırasında, ülkenin kurtuluşundan sonra yönetim şeklinin cumhuriyet
olacağını belirtmişti. 23 Nisan 1920’de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti, ülkeyi millî
egemenlik esasına göre yönetiyordu.

1921 anayasası “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” ifadesi ile egemenlik hakkının kesin
olarak millete ait olduğunu belirtiyordu. Bu durum, yeni yönetimin ilan edilmemiş bir cumhuriyet
olduğunu gösteriyordu. Cumhuriyetin ilanının önündeki en büyük engel saltanattı. 1 Kasım 1922’de
saltanatın kaldırılmasıyla bu engel de aşılmış oldu.

Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasında tarihî bir görev yapan birinci dönem TBMM üyeleri,
yeni seçim kararı alarak dağıldı (1 Nisan 1923). Yeni seçimlerin yapılmasından sonra TBMM ikinci
dönem çalışmalarına başladı. Yeni kurulan meclis, Lozan Barış Antlaşması’nı onayladı. Böylece millî
bağımsızlık tam olarak gerçekleşmiş oldu. Artık Türkiye Büyük Millet Meclisinin en önemli görevi yeni
Türk Devleti’nin adını ve yönetim şeklini belirlemekti. Meclis hükûmeti sisteminin uygulandığı Türkiye
Büyük Millet Meclisinde hükûmetin kurulamamış olması cumhuriyetin ilanı için uygun zemin oluşturdu.

Bu sistemde Meclis başkanı aynı zamanda hükûmetin başıydı. Bakanlar meclisin salt oyu ile
belirlenir ve meclisin kesin denetimi altındadır. Bu durum ülke yönetiminde bazı sıkıntılara neden
olabiliyordu. Nitekim 25 Ekim 1923’te hükûmetin istifasıyla yönetim bunalımı ortaya çıktı. Bu olay
Mustafa Kemal Paşa’ya, cumhuriyeti ilan etmek için beklediği fırsatı verdi. 28 Ekim 1923 akşamına
kadar hükûmet kurulamadı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu