Türk Tarihi

Anadolu Selçukluları ve Beylikler Döneminde Türk Denizciliği

Türklerde Denizcilik

Türkler, Orta Asya’da kurdukları ilk devletlerden başlayarak Anadolu’ya gelinceye kadar geçen dönemde denizcilikle uğraşmadılar. Bu süre içinde Hazar Denizi, Aral gölü ve Basra Körfezi kıyılarına sahip oldular. Bu bölgelerde egemen olabilmek için denizci bir devlet olmaları gerekmiyordu.

Kendilerini bozkır yaşamına uyduran Türkler, ileri düzeyde bir atlı bozkır kültürü meydana getirdiler. Kara devleti özelliği, onların sosyal ve ekonomik yapılarına yansırken, askerlik kültürü de bu yönde gelişti.

Türkler Malazgirt Zaferi’nden sonra üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu’yu fethettiler. Bu topraklarda tutunabilmek için denizlerde de güçlü olmak gerektiğini kısa sürede kavradılar. Çünkü Anadolu kıyıları, denizcilikte ileri gitmiş olan Venedik, Ceneviz, Papalık donanmalarının tehdidi altındaydı. Türkler hem Anadolu’nun güvenliğini sağlamak, hem de ticaret yollarının kontrolünü ele geçirmek amacıyla denizciliğe önem verdiler.

Çaka Bey

İlk Türk denizcisi ve Türk denizciliğinin kurucusu sayılan Çaka Bey, Oğuzların Çavundur boyundandır.

Batı Anadolu’da Bizanslılarla yapılan savaşlara katılan Çaka Bey, bu mücadeleler sırasında tutsak düştü. Uzun yıllar kaldığı İstanbul’da denizcilik konusunda bilgiler edindi. Bir fırsatını bularak Anadolu’ya geçti. Mensup olduğu boyun yardımıyla İzmir’i ele geçirerek bir beylik kurdu.

Kısa sürede otuz parçadan oluşan bir donanma hazırlayan Çaka Bey, Midilli, Sakız, Rodos ve Sisam gibi Ege adalarını fethetti. Onun elde ettiği başarılar, Bizans’ı telâşa düşürdü. Çaka Bey Bizans ve Haçlı donanmalarını yenilgiye uğratarak büyük bir ün kazandı.

Çaka Beyin en büyük amacı İstanbul’u fethetmekti. Ancak, dışarıdan devamlı yardım alan ve güçlü surlarla korunan bu şehrin alınabilmesi için iyi bir plânlama gerekiyordu. Bu nedenle kara sınırlarını güven altına almak için kızını Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan’la evlendirdi. Çanakkale bölgesine hâkim olan Çaka Bey, Balkanlarda bulunan Peçenek Türkleri ile de iyi ilişkiler kurdu. Plânına göre; kendisi denizden, I. Kılıç Arslan Anadolu’dan, Peçenekler ise Balkanlardan olmak üzere Bizans üç taraftan kıskaca alınacaktı. Bu plânı anlayan Bizans İmparatoru Aleksis Comnenos (Aleksi Komnen), Türkleri birbirine düşürme politikası uygulayarak bu durumdan kurtulmak istedi. Kumanları (Kıpçak) kandırarak yanına çeken imparator, onları Meriç kıyısında Çaka Beyi bekleyen Peçenekler üzerine sürdü. Peçenekler, beklemedikleri bu saldırıya karşı koyamadılar ve yok edildiler. Bizans, daha sonra I. Kılıç Arslan ile Çaka Beyi birbirine düşürmek istedi. Bizans oyunlarını iyi bilen Çaka Bey, damadı olan Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan’ı Bizans entrikasına karşı uyarmak amacıyla ziyarete gittiğinde zehirlenerek öldürüldü (1096). Çaka Beyin gerçekleştirmek istediği bu plânın bozulması, Bizans’ı büyük bir tehlikeden kurtardı.

Haçlı orduları Çaka Beyin ölümünün ardından Anadolu’ya girdi. Başta İzmir olmak üzere beyliğe ait topraklar alınarak Bizans’a verildi. Onun öldürülmesi, gelişmekte olan Türk denizciliği için büyük bir darbe oldu.

Günümüzde Türk Deniz Kuvvetlerinin kuruluş yılı, Çaka Beyin deniz zaferleri başlangıç alınarak kutlanmaktadır (1081).

Anadolu Selçuklu Devletinde Denizcilik

Anadolu Selçuklu Devleti’nde denizcilik alanındaki ilk faaliyet, Süleyman Şah’ın vekili Ebulkasım tarafından başlatıldı.

Ebulkasım, Süleyman Şah’ın ölümünden sonraki altı yıllık dönemde Bizans’la mücadele etti. Marmara kıyısındaki Kios Limanı’nda bir tersane kurdurdu. Amacı, karadan abluka altına aldığı Bizans’ı denizden de baskı altında tutmak idi. Fakat hazırlanan ilk Selçuklu donanması I. Haçlı Seferi sırasında yok edildi.

Haçlı baskıları ile Anadolu’nun kıyı bölgelerinden iç bölgelerine doğru çekilmek zorunda kalan Anadolu Selçukluları, kıyı topraklarına XIII. yüzyıl başından itibaren yeniden ulaşmaya başladılar. Anadolu Selçuklu Devleti’nde, kıyılarda önemli yerler fetheden ve denizcilikle ilgilenen sultanların başında I. Gıyaseddin Keyhüsrev, I. İzzettin Keykâvus ve I. Alâeddin Keykûbat gelmektedir.

I. Gıyaseddin Keyhüsrev Karadeniz ve Akdeniz kıyılarına önemli seferler düzenledi. Trabzon Rumlarını yenerek Samsun ve çevresini aldı. Bunların sonucunda Karadeniz ticaretini canlandırdı. Ayrıca Anadolu’nun Mısır ve Avrupa ile ilişkisini sağlayan önemli bir ithalât ve ihracat üssü olan Antalya’yı fethetti (1207). Burada oluşturduğu donanma, ileride I. Alâeddin Keykûbat’ın Alâiye (Alanya) fethine de katıldı.

I. izzettin Keykâvus ise Karadeniz kıyısında önemli bir ticaret merkezi olan Sinop’u aldı. Kurulan tersanede oluşturulan donanma ile Ceneviz ve Trabzon Rumlarına karşı başarılı bir mücadele verildi.

I. Alâeddin Keykûbat Alanya’yı fethederek Antalya’dan sonra Anadolu Selçuklu Devleti’nin ikinci tersanesini burada kurdu. Alanya’da oluşturulan donanma, Akdeniz kıyılarındaki kara ordusuna destek sağladı.I. Alâeddin Keykûbat döneminde ilk defa deniz ötesi sefere çıkan Selçuklu donanması, Karadeniz kıyılarında fetihler yaptı. Kırım ve Suğdak’ı alan bu donanmanın başında Kastamonu uç beyi olan Hüsameddin Çoban bulunuyordu. I. Alâeddin Keykûbat’ın bu fetihleri, Sinop ve Kırım arasındaki deniz ticaret yolunu güvenlik altına alarak Türk deniz ticaretini geliştirdi.

Anadolu Selçuklularının denizciliğe verdiği önem sayesinde, Karadeniz ve Akdeniz kıyılarındaki birçok liman ele geçirilerek devletin ekonomik yönden güçlenmesi sağlandı. Ayrıca Selçuklular, Anadolu’nun bu kıyı şehirlerinde kurdukları tersanelerle donanmalarını güçlendirdiler ve güçlenen bu donanma ile ticaret yollarının güvenliğini sağladılar. Böylece Anadolu Selçuklu Devleti bir kara devleti olmaktan çıkarak denizlerde de söz sahibi oldu.

Beylikler Döneminde Denizcilik

Denize kıyısı olan Anadolu beylikleri, bu coğrafyada yaşamanın bir gereği olarak denizcilikle ilgilenmişlerdir.

Anadolu beylikleri içinde denizcilik alanında en büyük çalışmayı Aydınoğulları Beyliği yaptı. Beyliğin kurucusu olan Mehmet Bey, İzmir’i aldıktan sonra denizcilik alanındaki faaliyetini artırdı. İzmir ve Selçuk’ta kurulan tersanelerde güçlü bir donanma hazırlattı. Oğlu Gazi Umur Bey zamanında denizcilikte önemli bir güce ulaşıldı. Umur Bey, Sakız, Bozcaada ve Semadirek gibi Ege adalarına başarılı seferlerde bulundu. Mora kıyılarını yağmaladı. Zaman zaman Bizans’la dost geçinerek onlara yardımda bulundu. Bizans’la birlikte Kili ve Eflâk kıyılarına seferler yaptı. Ancak, 1344’te Haçlı kuvvetleriyle Rodos şövalyeleri İzmir’e baskın yaparak limanı ele geçirdiler. Aydınoğullarının tersane ve donanmalarını yaktılar. Umur Bey, kaybettiği yerleri geri almak için çarpışırken şehit düştü (1348). Umur Bey, denizcilik alanındaki başarıları ile Türk denizcilik tarihinin en önemli simalarından biri oldu.

Menteşeoğulları Beyliği de denizcilikle ilgilenen Türk beyliklerinden birisidir. Özellikle Mesut Bey zamanında, Rodos şövalyeleri ve Kıbrıs Krallığı ile mücadeleler oldu. Rodos’un önemli bir kısmı ele geçirildi (1300). Ancak ada Rodos şövalyeleri tarafından geri alındı.

Batıda kurulan beyliklerden birisi olan Karesioğullarmın da donanması vardı. Bu beyliğin Osmanlılar tarafından ortadan kaldırılmasıyla donanmaları Osmanlılara geçti.

Saruhanoğulları da oluşturdukları donanma ile Mora, Yunanistan ve Makedonya dolaylarına başarılı deniz seferleri düzenlediler.

Karadeniz bölgesinde kurulan ve küçük bir beylik olan Pervaneoğulları, Trabzon Rum İmparatorluğu ve Cenevizlilere karşı başarılı mücadeleler yaptı. Pervaneoğulları, özellikle Gazi Çelebi zamanında denizcilikte çok güçlü bir duruma geldi. Gazi Çelebi, Cenevizlilerin elindeki Kırım üzerine bir sefer düzenledi (1313). Seferlerde sağladığı başarılar nedeniyle ünü Avrupa ülkelerine kadar yayıldı.

Karadeniz Bölgesi’ndeki diğer beyliklerden birisi olan Candaroğulları da Sinop’ta tersane sahibi idi. Donanmaları ile Karadeniz’de faaliyet gösteriyorlardı. Bu beylik toprakları Osmanlılara katılınca, Sinop tersanesi Osmanlıların Karadeniz’deki önemli bir deniz üssü hâline geldi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu