Türk Tarihi

Atabeylik

Hunlardan itibaren tüm Türk devletleri, devlet yönetimine büyük önem vermiştir. Hükümdarlar, kendilerinden
sonra da devletin güçlü ve sağlam kalması amacı ile tahta geçebilecek tüm oğullarının en iyi şekilde
yetiştirilmesi için, sistemleşmiş, geleneksel bir yol izliyorlardı. Selçuklu sultanları özellikle uç eyaletlerine
henüz yaşları küçük olan şehzadelerini vali olarak tayin ediyorlardı. Genç ve deneyimsiz şehzade, ileride
devleti yönetebilmek için gerekli bilgi ve becerileri, vasi (mirası yöneten) ve eğitici sıfatıyla atanmış bir atabey
kılavuzluğunda öğreniyordu.

Türkler tarih boyunca, toplum içinde saygınlık kazanmış, yol gösteren, edep öğreten ulu kişilere “ata”
unvanını verdiler. Ata ve bey kelimelerinden oluşan atabey unvanı, Selçuklular devrinde ortaya çıkmıştır.
Bu kavram, lala kavramıyla çoğu zaman birlikte veya birbirinin yerine geçecek şekilde kullanılmıştır. Bu unvanı
taşıyan ilk kişi Nizamülmülk’tür. Atabeyler, üstün bir paye sahibi olurlar ve devlet protokolünde önemli
kişiler arasında yer alırlardı. Bu durumdan atabeyliğin Büyük Selçuklu Devleti’nde çok yüksek bir görev olduğu
ve sonradan bir unvan niteliği aldığı anlaşılmaktadır.

Şehzadelerin ileride tahta çıkma olasılıkları bulunduğundan eğitimlerinde bebekliklerinden başlanarak
atabeyler görevlendirilirdi. Atabey, sorumlu olduğu şehzadeyi eğitirken çok geniş yetkilere sahipti. Atabey
tarafından şehzadeye öncelikle askerî eğitim verilirdi. Kültür dersleri ikinci derecedeydi ve şehzadenin yeteneğine
göre düzenlenirdi.

Atabeyler; üstün askerî başarı gösteren komutanlar arasından seçilen, iyi huylu, devlete sadık, cesur,
akıllı, adalet ve hoşgörü sahibi, problem çözme yeteneğine sahip, olgun kişilerdi. Alparslan’ın henüz küçük
yaşta olan veliahdına, asker kökenli olmayan veziri Nizamülmülk’ü atabey tayin etmesi, Nizamülmülk’ün
önemini ve nüfuzunu gösteren bir istisnadır.

Atabeyler, hocalık yaptıkları şehzadelerin bulunduğu toprakları da yönetmiştir. Bu, bir süre sonra birtakım
sakıncaları da ortaya çıkarmıştır. Başlangıçta kendi şehzadelerini tahta çıkarmak şeklinde başlayan bu
durum, sonra bütün ülke yönetimini ele geçirmek için yapılan iç savaşlara da yol açmıştır. Nitekim merkezden
kopuk atabeylik devletlerinin ortaya çıkması, Selçukluların çöküşüne yol açan sebeplerden biridir.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu