Roma Tarihi

Coğrafi Bir Kavram Olarak İtalya

Roma tarihine adını veren Roma şehrinin bulunduğu İtalya sözcüğü coğrafi kavram olarak Milattan önce 1. bin yılın neredeyse tamamında kuzeyde Apenin’ler dağ silsilesinin güneyinde yer alan bölgeden yarımadanın en güney ucuna kadar olan coğrafyayı kapsamaktadır.

Ancak Milattan önceki son yarım yüzyıldan başlayarak milattan sonraki yüzyıllarda İtalya kavramına kuzeydeki ovalık bölge ile Sardinia ve Korsika adaları da dahil edilmeye başlandı.

İtalya sözcüğü kendilerine İtali = genç boğa insanları adını veren bir güney İtalya kabilesinden türemiştir. Bu ismi güney İtalya’ya çıktıklarında ilk karşılarına çıkan insan topluluğunun adı olarak onların yaşadıkları ülkeyle özdeşleştiren Yunan koloni(=apoikia) kurucuları tüm Akdeniz dünyasına yaymışlar ve böylece Akdeniz’in ortasındaki bu ada eskiçağ coğrafyacıları ve tarihçileri tarafından İtalya olarak anılmaya başlamış ve bu kavram günümüze değin aynı biçimde kullanılagelmiştir.

Bu coğrafyada kendilerine özgü dilleri olan çok sayıda yerel kabile yaşamaktaydı. Bunların en önemlileri Umbri, Sabini, Aequi, Marsi, Osci ve Samnit kabileleriydi. Orta İtalya’nın batı kesimlerinde Tiber nehri havzasının aşağı kesimlerinde Latino Falisk halk grupları vardı ve bunlar da İtalik halk gruplarıyla akraba idiler.

Etrüsk Şehirleri

Yarımadanın kuzeyinde Venetia bölgesine adını veren Venetii’ler ile Daunii, Peucetii, Messapii ve Salentini kabileleridir. Bunlar İtalya yarımadasındaki ve Balkanların batısındaki diğer Hint Avrupa kavimleri ile akrabadırlar. Toscana bölgesinde yaşayan Etrüskler ise diğer kabilelerin aksine şehirler kurarak buralarda yaşamaktaydılar.

Güney İtalya ve Sicilya sahillerinde ise Yunan koloni kurucuları tarafından kurulan şehir devletleri vardı. Sicilya’nın iç kesimlerinde adanın en eski yerel halkı olan Sicani kabileleri yaşamaktaydı. Yarımadanın kuzeybatısında Cenova’nın kuzeyindeki dağlık bölgede ise Ligur halkı yaşamaktaydı. Bu kabilelerin İtalya yarımadasında prehistorik dönemlerden beri devam eden siyasi ve kültürel varlığı MÖ 5. yüzyıl sonu ya da 4. yüzyıl başında İtalya’ya inen Kelt kabilelerinin akınlarıyla sona ermiştir.

Kelt istilası sonucunda yarımadanın eski ve yeni halkları bir araya gelerek yeni kültürel oluşumlar meydana getirmişlerdir. Kabile yaşamından öteye geçemeyen eski İtalya halklarıyla karşılaştırıldığında Etrüskler ve Yunanlar şehirler kurarak yaşamlarını şehir hayatı odakla sürdürmelerinden ötürü farklı bir sosyal ve kültürel yapıya sahip oldukları görülmektedir. MÖ 8. yüzyıl ortalalarından başlayarak Güney İtalya ve Sicilya sahillerinde şehir devletleri kuran Yunanların aksine yine 8. yüzyıldan başlayarak tarih sahnesine çıktıkları bilinen Etrüsklerin kökenleri bilinmemektedir.

Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar Etrüsklerin kökenlerinin Aemilia ile Toscana bölgelerinde Arno ve Tiber nehirlerinin havzaları arasındaki bölgede özellikle MÖ 9 ile 6. yüzyıllar arasında geliştiği anlaşılan Villanova kültüründe aranması gerektiğini göstermektedir. Diğer İtalik kabilelerin kökenlerinin de Villanova kültüründe aranması önerilmektedir.

Etrüsklerin siyasi bir birlik oluşturamadıkları her bir Etrüsk şehrinin başlı başına bağımsız birer politik oluşum halinde geliştiği görülmektedir. Etrüsklerin en önemli dini merkezi Voltumna korusu idi. Burası bugünkü Orvieto ile özdeş idi. Bazı Etrüsk şehirleri İtalya yarımadası eski çağ tarihinde bir dönem önemli rol oynamışlardı. Bunların en önde gelenleri Veii, Caere, Pyrgi ve Tarquinii’dir. Ayrıca Vulsi, Clusium, Volterra, Vetulonia ve Populonia da diğer Etrüsk şehirleridir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu