İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Ankara’nın Başkent Oluşu (13 Ekim 1923)

Lozan Barış Antlaşması’nın TBMM tarafından onaylanmasından sonra, 6 Ekim 1923’te İstanbul işgal kuvvetleri tarafından boşaltıldı. Bu durum yeni devletin başkentinin neresi olacağı konusunu gündeme getirdi.

İsmet Paşa, on dört arkadaşı ile birlikte Ankara’nın başkent olması ile ilgili meclise bir yasa teklifinde bulundu (9 Ekim 1923). Yapılan görüşmelerin sonucunda 13 Ekim 1923’te TBMM’de kabul edilen tek maddelik bir yasayla Ankara, yeni devletin başkenti oldu. Orta Anadolu’da yer alan Ankara’nın başkent oluşunda coğrafi, jeopolitik ve stratejik konumunun büyük etkisi vardır. Başkent Ankara, konumu gereği ülkenin savunulmasında ve idaresinde avantaj oluşturmaktadır.

Ben Ankara’yı coğrafya kitabından çok tarihten cumhuriyet merkezi olarak öğrendim. Gerçekten Selçuklu yönetiminin parçalanması üzerine Anadolu’da kurulan küçük hâkimiyetlerin adlarını okurken çeşitli beylikler arasında bir de Ankara Cumhuriyeti’ni görmüştüm. Tarih sayfalarının bana bir cumhuriyet merkezi olarak tanıttığı Ankara’ya ilk defa geldiğim o günde gördüm ki orada geçen yüzyıllara rağmen hâlâ o cumhuriyet yeteneği sürüyor.

Genel kural şudur ki, genel durumu yönetme ve yürütme sorumluluğunu üzerine alanlar, en önemli hedefe ve en yakın tehlikeye mümkün olduğu kadar yakın bulunurlar. Ankara bu şartları toplayan bir noktadaydı.

Ankara'nın Eski Hali
Ankara’nın Eski Hali

Atatürk’ün yukarıdaki sözlerde vurguladığı gibi Ankara, Batı Cephesi’ne yakınlığı ve İstanbul ile ulaşım imkânları nedeniyle, Millî Mücadele’nin yönetilmesi için uygun bir stratejik konuma sahipti. Mustafa Kemal, 27 Aralık 1919’da Temsil Kurulu’yla Ankara’ya geldi. TBMM Ankara’da açıldı. Millî Mücadele zaferle sonuçlandıktan sonra Lozan Barış Antlaşması imzalandı ve İstanbul işgalden kurtarıldı. Bu durumda yeni devletin resmî başkentinin neresi olacağı konusu gündeme geldi. Bu konuda Atatürk, şunları söylemiştir:

Artık yeni Türkiye Devleti’nin başkentini yasayla belirlemek gerekiyordu. Bütün düşünceler, yeni Türkiye’nin başkentinin Anadolu’da ve Ankara kenti olması gerektiğinde birleşiyordu. Bu düşüncelerde coğrafi ve strateik durum önem taşıyordu. Bu arada İstanbul’un yeni milletvekillerinden bazıları İstanbul’un payitaht (padişah tahtının bulunduğu merkez) kalması gerektiğini söylüyorlardı. Bundan dolayı, başkent seçiminde önceden verilmiş kararımızı resmen ve kanunla saptayarak, payitaht tabirinin yeni Türkiye Devleti’nde anlamı ve yeri kalmadığı da belirtilmiş olacaktı.

Dışişleri Bakanı İsmet Paşa ve arkadaşları tarafından Ankara’nın başkent olmasıyla ilgili meclise sunulan tek maddelik yasa tasarısı 13 kim 1923’te tartışmalardan sonra büyük çoğunlukla kabul edildi: “Türkiye Devleti’nin başkenti, Ankara şehridir.” Aynı ifade 1921 Anayasası’na da eklendi.

Ankara'nın Yeni Hali
Ankara’nın Yeni Hali

Osmanlı İmparatorluğu son nefesini verirken Anadolu, ölmüş şehirler ülkesiydi. Ankara da bu çöken şehirlerden biriydi. Eski Ankara, harap bir kale ile hastalık saçan bir bataklık arasında ve bu kalenin eteklerine serilen perişan bir orta Anadolu kasabasından başka bir şey değildi.”

Ankara’yı bilim ve sanatın en son verilerine göre kurmaya girişen Cumhuriyet yönetimi, uluslararası bir yarışma açtı. Yarışmayı Alman mimar Hermann Jansen (Herman Yansen) kazandı. Yukarıda vurgulandığı gibi uzun süren savaşlar ve ihmaller nedeniyle bakımsız kalmış Ankara ve diğer Anadolu kentleri Cumhuriyet Dönemi’nde hak ettiği özene kavuşmuştur. Bu dönem mimarlığının iki temel amacı vardır:

  • Türk halkının kazanılan barış ve güvenlik ortamında büyük ve güzel kamusal yapılar, özenli konutlar, iş yeri yapıları, parklar ve oteller yapma olanağına kavuşması,
  • Her alanda olduğu gibi mimarlık alanında da özgür düşüncenin ortaya çıkması, buna bağlı olarak çağdaş ilkelerle insana hizmet etme ve güzellik ölçülerinin temel alınması.

Bu iki temel amacın gerçekleştiği ilk ve en çarpıcı örnek şehir, başkent Ankara’dır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu