Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi

1967 Arap-İsrail Savaşı

1967 Arap-İsrail Savaşı hakkında; Filistin davasının tek çatı altında toplanması için 1964’teki Arap Birliği toplantısında, Yaser Arafat liderliğindeki Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) ve gerilla tarzı askerî birlik niteliğinde yapılandırılacak El-Fetih’in kurulması kararlaştırıldı.

El-Fetih’in saldırıları sonrası İsrail’in Suriye ve Ürdün ile yaşadığı sınır çatışmalarında, BMGK’nin SSCB etkisiyle İsrail aleyhine karar vermesi Arapları cesaretlendirdi. SSCB’nin desteğini alan Mısır, Tiran Boğazı’nı İsrail’in geçişlerine kapattı. İsrail bu olayı savaş sebebi kabul etti ve 5 Haziran’da düzenlediği ani bir saldırı ile savaşı başlattı. Vietnam Savaşı’ndan istediğini alamayan ABD’nin Arap-İsrail sorununu barışçı yollarla çözme çabası, SSCB’nin destek vermesine rağmen yeterli olmadı.

Mısır yönetiminin ancak üç saat sonra haberdar olabildiği İsrail hava saldırısı ile Mısır, Ürdün ve Suriye hava kuvvetleri saf dışı bırakıldı. Hatta Irak’a ait bazı hava üsleri de vuruldu.

ABD donanmasına ait 6. Filo’nun bölgede olması ve İsrail’e lojistik yardım yapması, savaşın 6 günde bitmesini sağladı. SSCB’nin on adet savaş gemisini bölgeye göndermiş olması ve 1956’dan beri Araplara silah yardımında bulunması, sonucu değiştirmedi.

Savaş çok ciddi sonuçları beraberinde getirdi. Arap ülkeleri ABD’ye petrol sevkiyatını durdurup ilişkileri askıya aldı. İsrail; Golan Tepeleri, Batı Şeria, Sina Yarımadası, Gazze, Doğu Kudüs gibi yerleri ele geçirdi. Bu savaş Arap-İsrail savaşlarının dönüm noktası oldu. Çünkü İsrail, topraklarını dört kat artırdı (Harita 4.7). İsrail ile sınır sorunları; Filistin dışında Suriye, Ürdün ve Mısır ile de başladı. İsrail zulmünden kaçan mültecilerin sayısı milyonlara ulaştı. Arap ülkelerinin lideri olmak isteyen Mısır Devlet Başkanı Nasır’ın Arap dünyasındaki itibarı sarsıldı. Arap ülkeleri arasında birliği sağlayacak ciddi bir teşkilatın gerekliliği ortaya çıktı.

1967 Arap – İsrail Savaşı

1960’ların ikinci yarısından itibaren Filistinli silahlı gruplar İsrail’de eylem yapmaya başladılar. Buna karşılık İsrail de Filistinlileri destekleyen Ürdün’e karşı misillemeler yapıyordu.

İsrail’in Arap ülkeleri üzerindeki tehdidi artınca 1967’de Nâsır, BM’den 1956 Savaşı’ndan sonra Mısır-İsrail sınırına yerleştirilmiş olan silahlı güçlerin çekilmesini istedi. Bu istek yerine gelir gelmez Mısır, Mayıs 1967’de Batılı devletlerin 1956 Savaşı’ndan sonra serbest geçiş ilkesini garanti altına aldıkları Tiran Boğazı’nı İsrail gemilerine kapattı.

Mısır öncülüğünde İsrail’e yapılacak bir Arap saldırısının son hazırlıkları tamamlanmak üzereydi. İsrail Arapların saldırısını beklemek yerine ön alıcı bir saldırı yapma kararı aldı. 5 Haziran 1967’de İsrail hava kuvvetleri Kahire’deki ve Mısır’ın güneyindeki hava üslerine saldırılarda bulundular. İsrail hava üstünlüğünü ele geçirdikten sonra Sina’daki Mısır kuvvetlerini de kolayca alt edebildi.

9 Haziran’da Suriye egemenliğindeki Golan Tepeleri’ne gerçekleştirdikleri saldırılar da başarıya ulaştı ve İsrail bu bölgeye egemen oldu. Aynı zamanda İsrail kurulurken Ürdün egemenliğine bırakılmış olan Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde de Ürdün kuvvetleri yenilgiye uğratıldı. 11 Haziran’da savaş İsrail’in galibiyetiyle sonuçlandığı için bu üçüncü Arap-İsrail Savaşı’na Altı Gün Savaşı da denilmektedir. Bu savaş sonunda İsrail, Sina Yarımadası’nı, Golan Tepeleri’ni, Batı Şeria’yı ve dolayısıyla Kudüs’ü, Gazze Şeridi’ni ele geçirmiş bulunmaktaydı.

BM Güvenlik Konseyi 22 Kasım 1967 tarihinde Filistin-İsrail uzlaşmazlığında daha sonra da çok önemli bir yere sahip olacak 242 sayılı kararı aldı. Bu karar İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerektiğini vurgularken bölgedeki Arap devletlerinin de 1947’den beri sergiledikleri İsrail’in varlığını tanımamalarına ilişkin tutumlarını eleştirerek İsrail’in bölgede güvenli ve kabul edilmiş sınırlar içerisinde yaşama hakkına sahip olduğunun altını çiziyordu. İsrail’le savaş halindeki Arap devletleri 242 sayılı kararı tanımaya yanaşmıyorlardı.

1967 Savaşı’nda İsrail; Sina Yarımadası, Gazze, Golan tepeleri ve Batı Şeria’yı işgal etti.
1967 Savaşı’nda İsrail; Sina Yarımadası, Gazze, Golan tepeleri ve Batı Şeria’yı işgal etti.

Arap devletleri bu yenilgiyle büyük bir darbe yemişlerdi. 1950’lerin ortasından itibaren Arap milliyetçiliğinin lideri hâline gelmiş olan Nâsır yönetimindeki Mısır yenilmiş, bu savaşla birlikte Arap milliyetçiliği ideolojisinde bir düşüş yaşanmaya başlamıştı. Nâsır savaşın ardından istifa ettiğini açıkladıysa da Mısırlıların sokağa dökülmesiyle devlet başkanlığı görevini sürdürmeye karar verdi. 1970 yılındaki ölümüne değin de bu görevi sürdürdü.

Bölgede Arap birliğini gerçekleştirmeyi amaçlayan bu ideolojinin yerini ise zamanla ülke milliyetçilikleri ve onun ardından da İslamcılık almaya başlayacaktır. Buna paralel olarak Arap devletleri için Filistin sorunu en temel mesele olmaktan çıkacak söz konusu devletler İsrail tarafından işgal edilen kendi topraklarını geri almayı birinci öncelik hâline getireceklerdir. Bu savaşın ABD açısından sonucu, İsrail’i desteklemesi yüzünden Arap devletlerinin çoğunun ABD ile diplomatik ilişkilerini kesmesiyle bölgede uğradığı prestij kaybı olmuştur. SSCB ise savaş sırasında söz konusu devletlere büyük bir silah sevkiyatı gerçekleştirmişti. Dolayısıyla, Arap devletleri SSCB’nin desteğini arkalarında hissediyorlardı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu