İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

İzmir’in İşgali (15 Mayıs 1919)

Paris Barış Konferansı’nda İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilme kararından sonra 13 Mayıs 1919’da İzmir’e bir donanma geldi. Filoya komuta eden İngiliz Akdeniz Filosu Kumandanı Amiral Calthorpe, İzmir valisine şehrin Mondros Ateşkes Anlaşması’nın 7. maddesi gereğince işgal edileceğini bildirdi. Osmanlı Hükûmeti validen işgale karşı bir direniş olmamasını istedi. Vali, gelen emir sonunda bütün asker, subay ve karakol güçlerini direniş göstermemeleri için kışlada topladı. 14 Mayıs günü şehrin Yunanlılar tarafından işgal edileceği halk tarafından öğrenildi. Reddiilhak Cemiyeti bu işgali protesto etmek için bildiriler yayımladı. 14 Mayıs gecesi bir protesto mitingi düzenlendi. Vali İzzet Paşa, tüm bu gelişmelere rağmen halktan işgali gizlemeye çalıştı, Yunanlıların işgalinin bir söylenti olduğunu belirtti.

15 Mayıs sabahı Yunan askerleri kendilerini karşılamaya gelen Rum halkının sevinç gösterileri arasında karaya çıktı. Gazeteci Hasan Tahsin yaşananları hazmedemeyip Yunan askerlerine ateş etmesi üzerine şehit edildi. Yunanlılar kışlayı, hükûmet konağını, belediyeyi ve karakolları teslim alırken birçok sivil, asker ve memuru tutuklamış ya da öldürmüşlerdi. Tutuklulanmalarına tepki gösterenler zorla gemilere bindirildi. Bu esnada “Yaşasın Venizelos” demediği için Albay Süleyman Fethi Bey de şehit edildi. İzmir’de başlayan Yunan işgali Ege Bölgesi’nin iç kesimlerine doğru devam etti.

Hasan TAHSİN
Hasan TAHSİN

Osmanlı Hükûmeti İzmir’in işgali karşısında istifa etmek zorunda kaldı. Ayrıca bu işgal tüm yurtta büyük yankı uyandırdı. İşgali protesto etmek için ülkenin birçok yerinde mitingler yapıldı. Mustafa Kemal, Havza’dan kınama mitinglerinin daha da etkili olması için bildiri yayımladı. Amaç, mitingler yoluyla işgallere karşı halkı uyandırmak ve harekete geçirmekti.

19 Mayıs 1919’da Fatih’te ve 23 Mayıs 1919’da Sultanahmet’te iki büyük miting yapıldı. Mitinglerde Halide Edip (Adıvar), Nakiye Hanım, Selim Sırrı (Tarcan), Sait Bey ve Mehmet Emin (Yurdakul) millî duyguları coşturan ve işgalleri protesto eden konuşmalar yaptılar. İşgal güçleri mitingleri yasaklasa da yurdun çeşitli yerlerinde mitingler düzenlenmeye devam edildi. İzmir’in işgali Türk halkına gelinen durumun ne kadar tehlikeli olduğunu gösterdi. Bu tehlikeyi gören Türk halkı işgallere karşı direnmenin şart olduğuna inanmış ve Kuvayımilliye’nin doğmasını sağlamıştır. Mitingler de millî bilincin oluşmasına katkıda bulunmuştur.

Farklı bir kaynaktan İzmir’in İşgali

İzmir’in işgal edileceği haberinin duyulması üzerine bazı vatanseverler 14 Mayıs gecesi gösteriler düzenlediler. İzmirli vatanseverler, İzmir ve çevresinin Yunanistan’a bırakılmasını engellemek için Redd-i İlhak (Katılmayı Reddetme) Cemiyeti ve Milli Heyet adını verdikleri kuruluşlarda birleşti. Bahri Baba Parkı’nda yaptıkları bir mitingle halkı direnişe çağırdılar.

İzmir valisi ve kolordu komutanı işgal haberlerini yalanladı. Ancak 15 Mayıs 1919’da İngiliz, Amerikan ve Fransız savaş gemilerinin koruması altındaki Yunan ordusu İzmir’e çıktı ve şehri işgale başladı. Hukuk-u Beşer (İnsan Hakları) Gazetesi’nin başyazarı Hasan Tahsin, Yunan askerlerine ateş açtı ve orada öldürüldü.

İzmir’de Yunan işgaliyle ilgili soruşturma yapmakla görevlendirilen komisyon bir rapor hazırladı. Amiral Bristol, raporunda İzmir’in işgalini gerektiren bir güvenlik sorunu olmadığını yazdı. Ancak rapora rağmen şehrin işgali devam etti.

Osmanlı Hükumeti işgale kayıtsız kalınca halk kendini savunmak için önlemler aldı. Özellikle İzmir’in işgali ulusal bilincin uyanmasında etkili oldu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu