İslam ve Diğer Dinler Tarihi

Hz. Muhammed’in Vefatı

Veda Haccı ve Hutbesi, sanki Hz. Muhammed (s.a.v)’in bir ayrılık mesajı oldu. Özellikle Veda Hutbesi’nde
“Ey insanlar! Sözlerimi dikkatle dinleyiniz. Çünkü bu seneden sonra sizinle tekrar burada buluşup buluşamayacağımı
bilmiyorum” ifadesi, ashap arasında vefatının yakınlaştığına işaret olarak kabul edilmişti.

Veda Haccı’nı tamamlayıp Medine’ye döndüğü H.11. yılın safer ayının 19’una tesadüf eden çarşamba
günü, Hz. Peygamber kendini halsiz hissetmeye başladı. Mescid-i Nebeviyye yalnız çıkamıyor, arkadaşlarının
yardımıyla gelebiliyordu. Bu halde iken minbere çıktığı bir gün, ashabına hitaben, Allah’ın kuluna
dünya ile kendi yanı arasında tercih hakkı verdiğini, kulun ise Allah’ı seçtiğini ifade etti. Orada bulunan ve
bu sözleri duyan Hz. Ebu Bekir, onun ölümünü ima ettiğini anlamış ve ağlamaya başlamıştır.

Hz. Peygamber iyice ağırlaşıp mescide çıkamaz duruma geldiğinde, Hz. Ebu Bekir’e namazları kıldırmasını
emretti. Bu sırada Hz. Peygamber, Hz. Aişe’nin evinde bulunuyordu. Bir ara kendini iyi hissedince
mescide çıktı. Namaz kıldırmakta olan Hz. Ebu Bekir, onu görünce geri çekilip mihraba onun geçmesini
istedi. Peygamberimiz devam etmesi için işaret etti ve kendisi de onun yanına durarak namazını tamamladı.
Hz. Ebu Bekir, Peygamber efendimizin rahatsızlığı esnasında on yedi vakit namaz kıldırmıştır.

Hz. Ebu Bekir, Efendimizi, vefat ettiği günün sabah namazından
sonra ziyaret etti. Onun hastalığının hafiflediğini
gördü ve Medine’nin uzak mahallesinde bulunan evine gitti.
O, ayrıldıktan sonra Hz. Peygamberin durumu ciddileşti.
Efendimiz, Hz. Aişe’nin kolları arasında iken “ma’a’r’-
refîki’l-a’la” (en yüce dosta) sözleriyle rahatsızlığının 13.
günü (13 Rebîülevvel 11/8 Haziran 632 Pazartesi) Medine’de
vefat etti.

Hz. Peygamberin vefatını duyan Müslümanlar derinden sarsıldılar. Hz. Ömer, üzüntüsünden kendini
kaybetmiş ve onun ölmediğini sayıklamaya başlamıştır. Evine giden Hz. Ebu Bekir, geri gelmiş ve yaşanan manzaranın
vahametini görünce, insanları teskin eden bir konuşma yaparak kendilerine gelmelerini sağlamıştır.
Hz. Peygamber’in cenazesini Hz. Ali yıkadı. Amcası Hz. Abbas ile oğulları Fazl ve Kusem ve Üsâme
b. Zeyd, Hz. Ali’ye yardımcı oldular. Salı günü öğleye doğru yıkanıp kefenleme işi tamamlandıktan sonra
Hz. Peygamber’in cenazesi evinde bulunan serîr’in üzerine konuldu. Müslümanlar grup grup odanın
alabileceği kadar sayıda, önce erkekler, sonra hanımlar ve daha sonra da çocuklar içeriye girerek imamsız
olarak cenaze namazı kıldılar. Hz. Peygamber vefat ettiğinde altmışüç yaşında idi. Vefat ettiği yer olan Hz.
Aişe’nin odasına defnedildi.

Hz. Peygamberin mezarını Ebû Talha el-Ensârî (Zeyd b. Sehl) kazdı. Hz. Peygamber vefat ettiği günün
ertesi, yani Salı günü defnedildi. Kabrine Hz. Ali, Fazl b. Abbas, Kusem b. Abbas ve Üsâme b. Zeyd’in
indikleri rivayet edilir.

Onun Ravza-i Mutahhara olarak adlandırılan alandaki, Medine’de Mescid-i Nebi’nin içindedir. Hz. Peygamberin
mezarının yanında, Hz. Ebu Bekir ve Ömer’inde kabirleri bulunmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu